|
|
Fatma UÇARLAR'ın
ŞİİRLERİ
|
|
|
|
22- ANNELER GÜNÜ
Mayıs ayının ikinci Pazar günü 1908 yılından bu yana “Anneler Günü” olarak kutlanır. Bizleri bu yaşımıza ulaştıran; doğru olmayı, iyi ve güzel davranışlar sergilememizi öğreten ve adeta kendilerini unutup evlatlarına kul köle olan annelerimiz hakkında ne yazılsa, ne söylense azdır.
Peygamber efendimizin yanına gelen bir genç: “Ey Allah’ın Resulü, mükâfatını Allah’tan dilemek üzere hicret ve savaş için emrinize girmek istiyorum.” Deyince, Peygamberimiz: “Annen ve babandan sağ olan var mı?” diye sorar. Adam da “Evet ikisi de sağ” der. Peygamberimiz: “Öyle ise annene ve babana dön de onların gönüllerini al. Umduğum mükâfat onlara hizmet etmektir” diye buyurmuşlardır.
Bir ayeti kerimede “ Anneye yapılan teşekkür bana yapılan şükür yerine geçer” hükmü yeralmaktadır.
Bir hadisimiz de de “Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak, ana ve babanın hoşnutluğunu, sevgisini kazanmaya bağlıdır” denilmektedir. Annelerin yüceliğini anlatmak için başka söze gerek var mı?
Hepimizin de bildiği gibi annelik hayvanlarda bile önde olan bir duygudur. Bununla ilgili olarak ilginç bir olayı paylaşmak istiyorum.
Amerika’nın ünlü doğa parkı Yellowstone National Park’ta çıkan bir yangın sonrası görevliler hasar tespit çalışmaları için ormanda geziyorlarken, ağacın dibinde küller içinde neredeyse kömürden bir heykele dönüşmüş bir kuş görürler. Görevlinin biri elindeki çubukla kömürleşen kuşa hafifçe dokunur dokunmaz kuşun kanatları altında üç küçük kuş yavrusunun cıvıldayarak çıktığını görür. Anne kuş gelen tehlikeyi farkederek, yavrularını bir ağacın arkasına getirmiş ve kendisinin yanacağını bile bile onları kanatlarının altında saklamıştır. Hâlbuki yangın yayılmadan çok rahatlıkla uçup oradan uzaklaşması mümkünken, yavrularının yanında kalmayı tercih etmiş, alevler bulunduğu yere gelip, küçük bedenini kavurmaya başladığında bile hiç kıpırdamadan kalmıştı. Bedeni yanıp kavrulmuştu ama geriye hiç ölmeyecek bir “anne” heykeli bırakmıştı…
Peki, her anne bunu yapabilir mi? Bu kuş olayında olduğu gibi evladı için kendisini ateşlere teslim eden de anne, masum bebeğini çöp konteynerine bırakan da. Bizim anladığımız tarzda olan annelerimizin anneler gününü kutlar, kaybettiğimiz annelerimizi rahmetle anarken, Allah’tan uzun ömür dileğimiz annelerimizin önünde saygıyla eğilirim.
Satırlarımı Orhan Seyfi Orhon’un anne şiiriyle tamamlamak istiyorum.
Anne, zannetme ki, günler geçti de / Değişti evvelki hissim gitgide!
Bir hırçın çocuğum, değişmez huyum./Seneler geçse de ben buyum!
Senden umuyorum teselli yine! / Bugün şefkatine, muhabbetine,
Zanneder misin ki, yok ihtiyacım./ Belki eskisinden daha muhtacım.
BEN ANNE OLMADIM
Ben anne olmadım!
Bilmem, nasıldır doğum sancısı,
Ama ağlayan bir bebek görsem,
İçime çöker sancısı...
Ben anne olmadım!
Bölmedi uykularımı hiçbir bebek,
Ama aç bir çocuk görsem,
Sızlar göğüslerim o doyana dek...
Ben anne olmadım!
Bildiğim masalları
Anlatacak bir çocuğum olmadı,
İyi geceler öpücüğü,
Konduramadım o minicik burnuna,
Ben de kaldı tüm masallarım...
Ben anne olmadım!
Boynuma “Anne!” diye sarılacak
Minik ellerin özlemini duydum ömrümce.
Hep sarılırım “Yavrum!” diye,
Ağlayan bir çocuk görünce...
Fatma UÇARLAR
21 - BİLMİYORSUN
Senden uzak geçti, bunca yıllarım,
Halâ çağırıp da gel! demiyorsun.
Sen gelince, atlas olur çullarım,
Seni seviyorum bil! demiyorsun.
