Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29908047
Bugün Ziyaretçi :  3338
Aktif Ziyaretçiler :  844

T.C KİŞİNEV (MOLDOVA) BÜYÜKELÇİMİZ İLE RÖPORTAJ
 
 
 
TOZLU VE BAKIMSIZ ZİYNET MOLDOVA’NIN KENDİNE YOLCULUĞU  
 
 
Röportaj: H. Çiğdem YORGANCIOĞLU
 
Amacı yabancı ülkelerin kültürel ve sosyal yaşamını Türkiye’ye tanıtmanın yanında, Türkiye ile yabancı ülkeler arasındaki karşılıklı kültürel, ekonomik, endüstriyel, teknolojik, politik kesişim noktalarını okuyucular nezdinde görünür hale getirmek ve onlara ışık tutmak olan bu diplomatik röportajın gerçekleşmesi talebimi kabul eden TC Kişinev (Moldova) Büyükelçimiz Sayın Mehmet Selim Kartal’a teşekkürlerimle…
 
H.Cigdem YORGANCIOGLU:  - Bize kendinizden bahseder misiniz?
 Mehmet Selim KARTAL:  Doğum yılım 1958. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nden 1980 yılında mezun oldum. Medeni halim evlidir. Bildiğim yabancı lisanlar İngilizce ve Almancadır.  İstanbul Erkek Lise’li olduğum için ilk yabancı dilim Almanca. Her ne kadar Bakanlıkta her zaman için konuştuğunuz en iyi yabancı dilin konuşulduğu ülkede görev yapmanız mümkün olmasa dahi benim 3 kez Almanya’da görev almam vesilesi ile bu mümkün hale gelmiş oldu. 2012 senesi Ocak ayından bu yana Kişinev Büyükelçiliği görevimi sürdürmekteyim ve öncesinde Doğu Berlin Büyükelçiliği III. Katipliği, Mogadişu II. Katipliği, Bonn Büyükelçiliğinde Başkatiplik,   Trablus Başkatipliği Büyükelçilik Müsteşarlığı, Mostar Başkonsolosluğu, II,Balkan Ülkeleri Dairesi Daire Başkanlığı, Nürnberg Başkonsolosluğu gibi çeşitli görevlerde bulundum.
 
 
 
 
 H. C.Y -  Ne kadar zamandan beri Moldova Türk Büyükellçiliği vazifesini yürütmektesiniz, ilk atandığınızda ülke ile ilgili izlenimleriniz nasıldı ve o günden bu yana neler değişti?
 
 M. S. K. -  2012 senesinde göreve başladım ve o sırada Moldova’nın tarihsel anlamda Eflak-Boğdan’ın Boğdan parçası olmasının yanısıra özellikle de  Dimitri Cantemir’in yayınlarından vakıf olduğum Moldava benim için göreve atandıktan sonra derinlemesine araştırmaya başladığım bir yer haline geldi. Göreve geldiğimde soğuk bir kış ayının hakim olduğu Moldova, Doğu Bloku’nun bir parçası olduğu gibi SSCB’nin dağılması sonrası Avrupa ile bütünleşme hedefleri olan bir Romen kültürünü de beraberinde görebilmenin mümkün olduğu bir ülke.
 
Bu aynı zamanda coğrafi anlamda olmasa dahi Moldava’yı bir Balkan ülkesı yapmakta. Osmanlı’ya dair üç yüz yıllık dolaylı bir egemenlikten söz edebiliriz. Dolaylı demekteyim zira Moldova hiç bir zaman doğrudan yönetilmemiştir.
 
Coğrafi olarak Moldova için bir Avrupa ülkesi sayabilirsek metrekare başına Avrupa’nın en yeşil ülkesi burası ve Avrupa’nın en fakir memleketi olmasına rağmen gelir dağılımına bakıldığında fakirlerin ne kadar fakirse zenginlerinin de bir o kadar zengin olduklarını görürüz.
 
