Akay kavşağından Kızılay yönüne doğru sağ taraftan yaya olarak ilerlerken; eskiden Orman Bakanlığına ait olan binanın tam önünden geçerken avaz avaz bir bağırma, azarlama sesi duyunca sesin geldiği yöne doğru baktım… Ne gibi sözler sarf ettiğini gürültüden ve dikkatsizliğimden duyamasam da normal bir insanın yapabileceği bir davranış değildi…Resmi devlet binasının önündeki merdivenlerde bir adam bir kadına bağırıyordu…
Söz konusu bina şu an Türkiye Büyük Millet Meclisinin ek binası olarak kullanılmakta. 2 Ekim 2018 günü öğleden sonra 16.45 sıralarında bu binanın merdivenlerinde bir adamın bir kadına aşağılayıcı ve sinirli bir şekilde bağırmasına şahit oldum ve bu olaya gerçekten çok şaşırdım. Bir Devlet dairesinin merdivenlerden hızlı adımlarla binaya girmeye çalışan uzun boylu, zayıf, başı açık, saçları küt kesim, kahverenginin değişik tonlarında kırçıllı pantolon ile koyu renkli gömlek giymiş bir kadına, merdivenlerden yanında iki kişiyle inmekte olan 1.60 boylarında, esmer, koyu turkuaz mavisi parlak takım elbiseli ve göbekli adam kavga eder gibi avaz avaz bağırarak milletin ortasında aşağıladı. Kadın başını önüne eğmiş bir şekilde hiç karşılık vermeden hızla binaya girdi… Kadın binaya girmesine rağmen adam hala bağırarak ağızında lafları yuvalıyor kasıla kasıla da dünyaları ben yarattım havasında merdivenlerden indi…
Ben bu olayı görünce “ niye bağırıyorsun?” diye sordum… Hiç cevap vermeden hızla kasıla kasıla arkasını döndü… Karşı tarafında da sekiz on kişi çömelmiş sigara içiyordu. Onlarda sigara içmek için dışarı çıkmış o binada çalışan elemanlar olmalıydı. Onlarda bu olayı mutlaka benden daha iyi görmüşler ve duymuşlardır…
“Bu adam ne hakla bu kadına bağırıyor” diye söylenirken; merdivenlerden inerken yanında olan uzun boylu, hafif öne doğru eğilmiş gibi gözüken, ağzında birkaç iri dişi olduğu göze çarpan, beyaz gömlekli, siyah pantolonlu, beyaz saçlı adam “adamlar dinamit gibi, her kes bunalımda, bağırdıysa ne olmuş, ne var bunda olur böyle şeyler” diye cevap verdi…
Bende “devlet dairesinde nasıl insanlar çalışıyor” diye söylenerek yoluma devam ederken; bu uzun boylu adamla yanındaki garson kıyafetli orta boylu genç olan adamında arkamdan geldiğini gördüm. 10 adım kadar sonra dönüp durdum ve “ bu kadına bağıran adam amir falan mı? Amir bile olsa bağırma yetkisi var mı? ” diye sordum. Yine uzun boylu adam “ hayır ikisi de memurdur. Amir falan değil. Memurlar arasında böyle tartışmalar olur” dedi. Ben de “ya kadın ağızını bile açmadı başını önüne eğmiş bir şekilde hızla binaya girdi. Bu adam nasıl bu şekilde mahalle kavgası yapar gibi el kol sallayarak kadına bas bas bağırır. Hele devlet kurumunda çalışanın diğer çalışana bunu yapması olamaz. Bu suçtur memurluktan çıkarma cezası verilir” dedim.
Mahallede kavga eder gibi; güçlü olanın bağırdığı, azarladığı, aşağıladığı, güçsüz olanın ise çaresizlik ve ezilmişlik içerisinde sesini hiç çıkarmadan ortalıktan kaybolması gibi bir durumdu… Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çalışan bir adamın bir kadına bağırdığı, azarlandığı, aşağılandığı bu olay karşısında bir kadın olarak duyarsız kalamadım ve olayı şahit olduğum kadarıyla anlatmaya çalıştım… Kamera görüntüleri incelendiğinde bu olayın anlattığımda daha da fazlasının olduğu görülecektir… Bakalım yetkililerde bu olaya gerekli duyarlılığı gösterecekler mi?
Hiçbir olay o adamın o kadını azarlamasının ve bağırmasının nedeni olamaz. Bu bir şiddettir. Diliyle ve davranışlarıyla ağır bir şiddet uygulanmıştır… TBMM Başkanı Binali Yıldırım bunu inceleterek gereğinin yapılmasını sağlamalıdır. Bu olayın takipçisi olacağım. Hiç tanımadığım bir kadının böyle bir muameleye maruz kalması benim vicdanımı rahatsız etti… O bağıran kişinin bu hiddeti ve nedeni de araştırılmalıdır… Belki psikolojik bir sorunu vardık.
|