Bu sene kış mevsimini Survivor’e yakışır bir şekilde kapattım. Pegasos Trekig yürüyüş grubu kurucusu, sevgili Hatice Dinginsu ile Uluslararası ikinci uzun doğa yürüyüşü olan, Antalya ve Isparta il sınırları içinde bulunan St.Paul yolunda yürüdük. Rotamız üzerinde ünlü filozof Epiktetos'un ‘’Hür İnsan üzerine şiir kaya yazıtı’’ bulunan parkurdu. Isparta'nın Sütçüler ilçesinde denizden 980 metre yükseklikte başlayarak 12 km. yayılmış, Yazılı Kanyon Milli Park girişinde son buldu.
Hıristiyan misyoneri olan Aziz Paulus'un M.S 46-64 yılları arasında Kudüs'ten başlayan yolculuğu, Antalya'dan Çanakkale'ye kadar uzanmış. Toplamda 500 km olan Likya yolundan sonra Uluslar arası ikinci uzun doğa yürüyüşü rotasıdır. Antalya ve Isparta il sınırları içindedir. Psidya bölgesinin tarihi St. Paul yollarından Sütçüler – Yazılı Kanyon, Yazılı Kanyon Milli Parkı içinde Zengin bitki örtüsü, yaban hayatı ve doğal güzellikleri ile antik kentindeki kral yolunun devamıdır.
Yaptığımın yürüyüşte, dik yamaçlardan kalın halatlara tutunup geçtik. Yüksek yerlerden ise yine halatla indik. Vadiye inen dik yamaçsa, beni doğrusu korkuttu, aklım çıktı ama etkinliğin ne kadar zevkli olduğunu eve gelince fark ettim.
Antalya’nın sıcağı malum, yaz mevsimiyle fotoğrafçı ve treking yapanlar daha serin aktivitelere yöneldik. İki sefer su yürüyüşü yaptım. Üç kere tekneyle koylarında bol bol yüzdüm. Birde Çıralı koylarında yürüyüşe katıldım. Çıralı koylarında yaptığımız yürüyüşte, koylarda denizle buluştuk. Bazen bir ağacın gölgesine uzanıp bu huzur verici manzarayı içimize sindirdik. Havanın sıcaklığı beni biraz hırpalasa da keşfedilmemiş koylarda olmak her şeye değerdi.
Sinni suyu ‘’Pınargözü deresi Doğanın cennet köşelerinden biridir. Haskızılören – Hasdümen – Haspınar köyleri arasında bulunmaktadır. Burası da birçok su kaynağımızın yaşadığı HES yapılma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Yetkililerin bir an önce suyun sadece canlıların ihtiyacı olduğunu idrak etmelerini bekliyoruz. Bu ferahlatan derenin içerisinde elimde çift batonla berrak ve irili ufaklı taşlarla dolu suda yürümek ayrıcalıktı. Geçit vermeyen yerlerde, kayaların üzerinden geçtik. Küçük şelaleler altında yüzme fırsatımız oldu.
Melas vadisi, tarih boyunca birçok medeniyete, özellikle de dağlı Pamfilya'lılara ev sahipliği yapmış Antik Melas vadisinde yer alıyor. Üzümdere milli parkı içinde ve haritalarda Manavgat nehri olarak geçen Melas çayı, kaynağını Beyşehir gölünden alıp Oymapınar barajına oradan da Akdeniz'e dökülen ortalama 80 km uzunluğunda bölgenin önemli su kaynaklarından biridir. Biz İbradı bölgesinde deniz seviyesinden 450-500 metre yükseklikte küçük bir bölümünü yürüdük. Su
çoğu zaman bulanık, içinde iri kayalar vardı. Boyu aşan yerlerde yüzmeye çalıştık, derede yüzmek denizde yüzmeye benzemiyor. Devamlı su aşağıya çekiyor, kaldırma kuvveti yok gibi. Soğuk suyun verdiği ferahlık bütün zorlukları unutmama sebep oldu.
Tekne gezintilerim Kekova, Adrasan, Sazak koyu, Ceneviz koyu, Suluada ve çevresiydi. Suluada, Adrasan ile Gelidonya burnu arasında bulunmakta. Turkuaz renginin yoğun olduğu, içinde tatlı su barındıran, iki beyaz kumsalı, siyah inciler gibi parlak taşları olan bir doğa harikasıdır. Berrak suların içerisinde denizle buluştuk. Sulardaki Carettalarla birlikte olmak zümrüt yeşili suda ayrı bir güzellikti.
Yaz devam etse de ben bu güzel etkinliklerle yazı bitirmiş oldum. Yolunuz bu taraflara düşerse sizde güzelliklerden mahrum olmayın. Çoğu deniz yoluyla ulaşılan bu koyları görmek lazım derim.
|