Siyasi ve ekonomik gücü ellerinde tutan, “Oligark” diye tabir edilen kişiler Moldova’da da mevcuttur. Kendi Cumhurbaşkanlarının ve yönetimlerinin de ifade ettiği gibi ülkede ciddi anlamda sorun teşkil eden yolsuzluk ve rüşvet mevcuttur. Bunun önlenmesine dair hukuki önlemler alınmakla birlikte, katedilen yol henuz kafi değildir.
 
Esasen iyi eğitilmiş bir nüfusa sahip olan Moldova potansiyel olarak hem büyüme hem de gelişmeye oldukça elverişli bir ülkedir.
 
Eğitim açısından, kütüphane sayılarına baktığımızda 75 Milyonu aşkın nüfusa sahip bir Turkiye ile 3.5 milyonluk bir Moldova’yı,Transdinyester’i de katsak 4 milyonu bulabilecek ülkeyi mukayese ettigimizde 1033 adet faal kütüphane sayısının hayli ciddi rakam olduğunu ve Moldova’daki kütüphane sayısının Türkiye’dekinden bir hayli fazla olduğunu görebiliriz.
 
Sanatsal anlamda Opera ve bale temsillerinin yanısıra resim sanatının da revaçta olduğunu söyleyebiliriz.
 
 H.C.Y -    Moldova ve Türkiye arasındaki karşılıklı vize anlaşmaları ve süreçlerine dair bakış açınız nasıldır?
 
 M. S. K. -  Ocak ayında göreve başlamam İki buçuk sene boyunca Cumhurbaşkanı seçilememiş olmasından dolayı siyasi belirsizliğin hakim olduğu bir döneme denk gelmişti ve sonrasında 16 Mart 2012’de Yüksek Hakim Kurulu Başkanı Nicolae Timofti Moldova Cumhurbaşkanı sıfatı ile iktidara geldi ve halihazırda da görevini sürdürmektedir.
 
Onun seçilmesi ile birlikte Türkiye ile karşılıklı ziyaretler gerçekleşti ve neticesinde Moldova ve Türkiye vatandaşlarının, karşılıklı olarak 90 günlük vizesiz seyahat gerçekleştirebilmelerini öngören Vize Muafiyeti Anlaşması 1 Haziran 2014 tarihinde yürürlüğe girdi.
 
Ayrıca 2014 yılının Eylül ayında imzalanan kişilerin, malların ve hizmetlerin serbestçe dolaşımını sağlayacak olan Türkiye’nin, AB üyesi olmayan Doğu Avrupa Bölgesi’ndeki ilk Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmış olup tarafların kendi iç mevzuatına uygun şekilde tasdiklerin tamamlanmasını müteakiben yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Geçtiğimiz yıl 30 Kasım’da genel seçimler gerçekleşti, hala parlemento çalışamıyor ve şu anda Türkiye’dekine benzer bir hükümet krizi var Moldova eski Dışişleri Bakanı   Natalya Gherman, geçici başbakan olarak görevlendirildi .Önümüzdeki dönem bir koalisyon hükümetinin oluşması bekleniyor .Kısa adı STA olan Serbest Ticaret Anlaşması’nın yürürlüğe girişi yeni hükümetin kuruluş sürecini beklemekte. 
 
Her Cumhuriyet bayramında kültürel etkinlikler düzenlemekteyiz ilk senemizde Olgunlaşma Enstitüsü ile bir defile gerçekleştirildi ayrıca “Arda Boyları” eserinin bir bölümünü sergilemek üzere Kişinev Büyükelçiliği’ne gelen Ankara Opera Devlet Balesi buradaki izleyicisi ile buluştu ve büyük beğeni topladı. En son 29 Ekim’de Cumhuriyet Bayramı etkinliğimiz olan Anadolu Sopranolarının (Üç Soprano & Üç Tenor) Filarmoni salonunda vermiş olduğu konser izleyiciler tarafından topladığı beğeninin bir benzerini de kendilerini Gagavuz yerine götürdüğümüzde verdiği konserde topladılar.
 
