PKK üçüncü paraleldi…
Cemaat ile; yargıyı, bürokrasiyi, eğitimi paylaşırken… PKK ile güneydoğunun güvenliğini, iç barışı, yeni anayasa yapımını paylaştılar…
Bir yanda cemaat, bir yanda PKK…
Özel uçaklarla Pensilvanya’ya mekik dokurken, özel tahsis gemi ile de İmralı’ya…
*
İkinci paralel cemaat elindeki yargı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hücrelere kapattığında… Üçüncü paralel PKK şehre, kasabaya inmiş, askerlerin çekildiği alanda asayişi sağlama görevine başlamıştı…
*
Pensilvanya’ya “Buyurup gelsin” denmesi…
Kandil’den gelenlerin davul zurna ile karşılanması keza…
Paralellerin paralelliklerindendi…
*
Cemaate “Ne istediler vermedik” ile PKK ile “açılım-süreç” aynı şeydi…
Birinin payına balkon konuşmasında “teşekkür”, öbürünün payına Diyarbakır konuşmasında “takdir“ düştüydü…
*
Ama sorun çıktı…
Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız“ demesi ile Gülen’in “Ocağına ateş düşe” temennisi, kazık yiyen paralellerin, sinir bozukluklarının paralelliğinden…
Bizimkinin her ikisine yanıtı da paralel oldu zaten:
“İnlerine gireceğiz…“
*
Şimdi koalisyon olmaz diyor…
Cemaat ile koalisyon oluyor… Yargıyı, mahkemeleri, bürokrasiyi, bakanlıkları, eğitim sistemini, kurumları, Meclis’te koltukları paylaşabiliyor…
PKK ile koalisyon oluyor; bölgenin güvenliğinde, yerel yönetimlerde, yeni anayasada anlaşabiliyorlar…
Ama ülkenin legal siyasi partisi ile koalisyon olmuyor…
*
Çünkü…
Yasal, düzgün, açık, seçik, meşru, doğru, dürüst işleri yok…
Gizli, saklı, karanlık, kirli ilişkiler sonunda; Türkiye kendi çocuklarının kanında debelenen bir yaralı memleket işte…
*
Bilgisayarıma kaç gündür okurlardan aynı notlar düşüyor:
“İyi değilim…”
Gözlerim dalıp kalıyor bu iki kelimeye…
Burnumun direği sızlıyor her seferinde….
Kafamın içinde dolanıp duruyor iki sözcük tekrar tekrar:
“İyi değilim…”
|