Yorum Ekle
 
Yorum No : 10725 | Mustafa ALSANCAK03.04.2013 03:19:47
Muhterem Nevin I Ş I K HANIMEFENDİ...
Günlerdir düşünceler içindeyim...Yukarıda kaleme almış olduğunuz Türk insanının bitip tükenmeyen devlet dairelerindeki çileleri hepimize büyük sıkıntılar vermeye devam etmektedir. Daha önceleri Turgut ÖZAL zamanında başlayıp doruğa çıkan vatandaşı devlet dairelerinde soyup söğüşlemelerini hâlâ dün gibi anılarımızda yaşıyoruz.
Hiç unutmam bir defasında Antalya PTT'sinden telefon bağlattırmak için büyük uğraş verdikten sonra baktık ki her memur hep yan çiziyor.İllâ ki masa altından para bekliyorlardı. Birden aklımıza aynı yerde çalışan ve tanıdık birisi olan Huriye G. adlı bir bayan gelmişti. Akşamleyin eve geldiğimizde kendisi ile temas kurduktan sonra meseleyi çözmenin hiç de öyle söylendiği ve pratikte vatandaşa yaşattıkları gibi zor birşey olmadığı bilgisini almıştık.Huriye G. hanım bize yarın bana gelin bu işle uğraşan memur arkadaşla ben sizi tanıştırırım ve işinizi aynı anda bitiriverir demişti. Allah biliyor yaa bu bozuk düzenli bir memlekette illâki yine tanıdık vasıtası ile de olup gidilse rüşvet isteyeceklerine emindik.
Neyse anlaştığımız gibi o güzide bir karektere sahip olan bayan Huriye G.'nin yanına çıktık. Bizi hiç bekletmeden bu telefon bağlama işlerinden mesul memur arkadaşının (Adam Şefmiş) yanına çıkardı. Heryerde olduğu gibi orada da misafirperverlik gösterip çay falan buyur ettiler.Mukaveleyi imzâlayıp şefin odasından Huriye G. hanımla birlikte merdivenleri iniyorduk ki şöyle bir arkama bakayım dedim ve yukarıda adını ettiğim şefin yavaş adımlarla arkamızdan bize yaklaşmakta olduğunu çakmıştım. Huriye hanıma durumu söyleyince sakın arkanıza bakmayın doğruca benim odama gideceğiz. Sizden para bekliyor da onun için benim sizin yanınızdan ayrılmamı gözlüyor. Sakın bir falso yapmayın. Adam anaforu çok sever.Benimle olduğunuz sürece sizden birşey isteyemez. Yolumuza devam ediyoruz diye bize akıl vermişti.Bir ara kapıya yaklaşıp dışarı baktığımda adamın hâlâ ümit dünyası diye düşünmüş olmalı ki yolumuzu gözlediğini anladım.Huriye G. hanım bizimle parkyerine kadar gelerek bizim arabamıza binmemizi ve oradan hareket etmemizi beklemişti.Şaşırıp kalmıştık.