22- 23 Mayıs 2015 te Gökoğuzların yaşadığı Komrat’ta merkez meydanında Türk günü etkinlikleri düzenlendi.
 
Büyükelçiliğimiz, Avrupa Birliği Moldova Temsilciliği ile Kişinev’de diğer diplomatik temsilciliklerin de katılımıyla 10 Mayıs 2015 te “Avrupa Günleri” temalı bir etkinlik düzenledi. Yine Kişinev Büyükelçiliğimiz, Teleradio-Moldova ve Ulusal Filarmoni işbirliğiyle, Türk piyanist Rüya Taner’in ve "Teleradio-Moldova" Ulusal Senfoni Orkestrası’, Şef Gheorghe MUSTEA yönetiminde sahne aldığı senfoni konseri yine ilgi toplayan etkinlikler arasında sayılabilir.
 
 H.C.Y -    Moldova ile Türkiye arasında tarihsel ve kültürel anlamda en öne çıkan halkları yakınlaştırıcı, birleştirici unsurlar nelerdir?
 
 M. S. K. -    Halkları birbirine en çok yaklaştıran unsurlardan biri müziktir. klasik Türk müziğine katkılarıyla bilinen Batı’da Dimitri Cantemir olarak anılan tarihçi yazar Dimitri Kantemiroğlu Osmanlı müziğini notaya döken ilk şahsiyettir. Her ne kadar Rusların safhına geçip Osmanlıya ihanet etmiş olması ve yazdığı tarih kitabında Osmanlı’ya eleştirel bakışı getirmesi yüzünden sevilmese dahi Osmanlı müziğinin kuramsal yanına hakim oluşu ve kendi notasyonu ile besteleri kaydetmesine istinaden, mezkur bestelerin bugüne kadar gelebilmesinde de değerli katkıları bulunmaktadır. 
 
Kilim, sedir, örtü, kıyafet ve folklorik unsurlarda benzer temalar gözleriz. Bugün Gagavuz yerinde bir köy evini gezmiş olsanız bu öğelerin bizimkinden çok farklı olmadıklarını görürüz.
 
Yemek kültürlerine baktığımızda “sarmalı” diye bilinen bizim etli yaprak sarma yemeği, hamur işlerinden “preçenta” denen bizim peynirli kıymalı böreği, “mamaliga” olarak bilinen Karadeniz bölgesinin mıhlaması, diğer yandan tandırı sayabiliriz.
 
 H.C.Y -     Moldova’da yaşayan Özerk Gagavuz Türkleri’ne dair neler söyleye bilirsiniz? Dil birliği anlamında da yakın olduğumuz Gagavuz Türklerinin Gökoğuz Türkleri olarak adlandırılmasının özel bir sebebi var mıdır?
 
 
 M. S. K. -    Moldova Cumhuriyeti içinde  Özel Hukuki Statüye istinaden Gagauz(Gökoguz) Yeri Özerk Cumhuriyeti çatısı altında yasayan  din, dil ve kültürel özellikler bakımından özgun Ortodoks-Hıristiyan Oğuz kökenli bir Türk topluluğu  olduğu söylenen      Gokoguzlarin  Türk Orta Asya göcleri sirasinda Moldova’dan geçen kavim olmakla beraber özbe öz Türk olan Kıpçak kavimleri oldugu da söylenmektedir.Gagavuz kelimesindeki gag gök anlamına geliyor Oğuz ise aynı.
 
Gökoguz koyu Komrat’ta   Milli Müze Müdürünün aktarımına göre geçmiş tarihte Almanya’nın Stuttgart kentinde gerçekleşen bir Hun İmparatorluğu sergisi sırasında istenilen ve Moldova’dan gönderilen Hun dönemine ait eserlerin söz konusu sergiye büyük çapta katkısı olmuştu.
 
