Gazetecilik Ve Habercilik okuyan 1. Sınıf üniversite öğrencisi olan bir genç olarak yazacağım bu köşemi...
Bu aralar fazlasıyla üzgünüm , küçüklüğümden beri hayalini kurduğum kendimi hep ekrandaki muhabirlerle bağdaştırıp pür dikkat dinlediğim spikerlerin yerinde olduğumu düşündüğüm ve büyüdükçe buna adım adım yaklaşırken bundan tam iki ay önce ailemin büyük desteğiyle bilmediğim farklı bir şehire yerleştim.
Küçükken o hayalini kurduğum şeyleri şimdilerde en iyi şekilde nasıl yapabileceğimi düşünüp çırpınıp durmaya başladım ve bu durum beni fazlasıyla heyecanlandırıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki 'fazlasıyla üzgünüm ' dediğin halde neden bütün bu güzelliklerden bahsediyorsun?
Ben kendi içimde kendim için çok mutluyum fakat 18 yaşında olarak arkadaşlarım ve yaşıtlarım için endişelerim ve bir takım üzüntülerim var...
Bir tahtaravalli düşünün bir ucuna hayallerinin peşinden giden genç nesili bir ucuna ise şartların sürüklediği aslında hızla yaşlanan ama genç nesili koyalım, sizce hangi taraf daha ağır basıyor ?
Bende tam olarak böyle düşünmüştüm. Her sabah kalkıyorum yeni bir şeyler öğrenme umudu ile hazırlanıp heyecanlı bir şekilde okula gidiyorum acaba ne zaman habere çıkcaz ne zaman yazmaya başlayacağız merakı içerisindeyim bu işin görünen güzel yanı birde gece tarafı var...
Uyanıyor, mutsuz bir şekilde yataktan çıkıyor sırf mezun olup etrafındaki insanlara evet ben bir şey yaptım diyebilmek için hiç istemediği bir ortama gerçekleşmesine izin verilmeyen hayallerini ceplerinde yük gibi taşıyarak geliyor dinliyor-muş, yapıyor-muş gibi görünerek içinden belki de söverek veya da geceleri sessizce ağlayarak ders sonunu bekliyor ve geri dönüyor..
Anlatması basit ama bir o kadar da acı aslında bu durum... Bir sınava tabi tutuluyoruz ve buna göre sınıflandırılıyoruz. Kimselerde sormuyor bize ne yapmak istiyorsun senin kendinden umudun nedir? Diye.
Oysa herkes hayal kurar, herkes bir şey olmak ister, herkes şanslı da doğmak ister... Aile baskısı bir yana, akraba söylentileri, arkadaş dalgaları derken bizler kendi benliğimizi unutup hayallerimizi değiştiriyoruz.. Öyle çok üzülüyorum ki...ve bizleri bu duruma sürükleyen sistemi hiç bir şekilde kabul etmiyorum!
Tekrar tekrar söylüyorum 18 yaşında bir genç kız olarak hayallerimizi bizden almanızı değil hayallerimizi gerçekleştirmek adına bize yol yapmanızı istiyorum kendim ve bizler için.
Babam her zaman “bir şeyi yapmak isterseniz önünde dağ olsa durduramaz” der. Bize dağ değil papatya bahçeleri sunun ki bizlerde size 'su' verebilelim...
|