Yine bir yaztatilinde sitede düğün olmuştu.Gelin ve damadı sevap olur diye Otobüs Terminaline götürmek için yola çıkmış ve tam terminale 50 metreden az bir mesafe kala refüjün orta kenarında polis durdurmuştu.Ehliyet, ruhsat kontrolü falan derken trafik sigortasını sordular. Aksilik bu ya tam da o gün Avupa'dan yeni geldiğimiz için kasko ve diğer sigortayı Ankara Sigortaya bir akrabamız yolu ile yenilettirmiştik. Fakat sigortanın yenilendiğine dair bir ogün müddeti biten sigorta poliçesini de arabaya koymaya unutmuştuk. Zira o gün için her şey yeniydi bizim için. Uçak yolcuğu ve Yazlıkçılar Sitesinin dünya güzeli kızlarından Hüsniye Çınar hanımın güzel kızı SEMRA HANIMIN DÜĞÜNÜNE KATILMIŞTIK .Yeni belge de henüz elimize geçmemişti. Ertesi sabah faksla bildireceklerdi.Trafik polisine bunu bir türlü kabul ettirememiştik.Trafiksigortasının yapıldığı yere telefon ettirip polisleri onlarla konuşturmama rağmen adamlr nal deyip de mıh demiyorlardı .Polisin kafasında gezen tek şey:ARABAYI BAĞLATIP PARKYERİNE GÖTÜRMEK OLDUĞUNDAN onlara NE DEDİMSE DİNLETEMEDİM. HAYATIMDA TÜRKİYE'DE RÜŞVET İSTEYENLERDEN NEFRET ETTİĞİM VE BUNU AVRUPA'DA OKUMUŞ VE YAŞAMIŞ BİR İNSAN OLARAK KİMSEYE ZIRNIK KOKLATMAMA PRENSİBİM OLDUĞU HÂLDE BEN POLİSLE CENTİMENCE KONUŞUNCA BİR ara BAKTIM KULAĞIMA DOĞRU EĞİLEREK :"YUKARIDA BİZİ DİKİZLEYEN MOBESA KAMERALARI OLDUĞUNU UNUTMA. ŞU ANDA MERKEZ de BİZİ GÖZETLİYOR" demez mi? Doğrusu polise rüşvet vermek aklımdan bile geçmediği hâlde bilmem halkımızın bu yolu seçtiğini bildiklerinden midir pek anlayamamıştım; Zahir, benim arabayı bağlamaması için ona para teklif edeceğimi sanmış olabilirdi. Belki de MOBESA görüntülerinin benim böyle bir hareketimle onu müşkül duruma sokacağını düşünmüş de olabilirdi.
Hele hele şu "REFAKATÇİ" rezaletini dile getirmeniz yok mu doğrusu 10 puanlık bir not almış oldunuz.Böylesine rezil bir sisteme halkımız nasıl dayanıyor akıl alacak gibi değil.
Hastahane ziyaretlerinde tanık olduğumuz o burnundan kıl aldırmayan kendini beğenmiş hemşirelerin odalarında örgü örmelerini sürdürürlerken hastalarının yanında uykusuzluktan iki büklüm olmuş zavallı REFAKAT'çilerin hâli yürekler acısı oluyor. Ne hikmetse Başhekimler bile hastahane temizlikçi kadınlara emir verip etrafın temiz olmasını sağlamaktan aciz durumdalar.
Anna diye bir kız arkadaş vardı.Avustralyada okurken bir trafik kazası geçirmişti ve sigorta şirketi bayana 40000 dolara yakın bir tazminat ödemişti. Hani hep memleketimizin pozitif propagandası yapmak için çırpınıp duruyoruz yaa. Kuzey Avrupalıların Türkiye'yi sevmeleri ve orada mutlu bir tatil geçirip memleketlerine dönmeleri bizler gibi Türkiye âşığı insanlar için büyük bir gurur meselesi oluyor. İşte bunun gibi bu yapılan atılımlar sonunda yukarıda bahsettiğim bayan ANNA Türkiye'ye Bodrum'a tatile gitmişti.
Anna oraları çok beğenmişti.Bu arada Bodrum'un hemen dışına yapılmakta olan villalardan bir villa için ilgi duyup elindeki 25000 dolarını kapora olarak yatırmıştı.Gel zaman git zaman derken inşaat bir türlü tamamlanamadığı için mütahhit de devamlı bir şekilde daha çok para göndermesi için baskı yapıyordu. Bizzat ben yardımcı olmak için işleri güçleri sahtekârlık olan inşaat firmasına defalarca telefon edip durumu anlattım. 85000 Euro daha istiyorlardı. Oysa evler de vaad edildiği gibi son halini de almış değildi.Avukata başvurduğu halde âllem gullem edip zavallı bayanın yatırdığı 25000 dolarını güme getirmiş oluyorlardı.
 
Yorum No : 10730 | Nevin Işık05.04.2013 20:00:19
Merhaba değerli Mustafa ALSANCAK beyefendi.
Öncelikle yazımda eksik kalanları tamamlamış olduğunuzdan çok teşekkür ederim.