Bir diger yandan Gagauzların Selçuklu Sultanı II.İzzeddin Keykavus'u müteakiben Dobruca'ya yerleşen Anadolu Selçuklu Türkleriyle baglantılı olduğu ve isimlerinin Keykavus'tan dönüşerek günümüze geldiği de söylenmektedir.
 
Türkler, İslamiyet’i benimsediğinde Kuzey’den gelen bir kısım Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine bir kısım da örneğin Hazarlar, Karaylar, Yahudilik dinine tabi olmuşlardır.Etnik olarak Türk olan Gagauzlar her ne kadar Hristiyanlık dinine mensuplarsa da İslamiyet’in kabul gören selamlama şekillerini ve temennilerini dillerine almışlardır. Buna “Allaha Emanet”, “Selamun Aleykum”, “Alah rahmet eylesin” gibi örnekleri sayabiliriz.
 
H.C.Y -  Bildiğim kadarı ile Moldova’da cami yok öyle mi ?
 
M. S. K. -   Evet bu tesadüfi değil, özellikle inşa edilmemiş zira tarihte Moldova kimin egemenliğine girdi ise hepsi onları dil ve dini açıdan asimile etmişlerdir. Örneğin Romenler veyahut Ruslar.
 
Osmanlı ile Bağlı yönetim aradaki zimni anlaşma gereği ise Moldovalılar’a kendi dil ve dinlerini yaşama serbestisi tanınmıştır. Bu zimni anlaşma kağıt üzerinde olmasa da 300 yıl boyunca sürmüş. Moldovalılara ibadete ilişkin hiç bir baskı yapılmamış “cami yapmak, dininizii değiştirmeye niyetimiz yok” mesajı bilhassa verilmiş kiliselerinden herhangi biri de camiye çevrilmemiştir. Bununla birlikte Kişinev’de mescit mevcuttur.
 
 
 H.C.Y -    Nüfusun çoğunluğu Moldovalılardan (Romanlar) oluşmakla birlikte Ukraynalı, Rus, Alman, Bulgar, Yunan ve Gagavuz Turkleri gibi azınlıklar olduğunu da düşünürse bu halkların kendi aralarında kültürel olarak yakınlaşmaları ile ilgili neler söyleye bilirsiniz?
 
 M. S. K. -    Ayrışma sözkonusufusun temel olarak neredeyse yarısının Avrupa yanlısı ve kalan yarıya yakın bölümün ise Rus yanlısı olarak ayrıldığını görmekk mümkün. Bugün özellikle gençler arasında Avrupa yanlılarının daha da fazla olduğunu görmekteyiz. Bunun böyle olduğunu hem demografik anlamda hem de siyasi tercihlerde de görmekteyiz. Son iki seçimde de tercihin bu yönde olduğunu gözledik. 30 Kasım Genel Seçim ve 14 Haziran Yerel Seçim’lerinde ilk turda ortaya çıkan neticeler de bunu doğrulamakta. Neredeyse yarı yarıya bir sonuç çıktı.
 
H.C.Y -    Daha önce de böyle miydi?
 
M. S. K. -   Sovyetlerin dağılması sonrası Komunist yanlıları ve Avrupa yanlıları arasında, Avrupa yanlıların giderek artmakta olduğu bir yapı oluştu günümüzde. Batı’ya yönelişlerinde umduklarını bulamayan bir kesim ise tekrar Rus yanlısı oldu.Yaşlı kesim Rus kültürüne yakın hissetmekte ve Rus medyasını takip etmekte. Bu anlamda etnik kökenden ziyade kültürel bir yakınlık sözkonusu. Gagavuzlar, eğitimlerini Rusça olarak görmekteler. Onlar kendini Ruslara yakın olarak tanımlıyorlar. Kendi benliklerini ve kültürlerini korumada Rus yakınlığını bir güvence saymaktalar
 
 
H.C.Y -   Moldova’da şu anda yaşamakta olan dörtbin kişilik Türk nufüsunu en yoğun olarak biraraya getiren aktiviteler nelerdir?
 
