“VATAN SEVGİSİNDEN MAKSAT, TOPRAĞA DEĞİL, ONUN ÜSTÜNDE YAŞAYAN İNSANLARA DUYULAN SEVGİDİR."
Namık Kemal
Edebiyat tarihimizde 'Vatan Şairi' olarak tanınan Namık Kemal, 21 Aralık 1840 tarihinde Tekirdağ'da doğdu. Küçük yaşta annesini kaybeden Namık Kemal, yaşamını dedesinin yanında sürdürdü. Abdüllatif Paşa'nın değişik kentlere görev yapması nedeniyle düzenli bir eğitime devam edemiyen küçük Namık, özel dersler aldı ve kendi kendini yetiştirmeye çalıştı. Daha sonraları Arapça ve Farsça öğrendi. 1863 yılında İstanbul Babiali Tercüme Odası'na katip olarak girdi. Bu görev sırasında dönemin önemli düşünür ve sanatçılarıyla tanışma olanağı bularak fikir dünyasını geliştirdi.
Onun sanat ve Fikir hayatının asıl dönüm noktası, İbrahim Şinası ile tanıştığı ve Tasvir-i Efkar'da yazmaya başladığı devirdir. Bu dönemde düşünceleri daha çok siyasi ve toplumsal meselelere yönelir ve şiirlerinin konusu tamamen değişir.
İbrahim Şinasi'nin 1865 yılında Paris'e girmesi üzerine Namık Kemal, bu gazeteyi tek başına çıkarmaya devam eder. O, memleket meseleleri üzerine yazılar yazmaya başlayınca, bu tarz yazılar kamuoyunda dikkat çekmeye başlar.
Namık Kemal, 1865 yılında kurulan ve daha sonra Yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı derneğe katılır. 1867 yılında Erzurum Vali Muavinliğine atanır. Ancak bu göreve gitmeyerek, Ziya Paşa ile birlikte 17 Mayıs 1867 tarihinde Paris'e kaçar. Bir süre sonra Londra'ya geçerek Ali Süavi'nin Yeni Osmanlılar adına çıkardığı "Muhbir" gazetesinde yazmaya başlar.
1870 yılında İstanbul'a tekrar döner. Bu kez İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atanır. Gelibolu'da yazmaya başladığı "Vatan Yahut Silistre" oyunu, 1873 yılında İstanbul Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelenir. Bu oyunu izleyenler galeyana gelip olay çıkarmaları üzerine, Namık Kemal ve arkadaşları birlikte tutuklanır.
Daha sonra tutuklu olan Namık Kemal, Magosa'ya sürgüne gönderilir. Tam 38 ay Magosa'da kaldıktan sonra, Sultan 5.nci Murat'ın tahta geçmesi sonucunda diğer sürgünlerle birlikte affedilerek 20 Haziran 1876 tarihinde İstanbul'a döner. Padişah 2.nci Abdülhamit tarafından Şura-ı Devlet üyeliğine getirilir, fakat 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ilanından sonra padişahın aleyhinde bulunduğu yolundaki bir ihbarla tutuklanır. Beş ay sonra beraat etmesine rağmen, İstanbul'da tutulmayarak önce zorunlu ikamete, sonra da mutasarrıf olarak Midilli Ada'sına gönderilir. 2 Aralık 1888 tarihinde Sakız Ada'sında yakalandığı zatürre hastalığı nedeniyle hayatını kaybeder.
Türk edebiyatı, düşünce ve siyasi tarihinin önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Namık Kemal'in kendine özgü şiir ve sahnelenen oyunları vardır. Zamanın Türk Müziği Musikişinaslarından Hacı Arif Bey, onun dillerden düşmeyen "Olmaz İlaç Sine-i Sad Pareme" şiirini ele alır ve Segah makamında besteler.
Edebiyatımızın değerli şairlerinden biri olan Namık Kemal'i rahmetle anıyor ve "İz Bırakan Şairler'in bir başka güzelliğinde yeniden buluşalım diyorum.
Bodrum değil Tunceli Bir zamanlar askeri operasyonların yapıldığı Tunceli'nin Kutuderesi Vadisi'nde bulunan Munzur Çayı sahili şimdi tatilcilerin gözdesi...Munzur çayı sahlilindeki renkli görüntüler Bodrum'u aratmıyor.
Piramitlerin sırrı ortaya çıkıyor Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Giza Piramitlerinin bilinen en eski parçası olan Keops Piramidi, aradan asırlar geçmesine rağmen sırrını hala muhafaza ediyor.
Mehmet Kadıoğlu'nun şiirleri Mahzunlaşmaya başladı garip gönlüm Yaklaştı Kilis’ten ayrılık günüm Dostlarım, arkadaşlarım, anam özüm Yine burnumda tütecek, yok mu çözüm