Umarım sağlık ve afiyettedirsiniz. Uzun zaman oldu görüşmeyeli, ben kıssa bir süre önce ülkemizdeydim yoğun ve stresli bir tempodan sonra babavatana döndüm ve uzun bir süredirde kitabımın çalışmalarını takipteydim nihayet bitti, bu nedenle buradan ben uzak kalırken göndermiş olduğum yazılarımda malesef yayınlanmadı hatta kitap çalışmalarımı resimlerle değerli okurlarım sizlerle paylaşmak istedim ama malesef bilmediğim nedenlerle yayınlanmadı ve hatta görüyorumki değerli okurlarımızın yorumlarıda onaylanmıyor ve tabiki benimde.
Üzücü bir durum yani anlayacağınız ayrımcılık standart uygulaması malesef her yerde var ve bun durumlar beni üzüyor haliyle, gönül isterdiki aranızda olayım emeklemeden yürümeye başlıyayım ama yürüyenlerin arasında kaybolduğumu hissediyorum. Ne yalan siz Mustafa beyi yazar arkadaşları ve okuyucuları özlemiştim özledimde ve şuda bilineki AYRIMCILIKLARDAN nefret ederim.
Son bir kaç yazım kitabımla ilgili tanıtımım yayınlanmamış olduğu için buraya karşı olan heyecanım bitti, sizin yorumunuzuda tesadüf gördüm hani acaba gönderdiğim en azından kitabımın tanıtımı yayınlandımı acaba diyerek girdiğimde, ama bir gerçek varki KALİTELİ MARKALI kalem değilim, sitemkar yazdığım içinde üzgünüm ama sizleri çok özlicem.
Gül kokulu sevgilerimi iletirken aldığım bir teklifle KALİTE MARKA ayrımcılığı olmayan bir başka gazetede de yazıyorum.
Hoşça ve dostça kalınız.
 
Yorum No : 10732 | Mustafa ALSANCAK07.04.2013 01:53:44
Çok Muhterem Nevin I Ş I K...
Kusura bakmayın ama ben de Sizi hâlâ bütün güçlüklere rağmen Türkiye'deki işlerinizi sabırla yürüttüğünüzü ve kimseye metelik vermeden yolunuza devam ettiğinizi düşünmüş olmamdan ötürüdür ki ,tamam diyordum Nevin hanım muhakkak bu kadar işyoğunluğu nedenile uzun zamandır eksikliğini hissettiğimiz o yeni ve içinden geldiği gibi döktürdüğü yazılarını yazmaya vakit bulamıyordur... Ama benim yukarıdaki, yazınıza yollamış olduğum yorumuma göndermiş olduğunuz nâzik cevabınızdan ,işlerin hiç de benim düşündüğüm gibi olmadığını anlıyorum. Ama bir de şöyle birşey de aklıma gelmiyor değil yâni: ŞİMDİYE DEK YAZDIĞINIZ YAZILARI TÜMÜYLE YAYINLAMIŞLARDI. HEM NALINA VE HEM DE MIHINA VURMAKLA CESARET ÖRNEĞİ GÖSTERDİĞİNİZ YAZILARINIZ PEK DE HOŞUMUZA GİDİYORDU. TEKNİK BİR ARIZA NEDENİYLE YAZILARINIZ SAYIN REDAKTÖRÜN ELİNE GEÇMEMİŞ OLAMAZ MI?
Doğruyu söylemem gerekirse Sizin kitabınız hakkında sessiz kalmış olmanızı da yadırgamıştım. Kitap, hayatın bir parçasıdır.Yazılan kitaplar için ne kadar çok reklam veya tanıtım yapılsa yine de yeterli olamaz.Acaba demiştim Nevin hanım dahaönceki bir yazısında sözünüettiği o basım işine destek veren kurumla aralarında bir anlaşmazlık mı çıktı da hanımefendi KİTABI'nın tanıtımından sessizce vaz mı geçti ki ?
