Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29908043
Bugün Ziyaretçi :  3334
Aktif Ziyaretçiler :  839

17 Aralık
 
   
 
Değerli okurlarım, 
Size 17 Aralık'tan bahsetmek istiyorum. Benim için önemli bir gün 17 Aralık. Çünkü Rahmetli annemin doğum günü. 
 
Annem 17 Aralık'ta dünyaya gelmiş.  Çocukluğu biraz zor geçse de genç kızlığı, okul hayatı, babamla tanışması ,1960'lı yıllarda üniversiteyi kazanıp üniversiteye gitmesi, daha sonra babamla evlenmesi ve annemin kendine ait güzel bir aile kurmasıyle hayata adımını atmış. 
 
Tabii ki 17 Aralık'ta doğması ile başlıyor rahmetli annemin bendeki anıları. Anneannem ilk eşini savaşta kaybettiğinde anneme hamileymiş. Zor şartlardan sonra rahmetli 2.dedemle evle⁸nmiş. Anneannem daha sonra iki tane daha kardeş yapmış. Neval teyzem ve yakınlarda kaybettiğimiz rahmetli Meral teyzem.  
 
Annemin çok güzel mutlu bir evliliği varmış. Severek evlenmişler babamla. Ancak babam ben 4 yaşındayken rahmetli olmuş. Kardeşim de 3 yaşındaymış o sırada.  Elim bir trafik kazasında eşini kaybeden annemi düşünebiliyor musunuz? 
 
İki minicik kızıyla kocasız kalmış, genç bir kadın. Yıllarca kahvaltılarda ağladığını hiç unutmam. Her bayram bizi giydirip mezarlığa götürüp Erol Çölaşan adını ezberlediğimiz ve onun da ağladığı, dualar ettiğimiz anılar. 
 
Ufakken annemi; bir pazardan hamalla gelirkenki haliyle, bir de bizi babama götürdüğü zamanlarda hatırlardım hep. 
 
Babam ölünce ben mecburen annemlerde kalmak zorunda kalmışım. Kardeşim de annemin yanında. Çünkü O'ndan hiç ayrılamaz mış, çok ağlarmış.  Kardeşim annemin yanında büyümüştü ben de anneannemlerin yanında. Anneannemler derken;  dedem, anneannem ve iki teyzemin yanında büyüdüm. 
 
Geceleri, benden on yaş büyük olan iki tane teyzemin arasına girer, aynı yatakta birbirimize sarılarak uyurduk. 
 
Ankara Etlik'teki o çiftlik gibi evimizde, teyzemlerle yatak odasında yorganın altında  üşüyerek, uyumaya çalıştığımızı hatırlıyorum. Beni aralarına alıp, o donan ayaklarımı ısıtırlar, beni hiç yalnız bırakmazlardı. 
ilkokul 1'e başladığımda, dedem Milli Eğitim Bakanlığı'nda Muamelat Müdürüydü. Anneannem de yine Milli Eğitim Bakanlığı'nda sanırım  Orta Öğretim bölümünde,  memurdu. Ben Ulus'ta Atatürk Kız Teknik Okulu'nun altında bulunan  Bozkurt İlkokulu'na gidiyordum. Sabah teyzemleri üst kata,  beni de alttaki okula bırakıp bakanlığa giderlerdi. 
Okul bitince gelip beni oradan alırlar teyzemlerle birlikte eve getirirlerdi. Dedemin  Anadol marka bir arabası vardı. Çok güzel bağlama çalardı. Anneannem de Rumeli türküleri söylerdi. Memleket türküleri. 
Ertesi sabah işe giderken okula bırakırlardı tekrar alırlardı. İlkokul biri onların yanında okudum. 
 
İlkokul 2, 3, 4 ve 5. Sınıfı annemin yanında Aydınlıkevler'de okudum. Babam ölünce annem orada oturmaya başlamıştı.  O zaman kardeşime de birlikteydik.  
 
Ortaokula geçtiğim yaz, Aydınlıkevler'den Kızılay'a taşındık.
Kızılay'da Meşrutiyet Caddesi'nde Bayındır sokak'ta oturuyorduk. Orada Namık Kemal Ortaokulu'na yazılmıştım.  Üç sene Namık Kemal Ortaokulu'nda okudum. Annemlerin yanında.  
 
Bana bir kolej gibi gelmişti o okul. Siyah önlük ve beyaz yakaları çıkartmış,  antrasit renginde bir forma içinde gül kurusu bir gömlek,  saçlar iki yandan örgülü, annemin aldığı o güzel ayakkabılarla ve okul çantamla okula gider olmuştum.  
 
Kızılay Bayındır sokaktan çıkıp,  Selânik Caddesi'ni geçerek Kumrular Caddesi'ne geçer,  oradaki Namık Kemal Ortaokulu'na gider,  tekrar akşam dönerdim eve. 
 
