Yorum Ekle
 
Yorum No : 6246 | Mustafa ALSANCAK02.04.2012 17:50:46
Muhterem Ergül İLTER HANIMEFENDİ!!!Doğrusu gene bu öykünüzün daha birinci bölümünde insanlarımızın günlük yaşamlarında karşılaştıkları kâh sıkıntılı kâh küçük değişikliklerden ve hatta ağaçların yeşillenmeye doğru gittiği günleri görünce de mutluluk duymasını bilen kıt imkânlarıyla dahi yaşamaya çalışan cefakâr insanlarımızın gündelik yaşamlarının tam da özünü yakalayıp "damardan girme" diye bir deyimimiz vardır ya hani aynı onda olduğu gibi okuyucularınıza mutluluk içinde yaşayanlarla onların mutluluğuna ortak olma hissini verirken , zorluklarla boğuşan fakir halkımızın gözlerimizi yaşartan acılı durumlarına hayıflanma gibi bir akıntı duygusu ile doluyoruz. Çoğuzaman insanlarımız arasında şöyle bir dert yanma da olmuyor değil yâni: " MAALESEF BU BİZİM TOPLUMUMUZUN KADERİYMİŞ.SENELERDİR BÖYLE GELDİĞİ GİBİ böyle de gitmeye devam ettiğine göre SORUMSUZ YÖNETİCİLERİMİZİN DERE KENARLARINA EV YAPMA RUHSATI VEREREK SIRF OY KAPABİLME HIRSIYLE VATANDAŞIN MALIYLA CANIYLA OYNANDIĞI da BİLİNİP DURURKEN VATANDAŞ HÂLÂ uykudan uyandırılamadığı için TEK ÇAREYİ TEVEKKÜLE SIĞINMAKDA BULMAYA DEVAM EDİYOR".
Hayatın içinde oluşan olayları oya gibi işleyerek kaleme dökmeniz yaşam içindeki zorlukları ve halkımızın sıkıntılarını gözler önüne serme yeteneğinizi hayranlıkla takip etmek de çok güzl birşeydir. Selâmlarımla .İyi günler dilerim.

 
Yorum No : 6256 | Ergül İLTER03.04.2012 09:56:54
Benim çok değerli okurum Mustafa ALSANCAK BEYEFENDİ, benim yazılarıma yaptığınız yorumlarda siz o kadar detaylı okuyup düşünüyorsunuz ki, ben bir yazar olarak çok mutlu oluyorum efendim. Teşekkür ediyorum ve size de mutluluklar diliyorum. Sevgiyle selamlarımla.
 
Yorum No : 6285 | Mustafa ALSANCAK05.04.2012 14:56:05
Pek Muhterem Ergül İLTER HANIMEFENDİYE!!!

Haddim olmayarak tarafınıza sunmakta olduğum bu ikinci mektubumla , Sizin, İstanbul'da kültürel etkinliklere koşan koşuşturmalarınızdan doğan çok yoğun bir doluluk temposu içinde olduğunuzu taa buralardan görür gibi olurken ve o , zaman dediğimiz hızla geçen saatler içinde muhakkak ki üzerinde büyük emekler verdiğinizi düşündüğüm Roman Çalışmalarınıza ve bilhassa YAĞLI BOYA gibi ancak Tanrı'nın bir lûtfu olan gözlerin ve kalbin görebildiği güzellikleri resmeden yaradılış şâhaseri bir gelişme ile mümkün olan Sizin gibi muhterem bir insanın ince ruhlu olması ile mümkün olabileceğini düşünürsek bir de bu saydıklarım dışında bakalım acaba daha kaç tane işe büyük emek vermektesinizdir diye de kendi kendime sormadan da edemiyorum. Düşüncelerimden ötürü beni bağışlayınız efendim.

