|
Yorum No : 7232 | Mustafa ALSANCAK | 30.06.2012 12:29:11 |
Çok Muhterem Ergül İLTER HANIMEFENDİ!!!Hani bazı olayları anlatırken hep deriz yaa "TAM DA YARAYA PARMAK BASTI" diye tıpkı onun gibi bu güzel anlatımlı yazınızda da ulusumuzun insanlarının adamsendecilik ve karşısındakinin hak ve hukukuna saygı göstermeyi kendisine yük sayan tutumunu güzel bir döktürü kaabiliyetizle gözler önüne sermişsiniz. Hep dikkatimi çekmiştir.Meselâ: İstanbul Atatürk Havalimanındaki yapılan anonsları, yâni uçağın kalkma saati çoktan gelip geçmiş olmasına karşın hâlâ da Hasan-Hüseyin efendiyi israrla uçağa beklediklerini anons etmekten yorulmayan insanların gösterdikleri sabra ve başka bir memlekette mümkünatı olmayan uçağı bekletme rezaletini bizimkilerin anlayışla karşılamaya devam etmekte olduklarını görüp bunları günlük olarak yaşıyoruz.Oysa uçak saati geldiğinde kalkar.Olması gereken de budur. Hele o dışgezilerdeki gösterilen görgüsüzlükler insanın yüzünü kızartacak nitelikte olabiliyor. Hiç unutmam! Kadıköy Yeldeğirmeninden bir Voleybol erkek ve kız takımımızın Belçika'nın Brüksel kentine doğru otobüsle yola çıktıklarını öğrenince biz de beş-altı arkadaş Köln'den arabaya dolup Brüksel'in yolunu tutmuştuk. Bir akşam üzeriydi.İstanbul otobüsü maçların oynanacağı salonun önüne yanaşınca memleketten sevdiğimiz insanlar geldi diye sevinç çığlıkları atarak dışarıya çıkmalarını beklemiştik. Neyse maçlar ertesi gün oynanacağı için sporcularla birlikte gelen aileler de biraz etrafı gezip dolaşsınlar diye onlara yardım etmeye çalıştık.Turnuvayı organize eden evsahibi takımın yöneticileri Kadıköy'den gelen misafir takım ve beraberindekileri kulüplerinin lokaline davet edip oturup dinlenmelerini ve karınlarını doyurmak isteyenlerin de bitişikteki lokantadan birşeyler yiyebileceklerini söylediler.Bizimkiler sadece birer çay içmekle yetinmişlerdi. Akşamyemeği vakti gelince bir de baktık ki ailelerin beraberlerinde getirdikleri Aygaz ocakları ile kendi yemeklerini otobüsün içinde pişirmeye başladılar.Belçikalılar büyük bir şaşkınlıkla etrafa yayılan soğan ,zeytinyağı bv sucuk kokusundan birşey anlamamış olduklarından bu kokuların nereden geldiğini sormaya kadar gitmişlerdi. Belçikalılar elli metre ilerideki ucuz fiyatlı bir otelden gelen misafirlere yer ayarlayabileceklerini söylemiş olmalarına rağmen bizimkiler teşekkür edip kabul etmediler.Ve sonra gelenlerin hepsinin otobüsün içinde uyumaya kararlı olduklarını anladıklarında da şaşkınlıkları bir kat daha artmıştı. Ben, dil bakımından Belçikalılarla iyi anlaştığım için kulüp başkanı beni bizzat kendi evlerinde misafir ederek bütün geceyi biz karşılıklı tartışmayla geçirirken ve bizim