Değerli dostlarım,
Bu dünyada, bu dönemde yaşayan bir insan olarak, ne kadar hızlı, ne kadar teknolojik aynı zamanda ne kadar spritüel bir zamanda yaşadığımızı düşündüm.
Hızla globalleşen bu dünyada, dünyanın geçtiği yollara bir bakayım dedim.
Dünyada; renkler, notalar, trafik işaretleri, iskambil kartları, çekim yasaları gibi birçok ortak algıladığımız kurallara sahibiz.
Güneş, toprak, su ve ateş de, ilkbahar, yaz, sonbahar kış da, gece gündüz gibi dünyamızda ortak algıladığımız oluşumlar.
Dinler var, melekler, peygamberler var.
Bildiğimiz; İmparatorluklar, krallıklar ve şimdilerde ülkeler, devletler, devlet başkanları var.
Mozart, Bethowen gibi, Leonardo, Monet, Nietzche, Dostoyewski, Marilyn Monreo, Liz Taylor, Richard Burton, Frank Sinatra, Türkan Şoray, Fatma Girik, Ayhan Işık, Hafız Burhan, Zeki Müren ve burada saymakla bitmeyecek tüm dünyaca isim yapmış ve bu dönem yaşayan herkesin bildiği olağanüstü isimler var.
Tıp var, alternatif tıp var, çakralar var, uzay, ufolar var.
Sanatta, sinemada, müzikte, fizikte, matematikte, edebiyatta, birçok olağanüstü insanlar gelip gittiler.
Çevre bilinci, su, toprağın değeri, sanayii; dünyanın şu anda içinde bulunduğu durumu ve yaşadığımız bu ana bakacak olursak, gerçekten çok dikkatli ve bilinçli yaşamamızın gerekliliği olduğunu ortaya koyuyor.
Bir türlü biz olamıyoruz.
Herkes kendisini düşünüyor.
Acaba neden birlikteliği yakalayamıyoruz.?
Sosyal medyadaki videolarda; bir kedinin bir kuşa yemek verdiğini, bir köpekle kedinin aynı kaptan yemek yediğini, hele bir de bütün yavru hayvanlara, anneleri olmayan bütün hayvanların bakıp emzirdiğini görüyorum.
Hayvanlar bile birlik olmuşken, biz insanların alıp veremediği nedir acaba diyorum.
Para olabilir, eğitim sisteminin bozukluğu olabilir diye düşünüyorum.
Toplumlar olarak sıkıldık, yorulduk da bu dünya bize yetmiyor mu acaba?
Sağlık herşeyden önce gelir.
Hele sevgi, sağlıktan da önce gelir.
Bir bebek dünyaya gelmeden önce sormuş meleklere; "beni orada kim karşılayacak?", melekler de, "seni orada bir melek karşılayacak, sen de ona anne diyeceksin" demişler.
Anne kavramını şöyle bir düşündüm de; 9 ay karnında, büyüyene kadar hep yanında, ölene kadar da kalbinde taşıyan bir anne var bu dünyada.
Böyle uçsuz bucaksız derin bir sevginin bahşedilmiş olduğu bu dünyada, bu yapılanlar niyedir?
Dünyamız niye bu hale geldi?
Hala geç kalmış değiliz.
Evin dışına çöp atmazsak, suyu dikkatli kullanırsak, birbirimize saygı duyarsak, zararlı yiyecekler yemezsek, birbirimizi sevip affedersek, birbirimize yardımcı olursak, çevremizi kirletmeden yaşarsak, aile değerlerimizi korursak herşey zaman içinde çok daha iyi bir hâl alır diye düşünüyorum.
Sevgi ve saygının olduğu yerde herşey çok güzel olur.
Güzel bir yaza merhaba diyelim dostlar...
Handan Çölaşan
|