Canı sıkılanlar, emekliler, boş vakti olan gençler, şimdi artık kendinizi oyalayacak, size zevk verecek bir hobi seçmenin zamanı geldi de geçiyor. Çalışanlara şimdilik lafım yok. Zaten kısıtlı izin günleri var. Ama çalışan anneler çocuklara görgü kurallarını, babalarsa unutulmuş çocuk oyunlarını öğretebilirler. Sek sek, yılan, köşe kapmaca, elim sende, tilki tilki saatin kaç v.s… O da zorsa uçurtma ne güne duruyor!
Kırsal alana söyleyecek laf çok. Erkekler kahve de kadınlar maalesef tarlada hayatına devam ediyor. Onlar hobi nedir bilemezler, çok uzaklar, çünkü zor şartlar içerisinde geçim derdiyle uğraşıyorlar.
Nerden başlasam diye düşünmeyin, evden başlayın. Çiçekle uğraşmak! Onların büyüdüğünü görmek! Baharda mis gibi kokularını içine çekmek gibisi var mı?
Yok, öyle hemen kaçmak yok, daha ne alternatifler sunabilirim size göreceksiniz.
Hanımların işi kolay zaten, kışın yün örüp, çok güzel şeyler yaratıyorlar. Bulundukları şehirdeki belediyenin açtığı kurslara katılıyorlar. Yağlı boya tablolar, nakış işleri ahşap, takı tasarım v.s hayatlarına yeni renkler katıyorlar.
İstanbul’dayken fotoğrafçıların olmazsa olması Hayyam Pasajına uğradım. Dükkan da iki bayandık. Dükkan sahibiyle sohbet ederken önemli bir konuya parmak bastı. Ellerini iki yana açarak gözlerinin önce öteki hanıma, sonra da bana kaydırarak ’’Abla şu halimize bakar mısın? Dükkan da iki bayan var. Kendimi kadın kuaför’ü gibi hissediyorum, fotoğraf merakı hanımlar arasında acayip revaçta. En çok onlar geliyor’’dedi. Hep birlikte güldük.
Erkeklere gelince, geç değil bence; saz kursu, hayattan fırçayla çalınan görsellik, hanıma sürpriz yemekler, doğa yürüyüşleri, aile fotoğraflarından hafifçe viraj yapıp hayatı kadraja hapsetmek olabilir.
En önemlisi bence, eşlerin aynı aktivitelerden zevk almasıdır. Çünkü ayrı kulvarlar, hem uzaklaşmaya, hem de çatışmaya neden olabilir. Hiç bir şey yapamıyorsanız birlikte sinemaya, tiyatroya gidin. Maddi açıdan yükümlülük getiriyorsa, sinemalarda ucuz seans günleri, tiyatrolarda ise Devlet Tiyatrolarını takip edebilirsiniz.
Emeklilikten sonra çok sıkılmıştım. Tesadüf eseri fotoğraf merakı sardı beni. Sonra bir anda elim iyi kötü, kalem tutar oldu. Fotoğraf merakı yazıyı getirdi, sizlerle gezdiğim yerleri paylaştım. Antalya’da yürüyüşlere katılmaya başladım. Antalya’nın bilinmeyen yerlerini keşfediyorum. Spor yapıyorum, fotoğraflar çekip, çok az bilinen yerleri sizleri de sürüklüyorum. Bütün bunlar ufkumu genişlettiği gibi, bana da ayrı bir heyecan veriyor.
Hayatın zorluklarını yenmek için yeni uğraşlar, bize yeni mutluluk kapıları açacaktır. Çünkü bu kaos gibi bizi saran günlerden biraz uzaklaşmak, nefes almak en büyük hakkımız. Kuş misali, bir an uçup gidiveririz bu yalan dünyadan. Hemen üstünüzü giyinin. Kapıdan süzülün, hedefinize doğru ilerleyin. Bütün sıkıntıları arkanızda bırakabilirsiniz. Karar verin, seçin Şimdi HOBİ zamanı!
|