Böyle geçti okul yıllarım. Ortaokul bittikten sonra beni o bölgedeki okullar almadıkları için annemlerden ayrılmak zorunda kaldım. 
 
Altı yaşında okula başlasam, onbir, oniki yaşında ortaokula başladım desem;  15 yaşında annemden ve kardeşimden ayrılmıştım.  Tam da  buluğ çağındayken onlardan ayrılmak beni çok üzmüştü.  
 
Resme ve şiire başlayışım o tarihlere denk gelir. Yalnızlıktan,  kimsesizlikten, kardeşimden ve annemden ayrı olmak beni şiire ve resme yöneltmişti. 
 
Bütün duygularımı şiirle anlatmaya başlamıştım.  Okulda edebiyatım çok iyiydi. Lisedeyken edebiyat bölümünü  tercih etmiştim zaten. 
Okulu iftiharla geçiyordum.  Hiç ders biriktirmiyordum. Hepsini, ödevler verilir verilmez yapar, ertesi güne hiç ders bırakmaz, gece gündüz çalışırdım. Bunun sebebi; hafta sonları bir an evvel annemlerin olduğu yere, Kızılay'a, Meşrutiyet Caddesi'ne, Bayındır'a  gelmekti.  Onların yanına gelmek ve onların yanında olmak için can atardım. 
 
Şimdi bakıyorum da; Annemi kaybedeli 17 yıl olmuş.  O kadar çabuk geçmiş ki yıllar, o 17 yıl nasıl geçti anlayamadım.
Annem öyle zarif, öyle asil, öyle zevkli, çıtı pıtı bir hanım dı ki; hiç kimseyi kırmamış, herkesi mutlu etmeğe çalışmış, iki yetim kızını kardeşleri ve annesiyle büyütmeğe çalışmış fedakar bir anneydi. Her zaman bizi takdir eder, bizi hiç üzmemeğe gayret gösterirdi. 
 
Adı Sevil di. Adı gibi sevilen bir hanımdı. 
Sanayi Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü yapmış, Sümerbank'ta çalışmış, TRT Radyo Televizyon Kurumu'nda Redaksiyon Daire Başkanlığı gibi çeşitli görevlerde bulunmuştu. Ankara Radyosu uzman muhasebe müdürlüğünden emekliydi. O meşhur değildi ama çok meşhur arkadaşı vardı. Ankara televizyon ve radyosunda görevli sanatçı, spiker, sunucu, programcı, kim varsa herkes bizim evimizdeydi. 
 
Annemi kaybettiğimde  42 yaşlarındaydım. Şimdi 59 yaşındayım ve annemi kaybettikten iki, üç yıl sonra o kadar büyük keşkelere kapıldım ki anlatamam size. 
 
Keşke annemi her gün arasaydım, keşke anneme her gün gitseydim,  keşke annemin sesini her gün duysaydım,  keşke onun her dediğini yapsaydım, keşke onun dediklerini dinleseydim, keşke annemi her gün öpseydim,  keşke keşke keşke diye diye öyle üzüldüm ki, öyle ağladım ki. 
 
Yıllar geçtikçe annesizliğimin içimdeki acısı daha da derinleşti. Şimdi onu hasretle özlemle anıp üzülüyorum. Rüyamda görmeyince dayanamıyorum hastetine.  İnşallah görürüm diye her gece dua ediyorum.  Görünce de o rüyadan hiç uyanmak istemiyorum.
Ne zaman sıkıntıya düşsem rüyamda görürüm annemi. Beni teselli eder. Bana yol gösterir.
 
Ama öyle geç ki bu duygularım. Çünkü insanın annesi gidince arkasından dağ gidiyor. Çünkü İnsanın annesi ölünce; o'nun her şeysi gidiyor,  kökleri gidiyor, canından can gidiyor. Dünyada yapayalnız kalıyorsun.  O kadar zor ki;  bunu yaşamadan anlayamazsınız.  
 
"Canım annem;  seni çok seviyorum annem" diyorum hep içimden. Annesiz olmak öyle zor ki; bu dünyada en önemli şeyin gitmiş gibi,  artık hiç bir dayanağın yokmuş gibi,  bir de keşkelerin olunca;  zor bir hayalin içinde buluveriyorsun kendini. 
 
Herkese tavsiyede bulunuyorum;  "annenizi her gün arayın, annen giderse bir daha da gelmiyor , anneni hangi işin olursa olsun bırak, anneni ara,  bırak annene git, bırak annene koş, annen ne istiyorsa yap, parası varsa bile para yolla,  para ver,  o'nu mutlu et,  hediyeler al" diye. Çünkü bir değişik durum olmazsa;  illaki o sizden evvel rahmetli oluyor . Allahın  rahmetine kavuşuyor. 
 
