Yorum Ekle
 
Yorum No : 12140 | Mustafa ALSANCAK02.01.2015 02:14:13
Çok kıymetli yazarımız Melek Adalet ÖNOL HANIMEFENDİ.
Yukarıda başlık olarak atmış olduğunuz " DAĞINIK EVLER" İNSANIN HAYALGÜCÜNÜ ALIP ÇOK UZAKLARA VE GENÇLİK YILLARINA GÖTÜRÜYOR.
Konu olarak ve sade bir dille işlemiş olduğunuz toplumsal yaşam biçimimizdeki eksiklikleri, fazlalıkları ve esasta yapılması gerekli şeylerin neler oluğunu içeren sanki bir alım satım deposunun sayımın yaparmış gibi masaya yayıvermişsiniz .Âdetim kurusun yine yazınızdan birkaç alıntı ve haddimi aşarak birkaç kelime ile içimden geçenleri de ilâve etmeden duramayacağım: "YATAK ODASI KAHKAHLARLA İNLEYECEK... ZİRA ORASI, O MEKÂN, BİRBİRLERİNİ SEVEN KİŞİLERİN ÂŞKIN DORUĞUNA ÇIKTIĞI YERDİR. VE SONRA HANİ BİZİM TÜM GÜNAH VE SEVAPLARIMIZI ALIP GÖTÜRECEK OLAN BANYO SEFAMIZ OLMALIDIR"
" BU EV NE GÜZEL YEMEK KOKUYOR DERSE..."
Evet!Bir insan bir eve geldiğinde burnuna çok hoş gelen bir yemek kokusu ile mest olabiliyorsa o evde huzur vardır ve o evde sevgi gülleri açmıştır derim.
"BİR KIŞ KULLANMADIĞINIZ NE VARSA İHTİYACI OLANLARA DAĞITIN" diye bir bonkörlük örneği sergilemektesiniz. Bu değindiğiniz konu bizim gibi az gelişmiş toplumlarda çok sık rastlanan bir meziyet değildir.Avrupalılar bu işin tam ustasıdırlar.Ellerinde ne varsa hemen yardım derneklerine veya ihtiyacı olanlara vermekten bir dakika bile geri durmazlar. Veyahutta Kilise Misyonerliğine çuvallar dolusu elbise ve diğer giyecek eşyalarını hediye edip fakir Afrika ülkelerine gönderilmesine desek olurlar. Hatta durum artık öyle bir hal almıştır ki yeni aldıkları birşeyin daha etiketini bile çıkarmadan konteynerlere atma hovardalığını yapmaktadırlar. HİÇ UNUTMAM BUNDAN BİRKAÇ SENE ÖNCEYDİ ÇOK YAKIN DOSTUM FİRMA DOKTORUMUZ BENGT´OLOF HÄGGNELL bir pazartesi sabahı oturmuş sabah kahvesi yudumlarken beyaz gömleğini çıkardığında bir de baktım sırtında çok şık kırmızı bir kazak vardı. Güle güle kullan anlamında " SİLİT MED HÄLSAN" dedim. Ve bana bakıp gülerek teşekkür etti. Bu kazağı nerden aldım biliyor musun ?dedi. Pahalı bir mağazadan aldığı belliydi. Çok para vermiş olmalısın dedim. Adam tekrar güldü ve bana doğru daha da yaklaşarak sanki etraftaki arkadaşların duymasından korkuyormuş gibi kulağıma eğilip :" AZİZ DOSTUM BEN BUNU DÜN KOYTEYNERE ÇÖP ATMAYA GİTTİĞİMDE KOYTEYNERDEN BULDUM. HEM DE ÜSTÜNDEKİ ETİKETİ VE FİYATINI DAHA ALMAMIŞLARDI. YÂNİ YEPYENİ HİÇ KULLANILMAMIŞ BİR KAZAĞI ÇÖPE ATACAK KADAR TUTUMSUZ İNSANLAR VAR DEYİNCE ağzım bir karış açık kaldı.

SOKAKTAKİ ÇOCUKLARA ZİYAFET ÇEKMENİZ ÇOK HOŞUMA GİTTİ. Gerçekten aynı şeyleri biz de ;yâni, komşu teyzenin çocukları topluyup kurabiye ikramında buluduğu anları nasıl yaşadığımızı hiç unutamayız.Oysa kendi evlerimizde annelerimiz her şeyin âlâsını da yaptıkları hâlde komşu teyzenin çoluk çocuğu toplayıp ziyafet çekmesi de Mahalle çocuklarını birbirine kaynaştırdığı gibi birarada olmak insana daha başka bir yakınlık ve dayanışma duygusu aşılardı ve yenen şeyler ise ayrı bir tad verirdi.
Horuldamanın da bazı sınırı olmuş olmalı ki, Türkiye'de bilmem ama Orta ve Kuzey Avrupa İskandinavya ülkelerinde esasında sırf bu horlamaar nedeniyle karı-kocanın geceleri ayrı odalarda yattıklarını duyup dinlemişimdir. Avrupalı erkekler bu horuldama ile ayırdıkları odalarının sebeplerini izah ederlerken çok kolaycı ve insana cazip geldiği gibi duyunca da içini gıdıklayan argümantasyonları var.Onlara bakılırsa yâni karı-kocanın odalarını ve yataklarını ayırmalarının tek sebebinin cinsel açıdan çok gerekli ve o kadar da yararlı olduğu için yapıldığına ve bu şekilde erkeğin eşi ile olan seks babındaki istek ve arzusunun çok yüksek mertebede olduğu kanaatindeler.
Ama bizim yaşam stilimize uyan birşey olamaz.Biz Türkler kadınımızın sıcacık tenini o HORULTULAR arasında da olsa hissetmek isteriz ve karşı odaların birinde Dingonun ahırında yatarmış gibi gece yarısı uyanıp cinsel arzu ile kadına yaklaşmak biz Türk erkekler için uygun olamaz. Türk erkeğinin soğan ekmek yese yine de aklı uçkur çözmedir derler...
ayg
 
Yorum No : 12141 | melekkk06.01.2015 13:53:34
Mustafa Bey yine yorumuzla yazımın çok çok üzerinde bir güzellik katmışsınız. Biz bir nesil böyle büyüdük. anne ve babalarımız bize bir tek kırıntıyı bile attırmadı. Zira savaş görmüşlerdi. Yokluk görmüşlerdi. Giysilere gelince Sektörel olarak giysi ilgimi çekmektedir. yıllardır aynı şeyi uygularım. 1 yıl sonra evimde gerek giysi gerek evin diğer elyaları ne varsa güzelce yıkar kutulara koyar ve sokağa bırakırım. bana göre en güzel geri dönüşüm ustaları sokaklarda bu ilşleri yapanlardır. Horlama sesini ise gerçekten severim. hiç yemesem de mutlaka hemen her gün bir tas bir şey yaparım. bu geleneksel yapımdan olabilir. Belki de mutluluğumun sırrıdır. En derin sevgi ve saygımla. Varlığınızı eksik etmeyiniz lütfen bizlerden.