Beklesem yolunu, seninle olsam,
Sevgi selamını, dostlardan alsam,
Yılda bir kez olsun, yanında kalsam,
Uğrunda oldum bir kul bilmiyorsun.
Bu kadar inatla, ömrü tükettin,
Sana âşık olan, gönlü yok ettin,
Zalim! ellerinle aşkı, katlettin,
Önünde oldum bir tül bilmiyorsun
Baktım da çok çabuk geçmiş bu çağlar
Dünlerin ardından, bugünler ağlar,
Yüreğim yas tutar, karalar bağlar,
Yanarak oldum bir kül bilmiyorsun
Fatma UÇARLAR
20 - AŞKIMIZ BİTTİ
Seni soruyorlar, gittiğim yerde,
Diyemiyorum ki, kırdı da gitti.
Sanki bir oyundu, indi son perde,
O kutsal saydığım aşkımız bitti.
Hani bulunmaz tek eşindim senin?
Sofranda en güzel, aşındım senin,
Hatta en önemli işindim senin,
O kutsal saydığım aşkımız bitti.
Gönlümüze, dilin açtı yarayı,
Aşkımıza, elin sürdü karayı
Neyleyim versen de köşkü sarayı,
O kutsal saydığım aşkımız bitti.
Oysa ne kadar zor karar vermiştik.
Sevda güllerini senle dermiştik,
Dikenler battıkça, “Boş ver!” demiştik,
O kutsal saydığım aşkımız bitti.
Fatma UÇARLAR
19- BELKİ ÇEKERSİN DİYE
Sensizliği hissettim attığım her adımda,
Seni sordu görenler, diyemedim yok! diye,
Fark etmedim ıslandım, yağan yağmur altında
Aynı parkta bekledim, belki gelirsin diye.
Yine suzinak şarkı çaldı gramofonda,
Dilimde bir yakarı, adın dudaklarımda,
İki damla gözyaşı, vardı yanaklarımda,
Silemedim bekledim, belki silersin diye.
Sensizliğin cezası, damla damla kanımda,
Ölmeye de razıyım, olacaksan yanımda,
Aşkın yağlı ilmeği şimdi artık boynumda,
Ellerini bekledim, belki çekersin diye...
Fatma UÇARLAR
***
18- FATMA'YA GELDİM
Şaşırma görünce kapında beni,
Elimde değil ki, özledim seni,
İzin ver gireyim, döndürme geri,
Bu gece dizinde yatmaya geldim.
Nasıl da özledim bir sorabilsen,
Mümkünse kalbime bir girebilsen,
İçimdeki seni bir görebilsen,
Hasreti bir yana atmaya geldim.
Uzattım elimi tutuver gitsin,
Yetsin bu ayrılık, burada bitsin,
Sen benim ömrümde inan ki teksin,
Aşkımıza maya katmaya geldim.
Yıllar rüzgâr gibi uçup gidiyor,
Mevsimle birlikte ömür bitiyor,
Dinle yüreğini, dinle ne diyor?
Aşkı sende tekrar tatmaya geldim.
Kapından gidemem, beni kovsan da,
Kızıp da adımı kötü ansan da,
Onca yaşanmışı hiçe saysan da,
Başka kalbe değil, Fatma’ya geldim.
Fatma UÇARLAR
***
17- İKİ KELİME
Yıllarca bekledim, bir çift söz için,
Bu kadar zor muydu, iki kelime?
Aşkımla kor olup, yanmaz mı için?
Bu kadar zor muydu, iki kelime?
Saçlarım savruldu, hazan yelinden,
Yüreğim kavruldu, aşkın selinden,
Kollarım yoruldu, sarmam belinden,
Bu kadar zor muydu iki kelime?
Aşkı sende tattım, bilemedin ki,
Bir kez olsun içten, gülemedin ki,
Seni seviyorum! diyemedin ki,
Bu kadar zor muydu, iki kelime?
Fatma UÇARLAR
***
16- ÖYLE GEL (16.01.2012)
Bir daha gelme sakın, kapım artık kapalı,
Ne çok acılar çekti, gönül sana tapalı,
Pişmanım diyorsan, üç şartım var geçmem asla,
Ferhat olup, dağları deleceksen öyle gel.
Aşkımın kıymetini, anlamadın ömrünce,
Kaybolup gidiverdin, zorlukları görünce,
Boşa geçen ömründe gerçek aşkı bulunca,
Mecnun olup çölleri, geçeceksen öyle gel.
