Doğrusuyla yanlışıyla bir seçim dönemini de geride bıraktık. Sonuç iyi mi? Hayır asla. Umulduğu ve beklenildiği gibi değildir. Sebepler eksikler masaya yatırılıp cerrah hassaslığı ile hasarlı organlar tedavi edilip, süreç en ince ayrıntısıyla incelenmeli.
Başkasını veya bir olayı eleştirmek kolaylığın kendisidir. Kahve köşeleri konumu itibariyle buna müsait yerler değildir. Siyaset, siyasetin kurumlarında yapılmalı ve fikir üretirken kırıcı, hırpalayıcı yöntemlerden uzak durulmalı. Belki de bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz haslet bu olmalıdır.
Karşımızda dev medya gücünü, devlet imkanlarını ve sınırsız kaynakları yanında bulmanın cesaretiyle konuşan hitabet cambazı. Ne diyorsa kendisine biat eden topluluklar 2010 Ağustos Gaziantep mitingi ‘’ Kardeşlerim üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanla çevrili dediler biz ne yaptık? Onlar gibi vizyonsuz değiliz Esad kardeşimle oturduk mayınları temizledik, vizeyi kaldırdık kapıları açtık Antep’li Halep’e, Halep’li Antep’e gelip gidiyor’’ alkış tufanı kendinden geçen kadınlar erkekler. 2014 Ağustos Gaziantep miting alanı tam tersi konuşmalar, kucağında bir yığın Suriye ve bölge sorunları, iki milyona varan mülteci ve sosyal yapıyı zorlayıcı gelişmeler.
Yine vizyondan bahsediyor Antepli Suriyeli çatışmaları yapılan yanlış uygulamaları ortaya koyuyor ama yine kardeşlerim kardeşlerim alkış tufanı kendinden geçen kadınlar erkekler.
3.Y(yolsuzluk, yasaklar,yoksulluk) ile mücadele edilecekti edilmiyor ama seçmenden ses yok.Musul konsolosluğu çalışanları IŞİD elinde rehin kimseden ses çıkmıyor.Burada sorumluluk toplum bilimcilere düşmektedir. Bu gidişat incelenmeli karşı argümanlar geliştirilmeli, siyasetçilerde uygulamalıdır. Karşımızda sistematik çalışan her türlü algı operasyonlarını yapan ve sonuç alan deneyimli bir ekip vardır.
Toplum beyaz gömlek giymeyi beceremiyor, gerekli titizliği gösteremiyor. Her lekede kirde suçu beyaz gömlekte buluyorsa siyah gömlek giymeye mahkumdur. Toplumlarda nefes alır nefes verir, tek tek düşünür birlikte hareket eder. Hatta cinnet geçirdiği akıl tutulması yaşadığı dönemler olur. Yaşadığımız süreçte bundan ibarettir.
Gördüğüm, yaşadığım eksiklikleri paylaşmak isterim belki ders çıkarırız.
* Birçok sandık gezdik ve sonuçları elimizle almaya çalıştık. Konuşan ve sadece eleştirenler sandıklarda görevli değillerdi.
* Birçok il ve ilçeyi ziyarette bulunduk, yöneticiler haricinde kimler vardı? Teşkilat demek eski milletvekili, eski belediye başkanı geçmişteki aday adayları, önceki başkanlar, yöneticiler,yan kuruluşlar, Türk İslam davasının tüm mensupları demek değil mi? Bunlar sahada olmuyorsa bu seçim sonuçları gibi sonuçlar kaçınılmazdır. Kimse mazeret üretmesin, partinin kapısı herkese açıktır.
* Yürüme hızına ayak uyduramayanlar, makamları mevkileri ne olursa olsun değişmelidir.
* Ülkücü hareket fikri manada oluşumunu ve gelişimini yaşatıyorsa anlamayanlar gidici anlayanlar kalıcı olacaktır.
* Yalnız tavandan şikayet etmek sorumluluktan kaçmaktır.
* Tabandaki sıkıntıları en iyi bilen ak saçlara bürünmüş yıllarca davanın hizmetinde bulunmuş kardeşlerimizdir. Karışık ve dağınık fikirleri toplayıcıda olan bunlardır. Mefkure birliğini böyle sağlamlaştırabiliriz.
* Seçimden altı gün önce minibüs giydirip, plakasına adını yazdıranlara ne demeli. Kimse kendini Türk milliyetçiliği fikrinin siyasi oluşumu olan MHP’den üstün görmesin.
* Belediye seçimini bir ilimizde kazanmasak da kazanılan başarıyı herkes kendi hanesine yazma hastalığından kurtulmadı. Seçimlerdeki başarının verdiği güvenle rehavete kapılanları nazikçe uyardığımızda maksatlı anladılar. Nefis muhasebelerini iyi yapmaları gerekiyor.
Evet, gelinen son durum;
%51.79 bu bir gün gidicidir.
%9.76 işte bu kalıcıdır.
Güneş öyle bir batar ki, doğuşunu ne sen görürsün ne de ben.
El ele verip gönüllere köprü kurarsak ne sen üzülürsün nede ben.
MEHMET KADIOĞLU
|