Muhterem Nevin hanım !!! Etrafımızda neler olduğunu pek anlayamıyorum...Mevsim artık bahar oluyor ve sonbahar da olmadığına göre neden acaba YAPRAK DÖKÜMÜ MEVSİMİ GELMİŞ GİBİ dahaönceleri Egül İlter hanım, şimdi de Siz sanki gemiyi terkediyormuşsunuz gibi içimize bir hüzün çöktürüyorsunuz.Sanki ayrılan güzide insanlar azmış gibi son beş-altı haftadır da dünyanın en güzel bayanlarından biri olan ve her yorumunu zevkle okuduğumuz EMİNE ALTINSU hanımefendiden de bir Hayat ışığı göremiyoruz. İnşallah rahatsızlığı falan yokturdur. Kendisini çok özlediğimizi bilmesini isterim .Saygı ve sevgi dolu selâmlarımı yolluyorum.
Hangi gazeteye başladığınızı belirtmemişsiniz. İnsanlar nerede yazarlarsa yazsınlar okuyucuları onların yazılarını okumaya devam etme hakkına sahiptirler. Şu veya bu gazeteyi okuyacaktır diye bir monopol düşüncemiz de olamaz.
İlâhi Nevin hanım! Her şeyin gönlünüzce olmasını diler sağlıklı ,başarılı ve güzel günler geçirmenizi temenni ederim.Gül kokulu selâmlarınızı özleyeceğimizi bilmenizi isterim.
Mustafa ALSANCAK
 
Yorum No : 10735 | Nevin Işık07.04.2013 13:27:32
Merhaba değerli Mustafa ALSANCAK beyefendi.
Tahminleriniz doğru değil, şükür işlerimi yoluna koyup baba vatana dündüm, beni öyle kimse kolay kolay alt edemez, ben ne istediğini ne yapacağını iyi bilenlerdenim, çok zorda kalsamda yenilmem inanın buna.
Kitabıma gelince, tabiki sizlerle kitabımı paylaşmak tanıtmak istedim vede kitap kapağıyla içeriğini özetleyerek ama dedimya yayınlanmadı. Öğrendiğim kadarı ile yazılarımı gönderdiğim email açılmıyormuş bu konuda da diğer yazar arkadaşlarım bilgilendirilirken ben bilgilendirilmedim ki nerden bileyim.
Beni tanıdığınızı düşünüyorum, ayrımcılık dan nefret ederim, ben kalite marka mevki delisi değilim, kimbilir belkide çocuk yaştan beri yurt dışında yaşıyor olmam böyle düşünmeme sebeb ve tabiki AİLE terbiyem kültürüm.
Ben bir konuda bir defa teklifte bulunurum, ikinci defa hatırlatma yaparım, üçüncüde de eyvallah etmem şayet yanıt almamışsam.
Yazdığım gazeteye gelince efece habere saygısızlık olur ve belki rütüklenir düşüncesiyle gazetenin ismini vermedim.
Uzun zamandır yazılarım ve facebooktaki sayfamı takip eden bir kaç gazetelerden evet teklif aldım onurlandım gururlandım ve bu gazetelerden biri de halka satışa sunulan gazete yani sadece internet üzerinden okunan değil.
Ben burayı efece haberi tüm yazar arkadaşları benimsemiştim çünki burası benim ilk yuvamdı ve ailemdi, ama ben çok gururluyum MUSTAFA bey.
Umarım sakıncası olmaz ve size sunulur, şu an yazdığım gazete www.bafranethaber.com
Memleketim olan Giresundan aydenizgazetesi nden de teklif aldım, bu gazetenin henüz internet sayfası yok, yakında açılacağını söylediler ama gazeteyi alan yazılarımı okumaya şimdiden başlıyorlar.
Ben sadece halkın içinden sıra dışı halktan biri olarak ve yazmayı sevdiğim için yazıyorum, yükselip bulutların üzerinde uçmak için değil, o bulutlar alimallah çekilmeye görsün işte o zaman ben sağlam ...... bulamam değilmi, ayaklarımın yere temas ettiği yerimden çok memnunum.
Of çok uzun yazdım başınızı ağrıttım değilmi, size gül kokulu sevgilerimi yollarken selamlarımıda katıyorum sevgime.
