Bir çocuk, yaşamı boyunca kaç kere babaaaa! diye bağırır, bilen var mı?
Baba, babam, babacığım, babaa, babaaaaa!
Evlatlar seslendiğinde ya duyamazsa babalar...
O baba ölmüş, evladından ayrı düşürülmüş ise...
301 baba, baba adayı, dede her gün ışığında o eve ekmek parası getirmek için, kömürün karasının yüreğine inerken; o meşum gün SOMA'nın kara elmasına tutsak olmuşsa...
432 çocuk, baba diye seslendiğinde cevap bulamayacak artık. Bunun ne demek olduğunu empati ile biraz hissedebiliriz belki. Babasız büyüyen çocuklar, babasız çocuk büyüten kadınlar, aileler zaten çok iyi bilirler.
Aklım o 432 çocukta kaldı. Bugün onlar büyük ihtimalle, babalarının mezarları başında ağlayacaklar. ''Baba!'' dediklerinde sesleri gökyüzüne karışıp yitecek. Hayatta karşılarına çıkacak hiç bir birey baba eksikliğini gideremeyecek.
Bazıları babalarını, hiç tanımadan ya da hatırlamadan; annesinden, büyüklerinden dinlediği kadar bilecek. Baba onlar için kömür karasının ardında, silik ve flu bir resim olarak kalacak.
Bu adamlar ve bu çocuklar ayrı kalmayı hak etmemişlerdi. Kader utansın demek yeter mi? Babam, ''Tedbirde kusur kadere iftiradır'' sözünü dilinden hiç eksik etmezdi. Kadere iftira atanlar utansın!
Bugün ''BABALAR GÜNÜ''...
Bugün biz ''BABALAR GÜNÜ'' nü nasıl kutlayacağız?
Harika Ören
|