Bir şehirde yaşamak İstanbul da yaşamaya benzemez.
İstanbul da büyümüş biri olarak oradan ayrılıp İzmir de on yedi sene soluk alamaya başlayınca özlüyor insan küçük geliyor diğer şehirler.
Özlemle çıkıyor insan yola fakat bıraktığın şehir mi değişmiş sen mi bariz görüyorsun bilemem ama Gebze den sonra değişiyor insanların yüzleri yorgun ve bitkin oluyor sabah işe gitmek için yola çıkmışinsanlar.
Sıkışan trafikte saatlerce beklemek zorun da kalınca arabanın camından seyrediyorum bir zamanlar benimde bu çileyi çektiğimi anımsayarak ‘daha da büyümüş ve zorlaşmış yaşam ‘diye geçiriyorum aklımdan.
Çok şey hala düzeltilmeye çalışılıyor fakat yetişmiyor ve yetmiyor bu kalabalığa ve şehir yoruluyor sürekli yük taşımaktan.
Hala güzel hala bir edalı dilber gibi boğaz zaten ona büyüleniyor ve iç çekiyor insan nefes alıyor belki efil efil esen samyeliyle.
Bir tekneyle geziyorum denizden boğazın yol tarafından büyük kapılarla saklanan yalılardaki sakinleriyle başka İstanbul da yaşamanın keyfine boğazın güzelliğini seyrederek buradan yaşam nasılda şehir için den farklıgörünüyor baktığımda.
Şehrin için de birçok yol çalışmaları yanı sıra dikkatimi tarihi camiler çekiyor çoğu yenileniyor özelikle Üsküdar meydanın da yer alan MİHRİMAH SULTA Camii.
eserlerindendir. Kubbesi üç yanından yarım kubbelerle desteklenmiştir, ama ön cephede yarım kubbe yoktur. Nisan ve Mayıs aylarında Bayezid yangın kulesinden veya o bölgedeki yüksek bir noktadan İskele
Camii'sine doğru bakıldığında; sabah gündoğumundaİskele Camii'nin iki minaresi arasından güneşin doğuşu ve akşam gün batımında ise (Hicrî takvime göre her ayın 14'ünde) ayın doğuşu izlenebilmektedir. Aynı
kuleden batı ufkuna Edirnekapı istikâmetine doğru bakılır ise; Mihr-î Mah Sultan Edirnekapı Külliyesi'nde de, sabah ayın akşam da güneşin batışıizlenebilmektedir.
Mihr-î Mah Güneş ve Ay manasına gelmektedir.
Yani her şeyiyle değişmeyi sürdürüyor İstanbul.
Her yeri ayrı bir yaşam olanİstanbul, adalarıyla da bir bütün ve görülmeye değer. Bu adalar beni çokşaşıştı çünkü sahillerin de serinlemek isteyen İstanbulludan kendi ada halkıdenize zor giriyor.
Fakat çok ilginç ki onca kalabalık insana bilgi ala bileceği bir rehber bulunamıyor bu bana göre çok büyük eksiklik. Burgaz adasın da yer alan Kalpazan kayada olmanın, fayton la gezmenin keyif’i inanılmaz.
İstanbul’a gideceğimi bilen ağabeyimiz Naci Öztürk bizi misafir etmek isteyince onu kırmadık Küçük Yalıda bulunan Karayolları Dinlenme tesislerine ulaştığımızda bu kalabalık şehirde bir avuç yeşillik için de muhteşem bir yer olarak korunuyor olması çok güzeldi.
Yorgun şehrin yorgun insanları yinede İstanbullu bu haliyle seviyorlar umarım modernleşen yaşam da ulaşımda köklü çözümler bulunur.
İstanbul’dan ayrılırken güzel anılarımı çocukluğumu yâd etmenin keyifi ve yorgunluğuyla geçen trafiği sanırım ilk özlediğimde yine yolum İstanbul’dan yana dönecektir tüm İstanbul sevdalıları gibi.
|