İLAHİ MUSTAFA ALSANCAK BEY aslında ben sizide özlemiştim, uzun bir aradan sonrada olsa sizi tekrar görmekten çok mutlu oldum, nede olsa siz ve ben gurbet topraklarındayız, bizi bizden başkası anlamaz değilmi.
Sevgiyle kalınız.
 
Yorum No : 10739 | Mustafa ALSANCAK08.04.2013 15:12:59
Büyük değer verdiğim muhterem Nevin I Ş I K HANIMEFENDİ...
Sizden, her şeyden önce özür dilerim; bundan önceki yazımda bilgisayarımın âzizliğine uğramış ve sadece MUHTEREM "NEVİN IŞIK" DİYE BİR başlık KABALIĞINA SEBEBİYET VERMİŞ OLDUĞUMU YAZI ÇIKINCA GÖRDÜM.Ben,Size hiçbir zaman hiç "Nevin IŞIK" diye hitap eder miyim? Kusura bakmayın. Bu hatamı hoşgörünüz.
Yazı ve yazma güzelliğinizden olacak ki Sizin ne kadar yılmaz ve kendini kolay kolay baskılara boyun eğdirmeyecek kadar dirayetli bir insan olduğunuzu taa bundan çok önceleri yollamış olduğunuz o sert ve kışdonduruculuğundaki yorumlarınızdaki insanı iki tarafa sallayan dikduruşlu ifadelerinizden tanıdım ve sonra da korkusuzca işlediğiniz konulara zehirzemberek kalem çalmanız çok yerinde oluyordu. Ama her gecenin bir gündüzü olduğu gibi bazı konularda da biraz sabırlı olmamız gerekmektedir.
Argümantasyonlarınızda çok haklı da olabilirsiniz.Üzerinizdeki yırtıcı ve yaratıcı karakterinizle doldurulmuş olan KARADENİZLİ inatçılığınıza da birşey diyecek değilim. BELKİ DE HALK ARASINDA BU ÖZLLİKLERİNİZDEN DOLAYI SİZE "CESUR YÜREKLİ KADIN" pâyesi verilmiş oluyordur.Ama şu da bir gerçektir ki bakınız bugünün güneşile başlayan tatlı bir Sabah serinliğinde uyandığımda EFECEHABER SAYFASINA GİRDİĞİMDE KİTABINIZ HAKKINDA YAPTIĞINIZ TANITIMINIZ YAYINLANMIŞTI. DOĞRUSU ÇOK MEMNUN OLDUM.
Ben, sevdiğim tüm yazarların yazılarını günbegün takip etmekteyim. Devamlı bir şekilde de yorum yapıp etrafı sıkmamaya da özen göstermek gerekir diye düşündüğümden olayları akışına bırakıyorum. Akışına bırakıyorum derken ama Sizin de böyle küçük meselelere kızıp PİRE İÇİN YORGN YAKANLAR GİBİ BURALARDAN AYRILIP GİTMENİZE DE GÖNLÜM RAZI GELMİYOR.
Unutmamak gerekir ki sayın REDAKTÖRÜMÜZ DOĞRU SÖYLEMİŞTİR. Çoğuzaman kendimize gelmekte olan MAİL'LERİ AÇMAK DA KOLAY OLMADIĞI GİBİ BAZEN HİÇ DE MÜMKÜN OLMUYOR.Meselâ dün Ankara' dan İletişim Kurumu mudur nedir onlardan gelen bir mail'in içeriğini okumak mümkün olmadı.
Temennim odur ki, Sizi, tekrar o dinamik davranışlarınızla EFECEHABER sayfalarında görürüz.İlâhi Nevin IŞIK hanımefendi...Her şey gönlünüzce olsun derken o herzaman lûtfettiğiniz sevgi dolu ve Gülkokulu selâmlarınızın yolunu gözleyeceğiz. KİTABINIZIN HAYIRLI VE BOL SATIŞLI OLMASI DİLEKLERİMLE SEVGİ DOLU SELÂMLARIMIN KABULÜNÜ RİCA EDERİM.