İnsan yedisinde neyse yetmişinde de O’dur!” diye bir söz vardır insanlar arasında… Çoğu insan bu mantık üzerine yaşar ve kendini de etrafındaki insanları da böyle değerlendirir.
Örneğin; sinirli olan bir insan ömür boyu sinirli bilinir ve öyle bir karakter sergiler. Hem kendisi hem çevresindeki insanlar bunu kişiliğinin bir parçası olarak görür ve herkes onu öyle kabullenir. Halbuki Allah’tan korkan her insan kendisini değiştirebilir, Allah’ın beğeneceği ahlaka göre şekillendirebilir. Bunun içinde yapması gereken Kuran’da Allah’ın bildirdiği güzel ahlak örneklerini kendine ölçü almasıdır.
Allah Kuran’da herşeyi bize açık olarak bildirmiştir.
Böylece biz onu, Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur. (Taha Suresi, 113)
Öfke Kuran da Allah’ın sevmediği beğenmediği bir ahlak olarak bildirilir. Nefiste var olan bu ahlaka karşı da Allah’tan korkan müminlerin ne yapması gerektiği ayette şöyle bildirilir:
Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenle ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever. (Al-i İmran Suresi, 134)
Ve kalblerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 15)
İnsanın günlük yaşantısındaki herşeye hikmet gözüyle bakması gerekir. Yaratılan herşeyden kendine ders çıkarmalı ve bunların kendi eğitimi için olduğunu bilmelidir. Eğitim insanın sandığı gibi sadece belli dönemlerde değil hayatının her anında ölene kadar içinde bulunduğu bir durumdur. Bunun için yaşamının kendisi için bir fırsat olduğunun farkında olarak yaşamalıdır. Kendini Allah’ın beğendiği razı olacağı hale getirmek için ciddi çaba içerisinde olması ve kendisini değiştirebileceğini bilmesi gerekir. Çünkü Allah hayatı ve ölümü insanları denemek için yaratmıştır.
O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk Suresi, 2)
Allah’tan korkan ve Allah’ı seven bir insan hiçbir zaman ben böyleyim diyerek kendisini bırakmaz. Kendisini Allah’ın istediği ahlak üzere şekillendirmeye çalışır. Kendinde hangi eksiklikler zayıflıklar varsa onları tespit eder ve onların yerine Allah’ın isteği Allah’ın hoşnut olacağı ahlakı yaşar. Çünkü mümin Allah’a aşıktır. Aşık olduğu varlığa karşı en güzel tavrı göstermek onu razı etmek ister.
Müminin tüm hayatı aşkla sevdiği Rabbi için her zaman kendini daha iyi hale getirmeye O’nun rızasını kazanmaya çalışarak geçer. Üstelik hiçbir güzelliğin sınırı da yoktur. Bu da insan için çok büyük nimettir.
Allah’ın sevmediği bir ahlakı üzerinde yaşaması müminin kabul edebileceği bir durum değildir.
Allah ayetinde şöyle buyurur:
İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah’ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini satın alır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır. (Bakara Suresi, 207)
|