Bir yol hikâyesi yaşamak aklıma gelmişti fakat olacağı bilinmez bir hayaldi.
Bir sabah arabamıza bindik rotamız beliydi Karadeniz ve doğu yani benim memleketim olan Ardahan.
Ardahan kadar uzayacaktı bu yol. Yolculuğumuz süresince çok güzel şehirlerden geçiyorduk.
Şu bir gerçek ki dünyanın bizim ülkemizi sevmesinin ve istemesinin yersiz olmadığını bir Cennete yaşadığımızı gözlerimle görüyor ve keyif alıyor gururlanıyordum.
Fakat tam da Ardahan’a gelince biraz burkuldum bu güzel şehir çok az gelişmişti.
Bunun nedenini sorduğum da şu sonuç çıktı.
İnsanlar değişmiş fakat değişimlerini kendi şehrine değil başka illere taşınarak gerçekleştirmiş.
Hâlbuki yoksulluk gibi görünse de sadece ilgisizlik olduğunu fark ettim.
Kadınları tamda Anadolu kadını sabah 5 te kalkıyor ağır şartlar da iş yapıyor. Evinde temizlik yapıyor, çocuk büyütüyor.
Yani kadının çağa ayak uydurma çabası eşine görev düşünce duruyor çünkü erkekler pek ilgili değil modernliğe.
Muhteşem teknolojide gitmiş ayaklarına makineler tarlada, büyük baş hayvanları sağmakta kullanılmak üzere tasarlanmış.
Fakat bu aletleri tarlada kullanılsa da hayvanlar için gene kadılar uğraşıyor.
Devlet yol getirmiş fakat köylere yol yapılmamış.
Su gelmiş fakat içeri alınmamış halen kapı önlerinde.
Alt yapı gelmiş fakat köylere ulaşmamış.
Bu kimin göreviyse belli ki pek uğraşılmamış bu konularla.
Hayvancılıkla geçinen halk büyük baş hayvanların fiyatları ucuz olacağından satmak istemiyor.
Fakat bu onun hayat standartlarını da zorluyor. Haklıda aslında zamanından önce satılan hayvanlar zarar ediyor. Bir de hastalıktan korkuluyor hayvanları telef olması korkulu rüyası olmuş çiftinin.
Bir kural konmuş doğuda evlerin üstü saç çatı konacak diye bu çok güzel bir görüntü oluşturmuş.
Bunun nedeni kışın fazlaca kar yağdığında toprak olan evlerin çatıları ıslanıp çökebiliyor dendi. saçlar.
Yatırım yapılıyor bu şehre her şey koymuş devlet Ardahan’ın içinde her istenene ulaşıla biliniyor.
Gençler köy hayatı ve modern çağın yaşamı arasın da sıkışmış gibiler.
Çok zeki idealist gençler yetişiyor üniversiteye gidiyor kızlar, bu beni çok mutlu etti.
Fakat değişimi zor kabullenen bu güzel fakat hoyrat yaşama dönmek istemiyorlar bu haliyle.
Yoksa seviyorlar memleketlerini bir şeyler yapmak istiyorlar.
Suyun arayıp bulunamadığı çağımızda taştan su fışkırıyor memleketimde fakat dağlar ovalar çıplak.
Kesilmiş tarla için veya başka nedenlerle ama yerine yenisi ekilmemiş.
Denenmiş aslında başarılıda olmuş değirmenli köyü yanındaki dağa ekilmiş yeşil çam ağaçları ve çokta güzel büyümüş yeşermiş.
Sorunun kaynağı ne bilinmez bilinse de söylenmez gibi bir hal içinde Ardahan ama ben biliyorum ki ilgi bekliyor devletten başka kendi çocuklarından da sahip çıkmalı bu güzel şehre.
Değişim yürekte başlar bu yürekte bu halkta fazlasıyla var ben ümit ediyorum ki bir daha gidişim de çok şey değişecek ve benim çocuklarım bu eksikleri görmeyecek...
|