Aşka davet çıkar, sevmeyi biliyorsan,
Sevmeyi bilmeyeni, yürekte eliyorsan,
Ben hazırım yeniden, “hodri meydan!” diyorsan,
Kerem olup yanmayı, bileceksen öyle gel...
Fatma UÇARLAR
***
15-PES DEDİM (09.01.2012)
Bilmem beni, affettin mi yüreğim?
Yıllar yılı senden çok şey istedim.
Sevdin; kuşu, karıncayı, çiçeği,
Vefasızın aşkını da çek dedim...
İncittiler, ağlattılar, kırdılar,
Affet gitsin, yine affet, sev dedim.
Alıp seni, yerden, yere vurdular,
Benim gibi, şaşkını da çek dedim.
Şimdi yorgun atıyorsun bilirim
Sevmekten çok incinmekten yoruldun.
Bir söz daha söyleyeyim son olsun,
Artık ben de aşktan yana pes dedim
Fatma UÇARLAR
***
14- KÂBEM (02.01.2012)
Bir davet alınca yola düzüldüm,
Bana da nasipmiş Adem’in yurdu,
O yüce Mabedi gördüm büzüldüm,
Yükselen tekbirler yüreğim vurdu.
Yaşadıkça bin bir kire bulaştım,
Lebbeyk diye diye O’na ulaştım,
Ağlayı ağlayı Kabe’m dolaştım,
Hicr-i Hacer’inde yüreğim durdu.
Zemzem aramaya yollara düştüm,
Safa’da, Merve’de aşk ile koştum,
Kanatlar takındım, adeta kuştum,
Hacer İsmail’e sanki bir surdu.
Mültezem’de el açıp dualar ettim,
Günahtan kaçmaya bin yemin ettim,
Secdelerde kaldım, Hak’ka şükrettim,
Anladım sadece O bana yardı.
Makam-ı İbrahim ne de güzelmiş,
Hacer-ül Esvet’i görmek özelmiş,
Rabbi tespih eden ruhlar yücelmiş,
Yaradan’ın aşkı ruhumu sardı.
Aşkın merkeziydi o yüce Mabet,
Koşuyor yetmiş ırk alınca davet
Bundan daha büyük olmaz saadet,
Kâbe’min sevdası içimde hardı
Kelebek misali pervane olsam,
Dolanı dolanı kendimi bulsam,
Son nefese kadar tavafta kalsam,
Diye dua ettim, ciğerim nardı.
Fatma Uçarlar
***
13- VAKİT TAMAM (26.12.2011)
Yaşanacak bunca şey bekliyorken bizleri,
Anlamadım nedendir, “Vakit tamam!” deyişin?
Geçen yıllar bak daha, bükmemişken dizleri,
Anlamadım nedendir, “Vakit tamam!” deyişin?
Tamam olur mu söyle, bunca sevenin varken,
Bırakmam ellerini, böyle aşkla tutarken,
Yüreğim senin için, kıpır kıpır atarken,
Anlamadım nedendir, “Vakit tamam!” deyişin?
Baharla hep açacak; leylâk, sümbül ve güller,
Mutluluk şarkısını söyleyecek bülbüller
Yeniden şakıyacak sevmeyi bilen diller
Anlamadım nedendir, “Vakit tamam!” deyişin?
Çok şey var yapılacak, bırak derdi tasayı,
Güneşle her gün dostlar, dolduracak masayı,
Gidilecek “O güne”, Tanrı koyar yasayı,
Anlamadım nedendir, “Vakit tamam!” deyişin?
Fatma UÇARLAR
.
12- SEVMEYİ BİLEMEDİK (21.11.2011)
Leblebi, nohut gibi, tükettik sevgimizi,
Sen orada, ben burada yedik birbirimizi,
Huzuru arar iken, bozduk dirliğimizi,
Çocuktan beter olup, sevmeyi bilemedik,
Karşılıklı oturup, iki laf edemedik…
Keşke, çocuklar gibi evcilik oynasaydık,
Ben anne, sen de baba mutluluğa doysaydık,
Bebeklerin ismini, sevgi, barış koysaydık,
Çocuktan beter olup, sevmeyi bilemedik,
Karşılıklı oturup iki laf edemedik…
Sahi, neydi kavgamız? Neydi süren davamız?
Öldürmeye adanmış aşkımızdı avımız.
İkimizde anladık, ne yanlışmış savımız,
Çocuktan beter olup, sevmeyi bilemedik,
Karşılıklı oturup iki laf edemedik…
Yüreklere kış girdi, mutluluksa oldu düş,
Kaçtık birbirimizden, kanatlanıp olduk kuş
Hayatın gerçekleri yaptı bize soğuk duş,
Çocuktan beter olup, sevmeyi bilemedik,
Karşılıklı oturup iki laf edemedik…
Fatma UÇARLAR/Isparta
***
11- HADİ VAR MISIN? (31.10.2011)
Haber versem, gelip karşılar mısın?
