Yorum Ekle
 
Yorum No : 5733 | harika ören03.02.2012 10:41:26
Sevgili Serap, her kelimen gerçek...Hayatın içinden..
Olan şu dur ki, nefes almanın dayanılmaz hafifliğine teslim olmak gerek, suyun akışında sürüklenirken kaygı duymadan yaşamayı bilmek gerek, küçük mutluluklara teslim olmak gerek...
Gönlüne kalemine sağlık..
 
Yorum No : 5830 | İbrahim H. ATAŞ17.02.2012 19:56:26
Güzel bir noktaya değinmişsiniz hocam. Haklısınız maalesef insan başına daha kötü şeyler gelmedikçe elindekinin kıymetini bilmiyor/bilemiyor.
Bu farkındalığa varmak gerekiyor.
Talha Bora Öge dinlerdim radyoda.
Hep aynı sözle bitirirdi programını..
Dün geçti, yarın gelmedi, anı yaşayın..

 
Yorum No : 5885 | Mustafa ALSANCAK27.02.2012 01:30:14
Muhterem Serap hanım...Esasında, daha önceleri âşinası olduğumuz Ergül İlter hanımefendinin yazılarını ha-ber com'da bulamayınca, acaba, başka bir gazeteye mi geçti de bizleri ihmal mi etti ki diye düşünüp dururken ve pek çok siteyi dolaşırken bir anda Ergül İlter hanımın resmini EFECE haberde görünce büyük bir sevinç duymuştum. Bu arada Efece'nin zengin yazar ailesi ne de hayran olmamak elden gelmiyor.
Sizin Yazlıkçılar başlıklı yazınızı okuyunca çok beğendim.Daha sonraları diğer yazılarınızı da karıştırırken çok etkileyici bir yazma sanatına sahip olduğunuzu gördüm. Oysa yan taraftaki yazarlar resmigeçidindeki fotoğrafdaki resminize yakından baktığımızda sanki lise son sınıf sınavlarına hazırlanan okul bahçesinin akasya ağaçları altında saçlarını rüzgâra kaptırmış ve sanki daha yeni âşık olmuş cıvıl cıvıl genç bir kız izlenimi veriyorsnuz...Sizi kutlarım...
Üzüntüler, sevgiler ve hani o insanlaın birbirlerine âşk şarkıları terennüm ederek yaşam boyunca doyumsuz sevgilerinin hiç azalmayacağını, bilhassa erkeklerin kızların kulaklarına ilâhiler okur gibi SENİ EBEDİYETE KADAR SEVECEĞİM vaatlerinin yemin billâhlarla tekrarlanmış olan âşkları bir anda veya eski tâbirle vakit saat geldiği için mi nedir bir bakıyorsunuz daha geçen ay dünyanın en mes'ut insanları görünümündeki çok takdir ettiğimiz yakın dostlarımızın ayrılık sinyalleri vermekte olduklarına tanık oluyoruz.Sanki Avrupa sistemine uyar gibi sudan sebeplerden kavgalara girişip sanki ellerinin altında tuttukları yeni sevgililerin önünü açabilmek ve onlarla beraber olabilmek için eşlerinden ayrılma yolunu seçiyorlar. İnsanlarımız,sanki yeni moda elbise giyer gibi eskisini çıkarıp yeni yeni eşler arayan bir toplum hâline dönüştü yaşam sistemimizde. Ayrılıklara ve birbirlerinden uzaklaşmalara alıştı artık insanlarımız.Fakat en büyük acı veren olay ise ölüm denen soğukluğun bir gün gelip kapımızı çalmadan içeri girip en sevdiklerimizi bizden koparması ile yaşanıyor.Neler duymuyoruz ki neler...O, kendi amansız hastalığıyla pençeleşirken önünde sayılı günler kaldığını bilen ve yakında kaybolup gideceğini değil de daha çok arkasında bırakacağı küçücük yavrularının akibetini düşünen o muhterem Analar yok mu kanatsız Meleklerdir...
 
Yorum No : 5895 | serapduzgorenari28.02.2012 00:51:49
Sevgili Mustafa Alsancak ,beni onurlandırdınız.Kavak yellerinin saçlarımda oynaştığı 2o yıl öncesine götürdünüz,çok teşekkür ederim.Sevgili ERgül İlter benimde ilgiyle takip ettiğim yazar komşum,onun deneyimli yazılarının yanında benim amatör samimiyetimle dökülen kelimelerim için söyledikleriniz kendimi çok iyi hissettirdi.Hele ki kalemimin eskisi kadar geveze olmadığı bu dönemde bana ilham verdiniz.Sevgilerimle...
 
Yorum No : 5969 | Mustafa ALSANCAK02.03.2012 02:52:26
Çok muhterem Serap Düzgören ARI Hanımefendi! Lûtfettiğiniz nâzik sözleriniz için teşekkürler ederim efendim. Bu yazınızdan birkaç satıra değinmek isterim.Çök güzel ve akıcı bir anlatımla insanı hem düşündürüyorsunuz ve hem de duygulandırıyorsunuz.Meselâ: " Bazen bir dalga kıyıya vuruyor bazen dibe vuruyor.Bezen de denizin üzerinde havalı havalı kulaç atıyorum.....İnsan olmanın her türlü ruh hâlini yaşıyorum " diye daha ilk cümlelerinizde hayatın tüm güçlüklerine meydan okuyan bir cesaretle ( ŞİMDİ YAZINIZI T EKRAR İNCELEDİKTEN SONRA) sanki Oxford'da okuyan yaztatilini yazlıklarında geçiren bir genç bayan hâlinizle kırmızı bir İngiliz atına binmış etrafı tozu duman katan ve atı koşturdukça koşturan arkasında kavak yelleri estiren bir bayan izlenimi verirken aaa bir de bakıyoruz ki birden bire etrafınızda acılar içinde kıvranmakta olan o yakın dostlarınızın rahatsızlıklarının Size vermiş olduğu büyük üzüntülerle çok sarsılmış olduğunuzu anlamaya çalırken LOPUS denen kahredici bir hastalığın da insanlara saldırı hâline gelmiş şekliyle korku yarattığını öğreniyoruz.Ve devam eden satırlarınızda şunu da bir kere daha anlıyoruz ki, küçük mutlulukların bile insan yaşamında ne kadar büyük bir anlam taşıdığını ve mutluluk denen bu nesnenin insan vücudunun en yararlı gıdalarından biri olduğunu da o mutluğu yaşarken yaşarız...
İnşallah beni yanlış anlamamışsınızdı.Benim, ifade etmeye çalıştığım şey bir tecessüs meselesidir.İnsan, kişiyi iyi gözle görmek istiyorsa iyilikler görünür onun gözlerinde.Ben sadece yazarlar resim listesindeki resminize bakarak sanki hani bütün seneyi ders çalışa çalışa yorulup artık son bitirme sınavına hazırlanan hani o Gazi Eğitimin bahçesindeki akasya ağaçları altında saçları omuzlarına dalga dalga yayılmış ve gerçekten kafasında yeni âşıkların kavakyelleri esen bir kız görüntüsü vurmuştu gözlerime. Bu nâçizane bir takdirdir Sizin hakkınızda.Lûtfen kabul buyurunuz.
Selâm ve sevgiler sunar ailecek sağlıklı günler dilerim.