İnsanlar için en önemli olan şeyin pozitif gelişmeleri yakalayıp onları takdir etmesidir. Gerçekten yazılarınızı ve şiirlerinizi hayranlıkla okuduğum için anlatmak isterim ki yalnız gene bir hususta Siz ha-ber.com' da yazarken bizlere sadece Öykülerinizle ziyafet çekmiştiniz. Ama ben SİZİ, muhterem bayanı siteleri dolaşıp ararken ve nihayet Sizi Efecehaber' de bulup yakaladığımda bir de ne göreyim ve Sizin hem de önünde saygıyla eğilinecek güzel de bir şaiir olduğunuzu sol taraftaki resminiz altında çıkan şiir bölümünde görünce işte o zaman kafama dank dedi. Acaba dedim sayın İLTER hanımefendi dahaönceleri de ha-ber.com'da da şiirlerini yayınlıyordu da yoksa ben mi görmemiştim diye kendi kendime hayıflandım doğrusu.

Şimdi açıklayacağım düşüncem dolayısı ile belki de bana kızacaksınız.Efendim: Efecehaber'de sol bölümde yâni Şairlerimizin resimlerinin görüntülendiği bölümü demek istiyorum, oradaki resminiz oradaki sade duruşunuzla insanın gözüne daha sıcak bir yaklaşım hissi veriyor. İskandinavyalıların kullandıkları bir tâbir vardır :GUDUMLIG ( OKUNUŞU:GÜDÜMLİG) BİR İNSANIN BAKIŞININ DURUŞUNUN ONU GÖRENLERE BAMBAŞKA BİR GÜVEN VERMESİ ANLAMINDA OLDUĞU GİBİ TANRININ O KADINA VERMİŞ OLDUĞU BİR LÛTFU OLARAK DA DEĞERLENDRİLİYOR . Biliyorsunuz bu gibi algılama ve yorumlar gözlerin gördüğü güzelliklerin takdiridir dediğimiz bir tecessüs işidir. Lûtfen bu görüşlerimden ötürü yanlış düşünmeyiniz...

Geçenlerde sayın bayan Serap DÜZGÖREN ARI hanımefendinin yazılarını okurken düşünce zincirimizin birbirini takip eden amansız kovalamacaları altında ( Hastalıkların Serap hanımın en yakınlarının ona vermiş olduğu üzüntülerinden anlatırken) insan bayağı kasvete kapıldığı için bayanın yazısanatındaki sadeliğine ve akıcılığına büyük hayranlık duyduğum için birkaç yorum gönderdim. Bilmiyorum , acaba doğru mu düşünüyorum? Meselâ: Diyorum ki topluma mal olmuş Yazarlarımız ve Sanatçılarımız sadece kendi ailevî yaşamçerçevesi içinde sıkışıp kalamazlar. Onları okuyan ve onların yazılarından büyük tecrübe basamağına çıkma şansını yakalayan okuyucu hayranları da , belki özele giririlmez denilse de, takdir ve eleştiri yapma hakkını kendilerinde görebilmelidirler diye düşünenlerdenimdir.Bilmiyorum, bu doğru bir tesbit midir? İnşallah yazar- çizer -ressam hanımefendilerin beylerine karşı bir saygısızlık oluyor diye algılanmıyordur...
Serap DÜZGÖREN ARI hanımefendinin :" ÇOCUKLAR HİÇ AĞLAMASIN" başlıklı yazısı da çok şâhane olmuştu.Yaşadığı acılar bir kenara bırakılırsa kaleme döküş kaabileyeti bakımından diyorum. Efecehaber' deki onun sağ taraftaki resmi bana İtalya'da gördüğüm MONA LİSA portresini hâtırlatıyor.
Yaklaşmakta olan baharın Sizlere sağlıklı ve güzelliklerle dolu mutlulukları ile birlikte koşup gelmesini diler hürmet ve selâmlar sunarım.

 
Yorum No : 6298 | Ergül İLTER07.04.2012 18:00:06
Değerli okurum Mustafa beyefendi, iltifatlarınız çok güzel, sanatsal yönlerimiz için edilen fikirleriniz de öyle, çok güzel. Serap Düzgören ARI arkadaşımız da diğer EFECE ailesindeki arkadaşlarımız da dahil hepsi birbirinden güzel yazan başarılı güzel insanlardır. Serap hanımın yazılarına da kendi sayfasına yorum yazarsanız takdirini kendisine de bildirmiş olursunuz. Çok çok çok selamlar.