Yoksa halâ aynı kararda mısın?
Bırak, ne yaşadık hasretten başka?
Uzattım elimi, hadi var mısın?
Yeniden koşalım, kırlarda aşkla,
Göklere uçalım, aynı kanatla,
İşte geldim sana, hatta inatla,
Uzattım elimi, hadi var mısın?
Kim haklı, kim haksız uğraşma boşa,
Gelip geçti yıllar, vursan da başa,
Sevda tohumları katalım aşa,
Uzattım elimi, hadi var mısın?
Fatma Uçarlar
|
|
|
|
|
|
10- Yasak mı? (03.10.2011)
Senden uzaktayım,
Sen bana
Daha da uzak…
Ne oldu?
Nasıl oldu anlamadım,
Yoksa felek mi kurdu
Bize tuzak?
Ayrılmış olsak da,
Söyle bana,
Seni sevmem
Yine mi yasak?
Fatma Uçarlar
|
|
|
|
|
|
9- NE OLUR (26.09.2011)
Bu aşka noktayı, koymuşken tekrar
Gönül sokağımdan geçme, ne olur.
Yüreğim vazgeçmez, bahane arar,
Geçip de yaramı deşme ne olur.
Gözler yaş dolsa da ayrıldı yollar,
Sımsıkı sararken, boş kaldı kollar,
Mutluluk, yanımda durmaz hep sollar,
Ansızın yolumu kesme ne olur.
Bırak da küllensin, sönsün duygular,
Ufak bir kıvılcım yeniden yakar
Uğraşma boşuna gelmez ilkbahar,
Kasırga misali, esme ne olur.
Fatma Uçarlar
|
|
|
|
|
|
8- TUŞA DÖNDÜ (19.09.2011)
Sende kaybettim, tüm güzellikleri,
Bu aşk, benden çok şey aldı götürdü.
Gözlerken yolunu, sevdalı gönlüm,
Kanadı kırılmış bir kuşa döndü.
Ümitsiz bir aşka kendimi attım,
Onca değerleri bir pula sattım,
Baharı yaşarken güzel yıllarım,
Güneşi görmeyen bir kışa döndü.
Unuttum, nasıldı masum duygular?
Peşi sıra sürdü, gitti kaygılar,
Mutluluk beklerken geçen günlerim,
Hayat minderinde bir tuşa döndü.
Fatma Uçarlar
|
|
|
|
|
|
7- YANINDA KALASIM GELDİ (11.09.2011)
Öyle büyük aşkla sevdim ki seni,
Aşk yoluna Leyla olasım geldi.
Bilmem acep sen de sevdin mi beni?
Gözlerine bakıp, dalasım geldi.
Hazan mevsiminde, baharı tattım,
Sevgimi soframda, aşıma kattım,
Ekmeğime banıp, katığım yaptım,
Lokma lokma seni, alasım geldi.
O içten bakışın, ruhumu paklar,
Fark etmez olsa da saçında aklar,
Sevdiğim, derdini benden mi saklar?
Dertleri ummana salasım geldi.
Hicranı da güzel geldi bu aşkın,
Eller dedi bana, belki çok şaşkın!
Çağlayanlar, gibi yüreğim taşkın,
Bir ömür yanında kalasım geldi.
Fatma Uçarlar
|
|
|
|
|
|
6- NERDESİNİZ? (07.08.2011)
Sizsiz,
Bir anlamı yok bu koskoca evin
Gecenin sessizliğini
Kaf dağından sesi bozuyor devin..
Boşuna bekliyorum
Akşam ezanlarında
Merdivende ayak seslerini.
Arıyor gözlerim,
Bir zamanlar kızdığım
Yerlere damlattığınız suyun izlerini…
Artık, çocuk odası var evimin,
Ayrı ayrı odalarınız olacak,
Neden büyüdünüz be çocuklar?
Evim kimle dolacak?
Spor programlarının
Tadı kalmadı sizsiz..
Yarışmalar bile anlamını yitirdi
Sahi nerdesiniz?
Fatma Uçarlar/ISPARTA
|
|
|
|
|
|
5- YA RAB (31.07.2011)
Kulağım dibinde, duyardım davet,
Onca çağırıya, demedim evet,
Sana ram olmadan, ölürsem şayet,
Nice olur halim? Korkarım Ya Rab!