İstanbul'dan gelen kafilenin otobüs içinde yemek pişirip yemelerini ve aynı otobüsde üç gün arka arkaya uyumaya kararlı tutumlarını da sert bir dille kınamışlardı. Doğrusu iptalliğimizin kıvırtacak bir çıkış yeri de olmadığından adamların yanında çok ezikli duruma düşmüştüm. Sonradan anlaşıldı ki gelen vatandaşların hiçbir şekilde para sıkıntıları yokmuştu.Ertesi gün biz bunları büyük mağazalara alışveriş için götürdüğümüzde almadıkları elektronik eşya ve hediyelik eşya bırakmamışlardı dükkânda. Meğer bütün mesele sıkış- tepiş otobüs koltuklarında yatıp uyuyarak otele para gitmesin ve bol bol alışveriş edelim diye bu sıkıntılara katlanmayı plânlamışlardı. Yâni bu seyahate çıkanlar da mevki sahibi paralı insanlardı.Bana öyle geldi ki eşleri otele restorana para gitmesin diye otobüs içinde konaklamayı yeğlemişlerdi. Ama sabah olunca da o güzelim bayanlar çok sıkıştıklarından olacaktı ki kulüp lokaline koşar adımlarla gidip tuvalet sırasına giriyorlardı. Hiç unutmam: Şehrin Fahri Başkonsolosu Şeref bey şehrin en büyük şirket temsilcilerini kendi rezidansında Stockholm'den gelecek olan efsane Büyükelçilerimizden sayın Solmaz ÜNAYDIN'nın da gelip katılacağı şâhane bir akşam yemeği hazırlıkları içinde bulunmuştu.Bu arada şehrin tanınmış ailelerinden Sezai bey de bu yemeğe davetli olduğundan ve tüm ticaret erbabı ve yabancı konsoloslar da davete icap ettikleri hâlde davetin saat skizde başlayacağı kendisine bildirilmiş olan Sezai bey saat 21.00 de Başkonsolosun Rezidansına telefon edip:" ŞEREF ABİ.BUAKŞAM DEĞİL DE YARIN AKŞAM GELSEK OLUR MU?" diye bir soru sorması vardı ki bu da insanlarımızın ne kadar ciddiyetsiz ve kaba olduğunu gösteriyordu. Artık böyle bir resmi davetin bile yarına ertelenemeyeciğini bilmekten aciz kalabiliyorsak gerisini Siz düşününüz. |
|
Yorum No : 7233 | EMİNE ÇÜRÜKSU | 30.06.2012 16:53:29 |
ERGÜL HANIMEFENDİ NE DİYİM SİZEE - TAM BENLİK KONULARI ÖYLE GÜZEL DİLLE ANLATIYORSUNUZ Kİ; SAYFA MAKALELERİNİZİ ZEVKLE BEKLER OLDUM. BEN DEEE BUNUN ÜZERİNE YORUM YAPMAK İSTERİM. SABAH İŞE GİTMEK İÇİN ANLAŞTIĞINIZ SERVİSE BİNMEK ÜZERE YOLA ÇIKIYORSUNUZ.. İNANIN BEN TAM 5-10 DAKİKA ÖNCEE MUTLAKAA DURAKTAYIMDIRR. NE BEKLETMEYİ SEVERİM NE DE BEKLEMEYİİ. AMA BAŞKALARI ÖYLE Mİ? BEKLENİLEN YERDEE ÖZELLİKLE İKİ HANIM MUTLAKA HER GÜN GEÇ GELİRLER. BİRİ GELDİĞİNDE UKALACA NE ZAMAN GELDİNİZ - BEN DE (? KİŞİ İSMİ VERİYOR) ONUNLA ÇAY İÇİYORDUM BAHÇEDE - DEYİP ÇİLEDEN ÇIKMANIZA NEDEN OLUYOR. HANİ EVDE KÜÇÜK ÇOCUĞU OLSAA - ÇOCUĞUNUN İSTEKLERİNE KOŞUŞTURUYOR DEYİP AFFEDERSİNİZ - AMENNA DERSİNİZ - AMA BÖYLE BİR DURUM YOK. BİZ TAM 3-5 DAKİKA ONU YA DA ONLARI BEKLEMİŞİZ - UMURLARINDA DEĞİL - ÖZÜRÜ BOŞVERİN - AÇIKLAMA NEDENİİ ÇOK