Belli belirsiz bir çocuk şarkısı geçiyor içimden, mırıldanıyorum. ’’ Benim annem, güzel annem, beni al kollarına.’’ Yıllar sonra aklımda, sadece başlangıç nakaratı kalmış. Annem çok hoş, asil ve bir o kadarda zarif bir kadındı.’’ Anneniz Sefir hanımı olacakmış’’ derdi rahmetli eniştem. Ömrü maalesef varlık içinde yokluk şeklinde geçti. Büyüklerimiz, ’’ kendin değil, talihin güzel olsun’’ derlermiş. Arzu ettiklerini yaptığını sanmıyorum, ama her zaman güler yüzlü ve herkese karşı hoş görülüydü. Camlarının önünde öbek öbek, rengarenk menekşeleri dururdu. Onlara itinayla bakardı. Her şeyin en iyisinden anlar, şık giyinir, çok güzel kıyafetler diker, magazin dergilerine taş çıkartacak sofralar hazırlardı. Zamanında ablamla bana, İzmit’deki balolarda giymek için, çok güzel gece kıyafetleri dikmişti.
Anneme çok benzerim. Yıllar evvel arkadaşlarım balkonda annemi görüp, ben diye seslenmişlerdi. O zamanlar fazla kozmetik yoktu. Annem yüzüne buz ve gülsuyu sürerdi. Yaşından çok genç gösteren bir kadındı.
Öldüğünde atmış dört yaşındaydı. ‘’ Ablanız mı?’’ diye sormuştu annemi yıkayan kadın. Beyazlar içersinde sanki öğlen uykusuna yatmış gibiydi. Yüzündeki huzur ve güzellik çok etkileyiciydi.
Ablamla cenaze arabasının ön tarafına binmiştik. Şoför, bize endişeyle bakarak,
‘’ Kadınlar bu arabaya binmeye korkar, siz korkmuyor musunuz?’’ demişti. Düşüncesiz adam, arkada yatan bizim anamızdı. Cenaze arabasını, çok sevdiği evinin önünden, her zaman gittiği Göztepe parkından geçirmiştik. Hissettimi bilmem ama sanki bunu yapmakla daha çok biz huzur bulmuştuk.
‘’Cenazeme bütün kadınlar süslenip gelsin, her ölüm yıldönümünde masa kurup bana kadeh kaldırın’’son isteklerindendi. Benim doğum günümden bir gün evvel vefat etmişti.
Hastalığı kendi dahil kimsenin bilmediği zamanda yeğenim Sedef için hep beraber gelinlik bakmaya çıkmıştık. Annem, Harika, Sedef ve ben Kadıköy’de ki bir gelinlik mağazasına girdik. Sedef Annemle modellere bakıyorlardı. ‘’Dün gece annemle ilgili çok kötü bir rüya gördüm’’ dedi ablam. Nedense çocukluğumdan beri ablam hayat da meydana gelecek olayları önceden rüyalarında da görürdü. Tesadüf masanın üstünde rüya tabiri kitabı duruyordu. Alıp baktık, ablamın gördüğü rüyada, annemim evi ve eşyaları yanıyormuş. Hatırladığım kadar rüya tabirinde ise bunun karşılığı olarak; bu kişinin amansız bir hastalığa yakalanacağı, şifa bulamayacağı yazıyordu. Birbirimize baktık, içimiz karardı, susuverdik.
Annem kısa bir süre sonra akciğer kanserine yakalandı. Hastalık çok hızlı bir şekilde ilerledi ve vefat etti. Annemden içimde, önce büyük bir üzüntü, sonra acı ve şimdi arada bir derinlerden gelip yoklayan derin bir sızı kaldı. Kıymet ne kadar bilindi bilmem, ama bir annenin yokluğu olduğu sürece içimizdeki çocuğu avutacak kimse olmayacaktır.
Cenneti ayakları altında olan bütün Annelerin, Anneler gününü içtenlikle kutlarım.
Annem Esin Deniz Sümer anısına.
Şahika Öner
|