Nerde sefa varsa, ordaydı cismim,
Yalanla, dolanla anıldı ismim,
Dünya lezzetini isterken nefsim,
Nice olur halim? Korkarım Ya Rab!
Ömür uzun dedim, kılmadım namaz,
Bir kez el açmaya etmedim niyaz,
Utanır, yapamam, şimdi sana naz,
Nice olur halim? Korkarım Ya Rab!
İlimden, irfandan nasip almadım,
Alim meclisine bir gün dalmadım,
Şeytanla yarışta geri kalmadım,
Nice olur halim? Korkarım Ya Rab!
Rahmetin çok boldur, senin Ya Rabbim,
Yüreğime doldur, aşkı Ya Rabbim,
Fatma sana kuldur, şimdi Ya Rabbim,
Nice olur halim? Korkarım Ya Rab!
Fatma Uçarlar/ısparta
|
|
|
|
|
|
4- SEVERİM SENİ (23.07.2011)
Kalbin dile gelse, gözlerin sussa,
Dilin içindeki nefreti kussa,
Bir sen değil, cümle âlem de kızsa,
Elimde değil ki, severim seni.
Nehirler birleşip üstüme aksa,
Şimşekler hışımla başıma çaksa,
Sevdiklerim bir bir dünyamdan çıksa,
Elimde değil ki, severim seni.
Mevsimler sözleşse, hep kışta kalsa,
Gündüzün yerini geceler alsa,
Önümde diz çöken sevdalım olsa,
Elimde değil ki, severim seni.
Kalbimi istese cennetten peri,
Veremem derim ki, burası yeri,
Kovsan son nefeste, kovsan da beni,
Elimde değil ki, severim seni…
Fatma Uçarlar/Isparta
|
|
|
|
|
|
3- GÖNÜL
Veren el alandan üstündür derler,
Sen de vermesini biliver gönül,
Düşmüş ağlıyor bak, minicik çocuk,
Haydi! Gözyaşını siliver gönül.
Yardımlaşın demiş, yüce Muhammet,
İyi düşünceden doğar muhabbet,
Aç gönül sofranı, yapıver davet,
Fakirle sofranda oluver gönül…
Durma git yoksula, kapısını çal,
Varsa ihtiyacı, onu da sen al,
İstiyorsa sohbet, gitme orda kal,
Garibin derdini alıver gönül…
O gelmezse sen git, onun yanına,
Can suyu ol can kat, onun canına,
Yakışmaz ağlamak sanma şanına,
Bırak gözyaşını salıver gönül…
İster taş atsınlar, isterse de gül,
Vazgeçme yardımdan, bunu görev bil,
Yoksul karşısında daima eğil,
Deli diyenlere gülüver gönül…
12 Aralık 2009
Fatma Uçarlar
|
|
|
|
|
|
2- UMRUMDA DEĞİL
Bıraktım her şeyi, senin ardından
Kıyamet mi kopmuş umrumda değil.
Çektim perdeleri, çıkmam odamdan,
Güneş mi doğmamış umrumda değil.
Aynalara küstüm, kırdım hepsini,
İstemedim kalsın, yırttım resmini,
Sildim lügatlerden senin ismini,
Gitmişsin kalmışsın umrumda değil.
Sevmişken tek seni, ele oldun yar,
Mutluluk beklerken, dünyan olmuş dar,
Gönül yaranı da otur kendin sar,
Anmışsın adımı, umrumda değil.
Fatma Uçarlar
2004
|
|
|
|
|
|
1- GİT GÜLE GÜLE
Ne hoş geldin dersin, ne güle güle,
Sever miyim seni ben bile bile?
Benden değil aşkı, Allah’tan dile,
Yolun açık olsun, git güle güle.
Yoruldum nazından, bıktım usandım,
Seni soranlardan kaçtım utandım,
Duydum ki, uzak bir ile atandın,
Yolun açık olsun, git güle güle.
Görmeyince gönül, unutur seni,
Hatta yanaktaki o şirin beni,
Sakın merak edip arama beni,
Yolun açık olsun, git güle güle.
Verdiğim emekler, gözüne dursun,
Beynin gece gündüz boş hayal kursun,
Karşılıksız bir aşk, seni de vursun,
Yolun açık olsun, git güle güle.
Yaptığın hatalar, oldu diz boyu,
Helal etmiyorum, bir yudum suyu
İterdim içine bulsaydım kuyu
Yolun açık olsun, git güle güle.
*
* Bestekâr Tahir Sıral tarafından hüzzam makamında bestelenmiştir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|