M. S. K. -    Büyükelçilik aktivteleri Milli ve Dini bayramlarda, bazı spor aktivitelerinde diyebiliriz. Burada hatırı sayılır bir Türk yatırımı var ve ekonomik aktiviteler de bu anlamda önemli.
 
 
 H.C.Y -    Moldova  ve Türkiye olarak karşılıklı desteklenmekte olan Eğitim Projeleri  ve Burs Programları  var mıdır, var ise bu projeler nelerdir nasıl bir metodoloji ile seçme değerlendirme kriterleri üzerinden hareket etmektedirler? 
 
 M. S. K. -   Türkiye’de eğitim görmesi uygun bulunan yabancı öğrencilerin başarısı için ilgili kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlayan Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın müdahil olduğu Eğitim Projeleri  ve bunun yanısıra Milli Eğitim Burs Programları mevcutur. Komrat Devlet Üniversitesi’nde ve mevcut bazı üniversitelerde Türk öğrenciler için ayrılmış kontenjan bulunmaktadır.
Komrat’da, Moldova Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti devletleri arasında imzalanan protokolle 1999 yılında eğitim öğretime başlamış olan Kogaz Moldova Türk Süleyman Demirel Lisesi mevcuttur. MEB’ e bağlı lise kurulması projesi var.
Diğer yandan bu sene .2015 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk Kütüphanesi ve Komrad(Komrat) Devlet Üniversitesinde düzenlenen Türkçe kursları düzenledik, başarılı kursiyerlere 29 A2 düzeyi sertifika dağıtıldı. Bizzat katıldığım sertifika törenine, TİKA Koordinatörü Canan ALPASLAN, Gagauz Yeri Dış İlişkiler Genel Müdürü Vitali VLAH ve Gagauz Yeri Eğitim Genel Müdürü Vasilisa PETROVICI ‘ de iştirak ettiler. 
 H.C.Y -     İki Ülke arasındaki ticari ilişkilerin temeli sizce  ağırlıklı olarak hangi endüstri ve hizmet kollarına dayanmaktadır ve bu ilişkilern potansiyel anlamda gelişme fırsatları var mıdır, bu gelişmenin genel anlamda iki ülkeye, bölgeye ve  dünya ekonomisine ,beşeri olarak insaniyete ve çevre duyarlığına yönelik olumlu katkıları nelerdir ?
 
 M. S. K. -   . Moldova’da genel anlamda bir bakımsızlık sözkonusu. Sovyet dönemi ardından yatırımları yetersiz seviyede kalan karayolları ve demiryollarının tamir ve bakıma ihtiyacı vardır. Kişinev için üzeri tozlu, bakımsız bir ziynet eşyası benzetmesinde bulunabiliriz. Eski binaların tarihi eser kapsamında yıkımlarına izin verilmiyor sadece ön cephelerinde restorasyonlar yapılabiliyor.
 
Türkiye’den her tür mal ithal ediliyor. Tekstil bunların arasında ön sırada geliyor. Bavul ticareti her ne kadar azalsa da hala mevcut. Türkiye’ye ayçiçeği yağı ve çekirdeği hurda malzeme gibi ürünler ihracat etmekte. Ukrayna krizi buradaki ticareti de sekteye uğrattı.
 
 
Önündeki bürokratik engeller azaldığında tamamı ile hayata geçmesi beklenen Adalet reformları yolsuzluğu önlemede başarı kazandığında, Ülkede ticarette büyük ölçüde ilerleme kaydedilecek. Geçmişte burada Bankacılık sektöründe büyük çapta hortumlamalar oldu.
 
Moldova Türk yatırımcılar için oldukça uygun bir ülkedir 1994’de imzalanan Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması ve Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması’na istinaden imzalanan çok sayıda anlaşma ve protokol bulunmaktadır Her ne kadar ülkede yolsuzluk kayda değer anlamda bir sorun teşkil etse dahi, yasalara ve mevzuata hakim olup gerekli önlemler alınır ve temkinli olunursa yatırımlarda karlılık elde etmek kaçınılmazdır .Burada Türklerin inşaat,otel ve özel hastane vb yatrımları bulunmaktadır.
 
