Türkiye’de çocuk istismarı çığ gibi büyüyor. Akla hayale gelmeyecek vakalar, basında yer alıyor. Çocuk cinsel istismarında ülkemiz maalesef dünya listesinde üçüncü sırada; İstanbul, İzmir, Adana, en fazla istismar yeri olarak karşımıza çıkıyor. İstatistiklerde yüzde 11 yaş altı, en çok vakalar arasında bulunuyor! Türkiye’de yetişken kadınların yüzde 45’i, erkeklerinse yüzde 10’u çocukluklarında en az bir kere cinsel istismara maruz kalmışlar.
Osla Üniversitesi araştırma psikolog Dr Aina Sundt yaptığı bilimsel araştırmalarda ‘’Suç işleyen psikopatları inceleyince keşfediyoruz ki istisnasız tüm suçlular benzer aile yapılarında büyümüşlerdir’’diyor. Dr. Sundt bu suçluların ya ihmalkar ailelerden, ya da aşırı kontrolcü ailelerde büyüdüğüne dikkat çekiyor. Ailede aşırı ilgi, ilgisizlik, ihmalkarlık, aşırı kontrol yetişme çağındaki çocukların ruhsal durumunu bozuyor.
Türkiye’de 50 bin çocuk seks kölesi var. Cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklarla işleniyor. Her ay en az 650 çocuk cinsel istismara maruz kalıyor.
Çocuk suçlarını her sene analiz eden çalışmalar daha henüz yok. Tahminlerse, çok sağlıklı olmasa da yüzde 700 yüz artış göstermektedir.
Devletin müsaade etmediği; Şikayet mekanizmasına ulaşmayan, çocuk yurtları, sosyal hizmet yurtları, çocuk ceza evlerinde, kayıt altına alınmayan suçlar olarak gizliliğini koruyor. Çocuk gelinlerse bu çirkinliği bir kat daha arttırıyor.
Psikolog Cemre Soysal’a göre cinsel istismarla yüzleşmemenin mağdur çocukları daha da travmatize ettiğini belirterek, “Bu durum toplumsal bir vaka olarak gözlemlemek gerekiyor.
Tecavüz akıl almaz boyutta örtbas ediliyor, normalleştiriliyor. Toplumda da istismara uğramış olan kişinin dışlanması söz konusu olduğu için aile çocuğunu korumak adına sessiz kalmayı tercih edebiliyor. Aileler “Elalem ne der” diye düşünüyor. Genelde hırçınlık, uykusuzluk ya da davranışlarda gariplik gibi şikayetlerle geliniyor. Yapılan değerlendirmelerde çocuğun çizdiği bir resim ya da anlattığı hikayedeki bir tuhaflık bazen olayı anlamamızı sağlıyor. Bazı durumlarda bunu aileye belirttiğimizde aile istismar olasılığını göz ardı ediyor. Bazıları ise terapilerin çocuğun iyiliği için devam etmesini istiyor. Çocuklar istismar vakası başlarına geldikten sonra korunmak ve güvende olduklarını bilmek istiyor. İstismara ailesi göz yuman çocuklar ailelerini affetmekte çok zorlanıyor’’ diyor.
Çocukların geleceğini, ruhlarını zedeleyerek yok etmemeliyiz.
Çocuk istismarcılara ceza vermek, temel sorunları çözmekten çok uzak! Kökene inip çok daha fazla halkı bilinçlendirmek gerekiyor. Okul çağında öğretmenlerin donanımlı, belli standartlar içerisinde olmasıda, öğrenme kalitesini arttırabilir. Üç kat artan çocuk istismarları konusunda, aile bireylerinin duyarlı olması gerekiyor. Din istismarına da sarılmak en büyük tehlikelerin başında geliyor.
Diyanetin cahil kesimler için, aklı salim duyurularıyla yönlendirici, bir nebze akıllara işleyerek caydırıcı bilgiler yayınlaması önem taşıyor.
Devletin bu konuda yeni kanun düzenlemeleri getirecek çalışmalar son hızla devam ediyor. Çıkacak kanunlar, istismara kalkan olması gerekiyor.
‘’Çocuklar, anne ve babalarının kötü örnekleriyle bozulmaya devam ettikçe, yeni bir dünya kurulamaz’’.
Neil Alexis Carrel
.
|