Yorum Ekle
 
Yorum No : 2251 | eren çevik30.10.2010 18:35:25
yaşlılık kaçınılmaz bir anda gençlik anıları artık masaldır heran oluyor.Üstad kalemini gene ustaca kullanırken bu gerçeğide bizlere hatırlatıyor.
 
Yorum No : 2268 | Meryem Demir1.11.2010 20:32:07
Bir toplumun gelişmişlik göstergesi; yaşlılarına ve çocuklarına verdiği değerlerle ölçülür... Elbette hepimiz bir gün yaşlanacağız, yüreğinize ve kaleminize sağlık,. saygılarımla.
 
Yorum No : 2313 | Atilla Yüncüoglu6.11.2010 19:29:40
Güzel bir yazi, icerik de cok anlamli. Herkes yaslanacak ve ilerde bazi sorunlar ortaya cikacak. Simdikten o anin kacilnilmaz oldugunu bir aklimizin kösesinde canli tutarsak belki günlük yasamda bazi seyleri daha degisik yapariz.
Unutulmamasi gerekir ki: Insanlar yaslandiginda kendilerine nasil davranilmasini istiyorlarsa aynen o sekilde de yaslilara karsi davransinlar ve hos görülü olsunlar.

Saygilar
A. Yüncüoglu
 
Yorum No : 2392 | ilknur bakış17.11.2010 17:43:23
Yaşılar ve onlara davranış söz konusu olduğunda hep aklıma meşhur tahta kaşık hikayesi gelir ve nerede büyüklerine yaşlısına hoş davranmayan birilerini görsem bunu hatırlatırım:)
 
Yorum No : 2393 | ilknur bakış17.11.2010 17:45:36
Memleket okul müfradatında okumayan gurbetçilerimiz için tahta kaşığın hikayesi;
Evde yaşayan yaşlı dedenin elleri o kadar titriyordu ki yemek yerken sürekli üstüne başına döküyor, sofra örtüsünü kirletiyor, tabak çanak kırıyordu. Son zamanlarda sofrada bu tür kazalar artınca bundan rahatsız olan anne ve baba bir çözüm düşündüler; Dedeye tahta çanak, kaşık-çatal alındı.

Artık dede yer sofrasında ayrı yiyor, hiç bir şey kırmıyor dökmüyordu. Böylece anne de daha az çamaşır yıkıyor, değerli tabaklar da kırılmamış oluyordu.
Yaşlı dede tahta çanakla çorbasını içerken son derece mahcup bir şekilde etrafına bakıyordu. Evin küçük torunu dedesinin bu durumunu tam anlamamış da olsa uzaktan izliyordu.

Bir gün anne ve babası dışarıdayken Hasan eline geçirdiği bir tahta parçasını oymaya başladı. Anne ve babası eve gelince ne yaptığını sorduklarında 'tahta çanak yapıyorum; siz yaşlanınca ben de size vereceğim' dedi.
Anne ve baba bir süre sessizce birbirlerine baktı ve yaptıklarından utandılar, Babalarına kendi rahatları uğruna ne büyük bir utanç verdiklerini anladılar.

Hikâyenin sonu mu? Bir daha o evde ne ayrı sofra kuruldu ne de tahta çanak kullanıldı. Kalan ömürlerini birlik ve mutluluk içinde yaşadılar
 
Yorum No : 2415 | serapduzgorenarı22.11.2010 16:38:42
Sayın Oray, Sende Yaşlanacaksın şiirinizi okadar beğenerek ve defalarca okuyorum ki kaleminize sağlık.Satır aralarındaki o nüktedan, "ben biliyorum siz de bir gün nasılsa öğreneceksiniz" havasına bayılıyorum.Evet bir gün sizin anlattıklarınızı hepimiz öğreneceğiz,tabiri caizse dünyanın kaç bucak olduğunu göreceğiz.Onun için saygıyla ellerinizden öpüyorum bu tatlı dilli uyarınız için.Sevgilerimle,
 
Yorum No : 2804 | şenay yıldırım7.1.2011 16:06:32
Hayat artık yeşermez... dallar soluk... toprak kurak... yaşlanınca...
Çok duygulandım bir o kadar da anlamlı şiir yüreğinize sağlık....

 
Yorum No : 3368 | mehmet eren çevik14.3.2011 21:31:06
Sayın Hocamız değerli şiirlerinizin devamını bekliyoruz.Lütfen bizi mahrum bırakmayınız
 
Yorum No : 6732 | Muhsin AKIL9.5.2012 03:22:20
Faruk Oray'dan bahsetmiş M. Yahya Efe: Yaşlılara saygıdan ve sevgiden. Onları unutmamızdan. Çünkü bir gün gelip hepimiz yaşlanacağız. O gün gelmeden yaşlıları (büyüklerimizi demek istiyorum) başta annemiz ve babamız olarak yakınlarımız, öğretmenlerimiz vs. bütün yaşlılarımıza olan saygıyı ve sevgiyi eksik etmememiz gerektiğini çok izah edilmiş giriş yazısında. Ve Faruk Oray'ın "Sen de Yaşlanacaksın" şiiri. Fakat tek bir şiir gördüm. Devamı gelecek mi değerli M. Yahya Efe (ağabey) ?!
 
Yorum No : 13390 | sCyOhtAICcpDFBM19.4.2022 05:02:06
http://imrdsoacha.gov.co/silvitra-120mg-qrms