Tarıma dayalı sanayi geliştirilebilir. Bu anlamda Türkiye teknoloji aktarımında da katkıda bulunabilir, Karayolları ve demiryollarının yenilenmesine yönelik çalışmalar yapılmasında işbirlikteliği ve yatıırmlar da değerlendirilmelidir.
 
H.C.Y -     Enerji sektörü ve enerji yatırımları konusunda neler söyleyebilir siniz?
 
M. S. K. -   Enerji alanında büyük çapta Rusya’ya bağımlılık sözkonusudur. Bunu aşacak yatırımlar yapılabilir. AB Moldova’ya yenilenebilir enerji potansiyeli ile ilgili araştırmalar yapılmasına ve kamuoyunda enerji verimliliğinin bilinçlendirilmesine yönelik çalışamaları da kapsam iine alacak şekilde enerji ve adalet reformunu desteklemek için Moldova'ya fon tahsis etmektedir. Yenilenebilir enerjiler konusunda çalışmalar vardır. Gagavuz yerinde Biomass ve Güneş Enerjisi üzerine yatırımlar gündemdedir.
 
 
H.C.Y -     Türkiye ve Moldova’nın Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile bağlantıları önemsemesindeki temel sebepler nelerdir?
 
M. S. K. -   Moldova’da Türkiye gibi kurucu üye ülkelerden biridir ve karşıklı olarak somut ticari işbirlikteliklerini ön plana çıkarmak sureti ile diğer üye ülkelerin birbirleri ile arasında olduğu gibi Moldova ve Türkiye anlamında da her iki ülkenin ticari ve ikisadi hayatının gelişmesine olumlu yönde katkı sunmaktadır.
 
H.C.Y -     Moldova’ya dair bilgileri incelediğimizde Ülkede okuma yazma bilmeyen olmadığını ve On yıllık temel eğitim programı uygulandığını görmekteyiz. Moldova’da Temel Eğitim ve Üniversite eğitimi konusunda neler söylemek istersiniz?
 
M. S. K. -   Türkiye’nin eğitime dair ayni ve nakdi olarak ciddi yardımları bulunmaktadır ve Komrat Üniversitesi bunlardan biridir .Burs programları mevcut. Eğitimde lise bitirme sonrası Bakelorya sınav sistemi uygulanmakta.
 
 Bir diğer yandan eğitimde ülkedeki mevcut rüşvet ve yolsuzluklar nedeni ile yaşanan olumuszluklardan biri de rahatlıkla bedeli karşılığında diploma almanın mümkün olması ve bunun eğitimin tavsamış olmasına sebebiyet vermesi.
 
 
 H.C.Y -     Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanlığı ENPI Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı kapsamında Karadeniz Bölgesinde Üniversite İş Birliği: Öğrenci Hareketliliği Program çerçevesinde bu yıl " 16 - 28 Şubat 2015 tarihleri arasında İstanbul Aydın Üniversitesi'nde gerçekleşen ve Türkiye’den Karabük Üniversitesi’nin de iştirak etmiş olduğu diğer yandan  Romanya’da bulunan Köstence Andrei Saguna Üniversitesi, Uluslararası Karadeniz Üniversitesi (Gürcistan) ve Moldova Cumhurbaşkanlığı Kamu Yönetimi Akademisi’nin de yeraldığı projede hedeflenen amaçlardan biri olan Karadeniz havzasında bölgesel kimliğin yaratılmasının önemi nedir, toplam iki yıllık bir süre içinde tamamlanması beklenen süreçte şimdiye kadar bu yolda ne gibi adımlar atılmış ve olumlu neticeleri açısından nasıl değerlendirebiliriz?
 
 M. S. K. -    Evet böyle bir program gerçekleşti bu program ve   verimliliğine ilişkin en doğru ve kapsamlı cevapları Üniversitenin rektöründen almak daha uygun olacaktır.
 