Öyle zor ki annesiz olmak. Annenin hayatta olması o kadar büyük  bir mutluluk ki .   
 
  
 
Sevgili dostlar; annem 17  Aralık'ta doğmuştu . 11 Ocak günü de rahmetli oldu.
 
Sizlere burada annemi anlatmaya çalıştım annene anlatılmaz Yaşamak lazım ama annelerinde hiç hakkı ödenmez. 
Annenizi her zaman arayın. Ölmüşlerin ruhları şad olsun,  yaşayanlara ne mutlu ki o evlatların  anneleri var. 
 
Seni çok seviyorum annem. 
Kavuşana dek, kalbimdeki bu ışığın hiç sönmeyecek. 
Hoşçakalın Dostlarım, 
 
Annemin anısına 17 Aralık'ta bu yazıyı yazmak istedim, o'na hitafen hepinize ; 
Saygılarımla, hoşça kalın, annenizle kalın. 
 
 

 

Ekleyen:  Handan ÇÖLAŞAN
Tarih:  17.12.2020
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Handan ÇÖLAŞAN Yazıları
Bu DÜNYAHandan ÇÖLAŞAN [ 14.6.2022 Devamı
NEREYE GİDİYORUZ?Handan ÇÖLAŞAN [ 17.12.2021 Devamı
Yine günlarden bayramHandan ÇÖLAŞAN [ 19.7.2021 Devamı
Orhan Saygıcı'yı kaybettikHandan ÇÖLAŞAN [ 19.7.2021 Devamı
Polis Haftamız Kutlu OlsunHandan ÇÖLAŞAN [ 10.4.2021 Devamı
Çağımızın Yeni HastalığıHandan ÇÖLAŞAN [ 21.2.2021 Devamı
İlhan CAVCAV!Handan ÇÖLAŞAN [ 29.1.2021 Devamı
Nice mutlu yıllara...Handan ÇÖLAŞAN [ 1.1.2021 Devamı
Dünya Piyanistler GünüHandan ÇÖLAŞAN [ 7.12.2020 Devamı
24 Kasım Öğretmenler GünüHandan ÇÖLAŞAN [ 23.11.2020 Devamı
Kıbrıs ımızın 37 kuruluş yıldönümü Handan ÇÖLAŞAN [ 15.11.2020 Devamı
ORDA SABAH OLMADI MI...Handan ÇÖLAŞAN [ 9.11.2020 Devamı
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü.Handan ÇÖLAŞAN [ 5.10.2020 Devamı
Hayat devam ediyorHandan ÇÖLAŞAN [ 29.9.2020 Devamı
Nazende SevgilimHandan ÇÖLAŞAN [ 16.8.2020 Devamı
TEYZEM...Handan ÇÖLAŞAN [ 23.6.2020 Devamı
YÜKSEK TEPELERHandan ÇÖLAŞAN [ 17.6.2020 Devamı
Timüs Bezi Handan ÇÖLAŞAN [ 22.5.2020 Devamı
ANNEMİ İSTİYORUMHandan ÇÖLAŞAN [ 10.5.2020 Devamı
KEDİLERHandan ÇÖLAŞAN [ 2.5.2020 Devamı
SARS COVIT 19 .... Evde kalmamız şartHandan ÇÖLAŞAN [ 23.3.2020 Devamı
Serdar OKAN Resim SergisiHandan ÇÖLAŞAN [ 16.3.2020 Devamı
Karma'şa Resim SergisiHandan ÇÖLAŞAN [ 1.3.2020 Devamı
Korona Virüsü.Handan ÇÖLAŞAN [ 2.2.2020 Devamı
N'olurdu?Handan ÇÖLAŞAN [ 2.2.2020 Devamı
İSTANBUL DEYİNCE.... Handan ÇÖLAŞAN [ 19.1.2020 Devamı
İstanbul deyince...Handan ÇÖLAŞAN [ 16.1.2020 Devamı
15 Kasım KIBRIS 36.YIL KUTLAMALARIHandan ÇÖLAŞAN [ 15.11.2019 Devamı
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma GünüHandan ÇÖLAŞAN [ 4.10.2019 Devamı
DÜNYA BARIŞ GÜNÜHandan ÇÖLAŞAN [ 22.9.2019 Devamı
Murat Dedeman Hayatını KaybettiHandan ÇÖLAŞAN [ 27.7.2019 Devamı
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 45. yıldönümü. Handan ÇÖLAŞAN [ 24.7.2019 Devamı
BABİL BAHÇELERİHandan ÇÖLAŞAN [ 1.7.2019 Devamı
Anneler Gününüz kutlu olsunHandan ÇÖLAŞAN [ 12.5.2019 Devamı
HıdırellezHandan ÇÖLAŞAN [ 5.5.2019 Devamı
Sayfalar : 1  2  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam