Allahın tokatı yok derler buna bağlamak yanlış olur. Sonuçta insan icadımı bilinmiyor, gözünü 60 yaş üzerine dikmiş virüs sanki çığ gibi geliyor. Dünya felaketlerle sallanırken, bizim insanlarımız virüsle dalga geçiyor. Varlığını bilmediğin bir virüs, ülkeleri yerden yere vururken, sağlık personelini ölümcül tehlikenin başında götürüyor. Ne çok cahil olduğumuz, yeni meydana çıkıyor. İnternet paylaşımları, almış başını gidiyor. Tabi ki Allaha sığınmak lazım, tedbiri elden bırakırsan, bize ne kadar yardımcı olur, Allah bilir.
Beydağlarına karşı oturmak, bence Antalya’da zenginlik diyorum. Arka balkonumdan, sıçan adasına kadar bir görüntüm var. En son panoramaya Antalya’nın değil, Türkiye’nin, en büyük dönme dolabı eklendi. Önce anlayamadım. Çünkü tam karşı apartmanın balkonuna denk geliyordu. Dikkatimi toplayınca devamlı bin bir renge dönüşen dünyanın en büyük Lunapark eğlencesiyle tanışmış oldum.
Mazı Dağının eteklerindeyim. İstanbul’dan Dedeman Otel’e çalışmaya geldiğimde, arkadaşlarımın da yardımıyla bu sitede ev aldım. İlk taşındığımda doğru dürüst vasıta bile yoktu. Zamanla çok hareketli bir yere dönüştü. Şimdi Belediyemiz sayesinde, çok düzenli ve bakımlı bir semt olma yolunda ilerliyor.
Geçen ay, promosyonla ilgili banka değiştirdim. Önce eski bankayla mücadelem başladı. Tabi ki banka intikam peşinde, seni sürüm sürüm süründürüyor. Hesap kapama, kredi kartı kapatma, burnundan getiriyor. Şuursuz insanlarla sıra beklerken, mesafeyi ayarlamadıkları için ağız dalaşları oluyor. Tansiyon fırlıyor, ikinci ilaca başlanıyor. Bu Cuma mecburen bankaya gitmem gerekiyor. Onu da atlatırsak, birde internet bankacılığını tam öğrenirsek, işler daha yoluna girecek.
Mahalle muhtarımız Sayın Bekir Yılmaz kronik hastası olduğum için ziyaretime geldi. O zaman, sağlık ocağı da şaibeli bir hasta yüzünden kapatılmıştı.
Bakanlıktan adıma gelen yazıyı göstererek, kartını bıraktı." 24 saat her türlü ihtiyaçta hizmetinizdeyiz "dedi. Muhtar sağ olsun, haftada bir uğruyor, ya da telefon acıyor. Anladığım kadarıyla, Antalya’da muhtarların çoğu, bizimki kadar faal çalışmıyor.
-Kapı önlerimizi temiz tutalım- diye, Pazar günü apartman yöneticisine söyledim. Evinde SAĞLIK çalışanı olan, karşı komşuma da, umurları olmadı. "Asansör dahil hertafı sildim" derken suratıma kapıyı kapadılar.
Arkadaşlarla yazışıyoruz. Onlara turşu kurma tarifi veriyorum. Aile, dostlar, arkadaşlar arıyor. Sabah çoğu zaman, yarım saat sporumu yapıyorum. Alışveriş merkezlerine, sakin saatlerde gidiyor, kolonya, koruyucuyu yanımdan eksik etmiyorum.
Bütün okuyucularıma, memleketime en kısa zamanda sağlık dolu günler gelmesini dileğiyle, -EVDE KAL, EVDE HAYAT VAR -diyorum.
|