ÇİRKİN. BİZİ BEKLETMEYE HAKLARII YOKK. ERTESİ GÜN YİNE AYNI KİŞİLER ORTALIKTA YOKK - NE Mİ YAPTIMM? ŞOFÖR BEYE DEDİM Kİİ; BU ARKADAŞLAR DAİREYE SANIRIM GELMEYECEKLER - BEKLEYEMEYİZ - LÜTFEN GİDELİM DEDİM. ŞOFÖR DENİLENE UYDU - O KİŞİLERİ O GÜN ALMADAN DAİREYE GELDİK. TABİİİ BENİM DEDİĞİMİ ÖĞRENDİLER - SOLUKLARINI BENİM ODAMDA ALDILAR. BEN DE HİÇ KİMSENİN DİĞER BİR KİŞİYİ 10 SANİYE BİLE OLSA BEKLETMEK ZORUNDA DEĞİL - SİZ EN AZ BEŞ DAKİKA ÖNCE GELMELİSİNİZ DURAĞA DEDİM. AMA KARŞIMDA ANLAYIŞLI İNSAN BULMAK ÇOK ZOR - KARŞILIK OLARAK BİR GÜZEL FIRÇA YEDİMM - DİĞER ARKADAŞ DA (SANIRIM BU İNSANLAR MANTIKLARINI YÜRÜTEMİYORLAR - TÜM İŞLERİNİ AFFINIZA SIĞINIYORUM AMA ÇÜŞ ÇÜŞ İLE YAPIYORLARR) BİRİNCİ ARKADAŞTAN BETER - ONUN AÇIKLAMASI NEDİR SİZCEE - BAKICISI GEÇ GELİYORMUŞ. AKIL BİZ VERDİK ONAA - SÖYLE SABAHLARI 10 DAKİKA ERKEN GELSİN. YOKSA SERVİS SENİ YA DA BİR BAŞKASINI BEKLEMEK ZORUNDA DEĞİLLL. İŞTEEE BİZİM ZİHNİYETİMİZ BÖYLEEE. FELANCIYLA ÇAY İÇECEK DİYE KOSKOCA SERVİSİ BEKLETECEK KADAR KÜÇÜK DÜŞÜNCESİZ / KÜÇÜK BEYİNLİ İNSANLARIZZ. ( SONUÇ OLARAK ARTIKK ERKENDENN DURAKTA OLMAYA BAŞLADILARR - YANİİ ZAFER BENİM OLDUU.) VEEEE BU RAHAT İNSANLARR YAŞAYIP GİDİYORLAR DÜZZ BİR ÇİZGİ ÇERÇEVESİNDEE. OLAN BİZİM GİBİ HER ŞEYİ ZAMANINDA VE ŞIPŞAK YAPANLARA OLUYOR. NE Mİ OLUYOR ZAMANLAA SİNİRLERİNİZ YIPRANIYOR - PSİKOLOĞA DANIŞIYORUZ - NE YAPSIN ONUN DA KULLANDIĞI CÜMLELER ŞUNLAR - RAHAT OLL - İNSANLARI OLDUĞU GİBİ KABUL ETT. İNSANLARI DEĞİŞTİREMEYİZZ - DİYORLARR - VEE İLAÇ ÖNERİYORLAR - YA DA YAZIYORLAR.. DİĞERLERİ DE HİÇ BİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİİ RAHAT RAHAT ARAMIZDAA DOLAŞIYORRLARRR. NE DİYİM ALLAH AKIL GENİŞLİĞİ VERSİN BU TÜR İNSANLARA. BAŞKA DİYEBİLECEĞİM BİR ŞEY YOOKKK.. EMEĞİNE SAĞLIK GÜZEL HANIMEFENDİ - BİR DAHA Kİ YAZINIZI ZEVKLE BEKLİYORUM HABERİNİZ OLAA. SEVGİLER VE SAYGILAR SUNUYORUM. |
|
Yorum No : 7235 | Ergül İLTER | 30.06.2012 19:12:09 |
Sayın Musta A. beyefendi, çok haklısınız. Derler ya çok yaşayan değil, çok gezen bilir diye. Biz eşimle ( kimi iş icabı) çok seyahat etmişizdir. Söylediklerinize benzer çok durumlar yaşamışızdır. En basitinde bir garson çağırma nezaketinden bile yoksunuzdur. Uzun yorumunuzdaki yazınız için çok teşekkür ederim. Huzurlu seyahatler dileğiyle efendim. Kalın sağlıcakla. |
|
Yorum No : 7248 | Ergül İLTER | 01.07.2012 11:00:30 |
Değerli okurum, böyle sinir harbi olunca valla biz mi kazanıyoruz, o geniş türler mi kazanıyor meçhul. Kendi kendiğimizi yediğizle kalıyoruz. Yine de ben asla öyle geniiiş bir insan olmayı hiç hiç hiç tercih etmem. Ne hakkım olur ki başkası için uymadığım kurallara. Emine hanımcığım, böyle gelmiiiş, böyle gidiyooor! Sevgiyle kalın. |