Yazar Leyla Erbil, hayata gözlerini yumdu. Özgün anlatım ve yazım tarzı ile tanınan 82 yaşındaki Yazar Leyla Erbil, lösemi nedeniyle bir süredir Balat Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Erbil'in cenazesi İstanbul,Levent Camii'nden ebedi istirahatgahına uğurlandı.
Türk edebiyatının usta yazarlarından Erbil, ele aldığı konular ve anlatım dilinde yaptığı değişikliklerle 1950 kuşağının en önemli yazarları arasında kendisine haklı bir yer edinmişti. Hallaç, Gecede, Tuhaf Bir Kadın, Eski Sevgili ve Tuhaf Bir Erke’ gibi kitaplarıyla tanınan; Türk edebiyatında karakterlerinin özellikleri ve dilde yaptığı yeniliklerle özel bir yer edinen Leyla Erbil, Türkiye PEN tarafından Nober Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk kadın yazar olmuştu.
1931 yılında doğan Erbil, ilk, orta ve liseyi İstanbul'da okudu. İstanbul Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı son sınıfından ayrıldı. Evlendi. İki kız çocuğu sahibi olan yazar, Ankara ve İzmir 'de bir süre oturduktan sonra 1961 yılında İstanbul'a dönerek; hikaye yazmaya başladı. ‘Uğraşsız' ilk hikayesidir. Dost, Yeni Ufuklar, Yeditepe, Ataç, Papirus, Yelken gibi dergilerinde yazılar yazdı. Psikanilizin özgürleştirici yöntemlerinden yararlandı. Dinin, ailenin, okulun, toplumun tabularına karşı 1956'da başlayan mücadelesini, dilin oturmuş kelime hazinesi ve söz dizimi kuralarını değiştirme çabasıyla sürdürdü. Düşünce kaynakları Marx ve Freud’tu. Kendine has özgün bir biçim geliştirerek, devrimci bir yazar oldu.
Leyla Erbil, çıkardığı ilk kitabı, 13 öyküden oluşan ‘Hallaç’'ta terkedilmişlik, yalnızlık, bunaltı, yabancılaşma, seçme özgürlük, suç işleme, intihar gibi temalara ağırlık verdi. İkinci öykü kitabı ‘Gecede’yi ise uzun bir dönem sonra çıkardı. Bu kitabında ki öykülerinde, bir kadının çevresinde bulunan, eleştirel-ironik bakışı ‘Tuhaf Bir Kadın’ ve ‘Eski Sevgili’ kitapları ile genişleterek tarihsel bir dönemi kapsayarak devam ettirdi. Tuhaf Bir Kadın' da 1950-70 arasındaki bir dönemi anlatığını görüyoruz. Yaşadığı kalıpları kırmak, isteyen bir genç kızın aile ve arkadaş ilişkilerini yazdığı öyküsünde, sınıfları, değer yargılarını ve aydın yanılgılarını da sorgulamayı ihmal etmedi. Önce bireyin iç dünyasını, daha sonra ise bireyi toplumsal bakış açısıyla incelemeyi seçti.
Türkiye Yazarlar Sendikası kurucu üyelerinden olan Erbil'in, öyküleri Almanca, İngilizce, Fransızca ve Rusça’ya çevrilerek çeşitli antolojilerde yer aldı. 1979’da Iowa Üniversitesi onur üyesi seçildi. Berlin Üniversitesi’nden K. Schweibgut’un “Türkiye’de Birey ve Toplum, Leyla Erbil’in Romanı Tuhaf Bir Kadın’ konulu doktora tezi Almanca yayınlandı. Erbil'in, 2011’de son kitabı ‘Kalan’ bu yıl ise ‘Tuhaf Bir Erkek’ isimli romanı yayımlamıştır.
Pen Öykü Ödülü ve Füsun Akatlı Ödülü sahibiydi. Adına verilen diğer ödülleri almayı redetti.
Talat S. Halman sanatçı için ''...Leylâ Erbil, edebiyatımızın tahtındadır, başımızın tacıdır. O, 'Tuhaf Bir Kadın' ... 'Karanlığın Günü' nü aydınlattı. En güzel 'Mektup Aşkları' nı yazdı... 'Eski Sevgili' leri yeniden âşık etti. 'Gecede' ve gündüzde okurlarını yüceltti. Kötülükleri ve haksızlıkları 'Hallaç' pamuğu gibi attı. Kendini dev sanan nice yazarlar, onun yanında 'Cüce' kaldı. Aklımızdan ve kalbimizden uçurduğu 'Zihin Kuşları' için minnettarız ona...'' diyerek, edebiyatımızda ki yerinin altını çizmiştir.
Yazar olmanın, yaşadığı ülkenin sorunlarına duyarlı olmanın sorumluluğuyla, eserlerini kaleme almanın bilincinde olan, aykırı ve cesur bir kadın olan Leyla Erbil, yazarlığının 50. yıl kutlamalarında ''...Üniversiteye gidişimin asıl sebebi 'Çıplak Tarih' adlı kitaptaki yazımda belirttiğim gibi insana olan merakımdı. Bu merak bugün bile yiyip bitiriyor beni. Buna karşın Bilkent'lilerin uyukladığım köşemde beni bulması, inanılmaz olduğu kadar da büyük bir mutluluk oldu benim için. Bu mutluluğu kimlere borçluyum? Tam tamına bilemezsem bağışlanmamı dilerim....Gördüğünüz gibi rahatsızım. Hastalığımın adı Langerhans. 1800'lerde bulunmuş çok nadir bir hastalık, kadınlarda milyonda bir rastlanıyormuş, nedeni pek bilinmeyen bir hücre hastalığı. Ama ben nedenini biliyorum: Dünyaya gelmemle birlikte karşılaştığım ömrümce seyretmek zorunda bırakıldığım vahşet, haksızlıklar, insanlığın ödediği bedel, işte bu. Nasıl Baudelaire 'i çıldırtan kapitalizm dedilerse beni hasta eden de acı ve mutsuzluk.'' diyerek duygularını dile getirmiştir.
Yazar Leyla Erbil, arkasından pırıl pırıl bir iz bırakarak gitmiş, bundan sonraki ölümsüz yaşamını kitaplarında sürdürmeye devam edecektir.
Harika ÖREN
|