Oğlu adama sürekli ‘bir dostun bile yok benim dostlarım olsa neler yapar ‘diyordu.
Adam bir çuval getirdi ve bir tavuk kesti içine koydu çuvalın‘götür ve bak bakalım hangi dostun bu çuvalı senin için saklar ‘dedi.
Genç adam üç gün olmuş fakat kimsenin sahip çıkmadığı çuvalla dönünce yaşlı adam ‘benim falanca dostuma götür ‘der.
Genç adam alır çuvalı ve o dostun kapısını çalar adam acar kapıyı ‘kimsin’ der.
Babasının ismini söyler adam hemen içeri alır, çuvalı kapar elinden hemen arka bahçeye gider bir çukur kazır ve gömer çuvalı, üstüne bir demet sarımımsak diker.
Konuk eder genci o gece sabah yola düşer genç adam babasına gelir ve anlatır olanı biteni şaşkındır öyle ya sormamıştır bile çuvalın içindekini bu dost.
Babası ‘git şimdi o dostuma kapısını çal ve açınca sıkı bir tokat at ‘der.
Genç adam şaşırır merakla gider dost kapıyı açar ve genç adam bir tokat atar.
Dost durur ve ‘BİZ BİR TOKATA SARIMSAK TARLASINI SATMAYIZ ‘der.
Ne kadar güzel bir Dostluk tur bu ama günümüz de yazık ki çok zor bir o kadar kıymetli
Dost bulmak, dost olmak hele siz koşulsuz saygılı ve kıymet verdiğiniz bir dostluk bir hiç gibi ezilip geçiliyorsa çok çirkinleşe biliyor ilişkiler.
Düşünün hiç istemediğiniz halde sırf siz o kişi için kendinden bir haber insanlarla bir ortama girmek zorun da hissederken kendini sıkıbir tokat gibi küçük hesaplar oyunu için de kalıyorsunuz.
Dost, dost olmaya bilir fakat bir tokat’a sarımsak tarlasını satmakta yine bize yakışmaz deyip heybemize atıyoruz ihanetleri…
Bu konuda benim oğlumun (12) bir sözü ne kadar güzel.
‘Bir elin nesi var iki elin sesi var sen üzülme onlar senin elin kadar güvenli bir eli kaybettiler’
Yaşın ne önemi var bunu bir çocuk düşünüyor da biz büyükler yaşamımıza katamıyoruz bile.
Oysa dost koşulsuz şartsız imkânlarını zorlayıp bilmediğin bir şehirde yanından ayrılmıyor böyle yürekleri tanıyınca da bir daha umutlanıyorsun yaşamdan.
Gerçek can dostların yüreğin den öpüyorum onlara büyüklerim sözüyle KADİM DOST demek ten onur duyuyorum ..
|