Antalya’ya bahar geldi. Şehirde ılık rüzgarlar eserken, Beydağlarında hala kar var. Camı açtığımda, kuş cıvıltıları karşılıyor beni, uzaklarda zor seçebildiğim göçmen kuşlar rotalarında ilerliyorlar. Kim bilir belki Yarışlı, belki de Yazır gölüne gitmekteler. Dağlarının zirvelerindeki beyazlık, gökyüzünün konturuyla göz dolduruyor. Yükseklerdeki karlar içerisinde kardelenler boy göstermiştir, yeşil eteklerde anemonlar, süsenler çamlar arasındaki patikalarda, geniş çayırlarda, topraktan, tabiat ananın kucağına doğru yükseliyorlardır.
Sokak da insanların çoğu, kışlıklar içerisinde, aralardaki renklerse baharı müjdeliyor. Çoğu koyu renkleri atamamış, sıcak renkler içerisinde eriyip gidiyor. Şehir öbek öbek menekşeler içerisinde, sizi karşılıyor. Sarı, mor, vişne rengi renkleriyle, her köşede rengarenk, baharı müjdeliyorlar. Kedilerin dam köşelerinde güneşlenme zamanı geldi. Tabiat ana her yeri, ressamları kıskandıracak şekilde, bin bir rengiyle boyuyor. Mevsim bahar! Hayat daha yaşanabilir hale geliyor. Sokaklar cıvıl cıvıl, yat limanında insanlar, turistler boy gösteriyor. Gezi tekneleri dolmaya başladı, Akdeniz’in sularına ayrı bir güzellik katıyor.
Baharın tadı dağlarda çıkar, Bey dağları eteklerine doğru, bu güzellikleri yakından görmek için yola çıkıyorum. Merkez bey dağları etekleri güneşin parlattığı beyazlıkla karşılıyor bizi, güneş ışığı altında pırıltılar saçıyor. Bir yanda çan anemon çiçekleri kar altında boy gösterirken, diğer yanda çiğdemler topraktan başını uzatmış, mevsimdeki yerlerini alıyor. Kış ve bahar birbirine geçiş yaparken, iki mevsim adeta Antalya’da birbiriyle yarışıyor. Soğuk ve kar gitmeye nazlanırken, bahar süpürgesini ele almış karları topluyor, elleriyle dört bir yana çiçekler saçıyor. Oturuyorum yere, toprakla bir bütün olmak istiyorum… Bu nefis, tertemiz bahar havasıyla doluyor ciğerlerim. Tablodaki yerimi alıyorum, artık şu an baharın bir parçasıyım. Kendimi bu sonsuz güzellik içerisinde dinlenmeye bırakıyorum. Renkler ve çiçekler gökkuşağı gibi sarıyor etrafımı, ruhumun dinlenme zamanı başlıyor. Hafif bir rüzgar dolaşıyor etrafımda, çiçek ve toprak kokusu içerisinde, keçilerin çıngırak sesleri uzaktan kulağıma sanki bir melodi fısıldıyor. Bana bir şarkıyı anımsatıyor. Bahar havasında, hatıralar hüzünlü, anılar ölü şimdi! mırıldanıyorum.
‘’Hava nasıl oralarda?
Üşüyor musun?
Kar yağıyor saçlarıma
Görmüyor musun?’’
Güneş adeta gülümsüyor, sıcak kollarıyla sarıveriyor. Gözlerim kamaşmış, yürüyorum. Şair olup, iki satır yazmak geliyor içimden. Oysa bu güzellikleri o satırlara sığdırmanın imkanı yok. Biliyorum…
Bu havalarda ev basar sizi, çıkın dışarıya, parklarda soluğu alın. Oradaki çocukların sesi bile ayrı bir nefes verir size. Mutluluk tabiatı sevmekle başlar, bu huzuru ve mis gibi havayı kaçırmayın. Mevsimler gelip geçer ama bahar yeni umutlar kapısıdır. Doğanın uyanmasıyla silkinme zamanlarıdır. Yazın sıcağı bastırmadan, bu güzel günleri dostlarla, arkadaşlarla paylaşmanın tadını çıkarın.
|