Hayatta karar verirken ne çok EVET ve HAYIR’larımız olmuştur. Çocukken hep hayırlar büyükler tarafından önümüze set gibi konmuştur. Baba ve anne tarafından gençlikte izin almalar HAYIR bazen de EVET olarak karşımıza çoğunlukla gelmiştir. Büyükler belli bir yaşa kadar EVET ve HAYIR’ları hayatımızı düzene sokmak, doğruyu görmemiz adına kullanmışlardır. Tahminen en güzel Evet’ler evlenirken ve işe alınırken olmuştur.
Geçmişe dönüp bakıldığında, hangileri bizi daha mutlu etmiş, bayağı kafa yormak gerekir sanırım. Tarihde ise, EVET ve HAYIR’lar bazen hayat kurtarmış, bazen de çoğu savaşların başlamasına sebep olmuştur. Aslında o sayfalarda ülkelerin ve insanların başına gelen ibret verici nice olaylar vardır.
İnsan ilişkilerinde ise, olumlu gördüğümüz bazı EVET ve HAYIR’lar kalpler kırmış, dargınlıklara, düşmanlıklara maalesef cinayetlere kadar uzanmıştır. Bazen olumlu, bazen olumsuz gözüken bu kelimeler, yer değiştirdiğinde bize doğru kararlar verdiğimizi de ispatlamıştır.
Nisan 16 Pazar günü referandum var. Yollarda, bilbordlarda, mahalle arasında gezen belediye arabalarının anonsunda, EVET ve HAYIR’lar bize ulaşıyor. Fikrimize ne kadar faydası olur, hiç zannetmiyorum. Gündemde olan ise, ‘’Parlamenter rejim mi yoksa başkanlık sistemi mi olsun’’dur? 600 yıl padişahlar tarafından tek adam otoritesi ile yönetilen ülkemizde, Atatürk’ün Başkanlık sisteminden kaçınmasının en büyük nedeni, devletin bu en üst makamına oturacak olan kişinin yeni bir padişah olmasını engellemekti.
Demokratik bir ülkede kendi irademizle, EVET ve HAYIR kullanacağız. Hepimizin gönül verdiği partiler var. İşi kişiselleştirmeden doğru karar vermek zorundayız. Verdiğimiz karar Türk halkının varlığını ve huzurunu bozmaması gereken bir karardır. Bize ne getireceğini, ne götüreceğini anlamadan oy pusulasına yazılacak olan EVET ve HAYIR ileride, çocuklarımızı, torunlarımızı etkileyecektik. Halk olarak genellikle politikayı aramızda konuşur, tartışırız. Oysa bunun en güzel ispatı, düşüncemizi oy pusulasında göstermektir.
Vurdumduymaz olmayın, bir oydan ne çıkar deyip bu önemli günü atlamayınız. Vatandaşlığın hakkını vermek bu önemli karar günlerinde başlar. Tatile, pikniğe gideceğiniz 360 gün zaten önünüzde uzanıyor. Ülkemiz için böyle önemli kararlar vermek ise, her zaman mümkün olmuyor.
Kararsız kaldım diyorsanız gece yatarken EVET HAYIR diye koyunları sayabilirsiniz. Papatyaları seviyor, sevmiyor diye değil, EVET ve HAYIR diye tek tek koparılabilirsiniz. Kafanız çok karışıksa ‘’Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde’’ şarkısı bu günler için idealdir.
Şaka bir yana, sandık başına Ülkemin insanları! Oyumuzu kullanalım, bu gelecek bizim. Vatandaşlık hakkımızı, memleketimizin çıkarlarını koruyalım lütfen!
Mustafa Kemal Atatürk derki;
"Biz, olağanüstü sayılan ve ancak, yasal olan önlemleri, hiçbir vakit ve hiçbir biçimde, kanunun üstüne çıkmak için aracı olarak kullanmadık; tersine ülkede düzen ve güvenlik için kullandık."
|