 
H.C.Y -     Yine bu etkinliğe dair  komşu ülkelerle, ekonomik, akademik, siyasal ve kullanılan dil kaynaklı engelleri  de ortadan kaldırarmanın ve  karşılıklı kültürel farklılıklara saygı ve anlayışın gelişmesinin amaçlandığını da görmekteyz, bu anlamda katedilen gelişmeler neler olmuştur ve  tüm bu sayılanların gerçekleşmesi için yöntem ne olmaktadır bir önceki soru ile ilintilendirdiğimde bunun da detaylarını rektörden almak uygun düşebilir sizin bu kouya dair altını çizmek istediğiniz bir başka husus var mıdır ?
 
M. S. K. -     Bu anlamda Moldovalı’ların Romen kökenli olsa dahi Rus medyasından etkilendiklerini de gözardı etmememek lazım.Gençler daha çok Avrupa medyasından etkileniyorlar. Gagauzlar Rusyayı destekliyorlar Dobruca’da tarihsel olarak Romenlerin zorunlu asimilasyonuna maruz kaldılar ve Rusya’yı kendi benliklerini korumada güvence olarak hissediyorlar. Dil ayrıştıcı bir etken. Kişinev’de devlet kadrolarında resmi dili bilmemeleri nedeni ile Gagauzluları idarelerde görmek mümkün değildir. 
 
H.C.Y -    Türkiye ve Moldova arasında hali hazırda mevcut İkili Anlaşmalar arasında en önemlileri hangileridir ve neden?
                                           
M. S. K. -     Az once bahsettiğim Serbest Ticaret Anlaşması şu anda en önemli anlaşmalardan biri haline gelmiştir.
 
 H.C.Y -    Moldova’da Bilişim, Telekomunikasyon Sektöründeki gelişmeleri nasıl değerlendirirsiniz?
 
M. S. K. -    Bilişim alanında dünyanın gerisinde kalmayacak düzeyde ilerleme var. Mobil iletişim alt yapısı oldukça güçlü.fakat maliyetleri bir hayli fazla. 2 adet GSM operatörü var Orange Moldova ve Moldcell,Inernet anlamında Moldova dünyanın kablolu internet konusunda bağlantısı en iyi olan ülkelerden biri olduğu gibi  Mbit başına en ucuz internet hizmeti alan ülkesidir de aynı zamanda. 
 
 H.C.Y -    Moldova’ bugün Ortadoğu’daki gelişmelere nasıl bakmaktadır?
 
M. S. K. -    Genel anlamda Moldova AB ile yakınlaşma sözkonusu olduğundan Avrupa Birliği gözlüğünden bakmaktadır. Bu anlamda Türkiye’nİn de varlığını oldukça önemsemekteler ve Türkiye’yi ortak sınırı olmayan bir komşu ülkesi olarak görmekteler. Kıbrıs konusunda da çekimser kalmaya çalışıyorlar.
 
 Röportaj: H. Çiğdem YORGANCIOĞLU
 
 
 

 

Ekleyen:  Efe'ce Haber Gazetesi
Ekleme Tarihi:  22.7.2015
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
 
Eklenen Yorumlar 
Bu Konuda En Çok Okunan Yazılar
Başkan Özer Kayalı mesaiye başladı
Kuşadası (Efece haber) Kuşadası’nın yeni Belediye Başkanı Özer Kayalı bu sabah Kuşadası Belediyesi’nde mesaiye başladı. Başkan Kayalı önce işçilere seslendi, sonra makamına çıkarak çalışmalara başladı.
Efe'ce Haber Gazetesi [ 7.4.2014 Devamı
 
New York’ta Ermeni iddiaları protestosu
New York’taki Times Meydanı’nda ‘’Ermeni Soykırım Yalanına Son ve Şehit Diplomatlarımızı Anma’’ mitingi düzenlendi.
Efe'ce Haber Gazetesi [ 28.4.2014 Devamı
 
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam