"Uğraş ister birliktelik ve Çiçek gibidir sevgi
Bilin ki sevginin can suyudur ilgi, Kavga olacak doğal ki ,
Sözcükler yüreğini delmezse hoştur dövüş sonrası barış
Kişilikte olursa yarış, kim kimi sindirirse kazanır sanmayın
Böylesi yarışta kaybeden kaybeder, kazanan da kaybeder
Hayatı paylaşmak, sevgiyi paylaşmaktır. Anlaşmaktır
Vermeden alınamaz tek şeydir mutluluk
Önce ver; sonra al. Aldığını vermek, ödeşme; verdiğini almak, haktır."
Diyor Erich Fromm
Dünya ve ülkemiz değişip, dönüşüyor, ülkemiz zor günlerden geçiyor,
Zor günlerden geçerken kadına büyük görev düşüyor
Masallarla kaybedecek zaman yok ..Ama yine kürsülerde ..
Kadın toplumun ışığı ,hayatımızda ne varsa ..herşey kadının eseri ..anamız ,bacımız ..başımızın tacı
Sesleri yankılanacak
Yıllar geçti geçecek hiçbir sorun çözülmek yerine boyutlarının büyüyerek karşımıza çıkıcak.,
Toplumun tüm kesimlerinin büyük çabalarına rağmen sorunlarımız azalmıyor artıyor ise ..
Yanlış nerde? ..
Kadınlarımızın ben dahil konuşmalarımıza göz attım ..Fark ettim ki ..
Sözlerde ayrımcılık var ..suçlama var ..’’yapma ! diyoruz ..(taciz ,şiddet ,)
Sev. Koru ‘’ diye sesleniyoruz ..sürekli erkeğe kızgınlığımızı ifade ediyoruz ,
Merhametli olması için ona cağrı yapıyoruz ..Erkeğin sebep olduğunu düşündüğümüz sorunlarımızın çözümünü yine sorunu yaratandan çözüm olmasını bekliyoruz ..
Ya biz kadınlar ne yapıyoruz ..Kendinin farkında olmayan ..kendini sevmeyen kadınlarla kadın sorunu çözülür mü?
Kendini sevebilmek ise, kadınlığın erkeksiz halini kabullenmeli
Kadının kadını rakip olarak görmeyi bırakmalıyız ..
Birliğin parçası olmayı seçmek, bizi bulunduğumuz sıkıntı içerisinde güçlü kılacak SEÇİM
Bu zorlu yolda kendimizi yalnızlaştırmak yerine, birlik, güçlü olup güçlü kalmak için kişisel çıkarlarımızdan arınmalıyız,
Bu yüzden bugün erkeğe seslenmeyi bırakalım..
Bugün insanlara kendisini sevdirebilmek için arkadaşını kullanan kadına,
Bugün patronun gözüne girmek için, her gün yüzüne gülümsediği iş arkadaşının ayağını sinsice kaydırmaya çalışan kadına,
Bugün komşusunun yediği dayağı duyup sessiz kalan komşu kadına,
Bugün oğlunu gelininden kıskanıp, gelinine dünyayı dar eden kadına sesleniyorum;
Ataerkil toplumun sana atadığı tüm rolleri bırak,
Kendini kendinden dışlama!
Kendine sarıl! Erkeği de sev; kadını da sev! Çünkü bugün sahip çıktığın kadın, yarın senin
Yoldaşın ..Kimsenin fendi kimseyi yenmesin. Yenip/yenmek duygusu, sevmek ile değişsin.
Kendi içinde dengeyi bulmak, ahenkli toplumlar hedefimiz en büyük ümidimiz olsun .
Allah kadına sevgi ve merhamet ,erkeğe güç vermiş ..
Dünya sancı içinde. Yanıyor alev alev. İnsan “tam ve bütün” olmadan
Erkek ve kadın yan yana, can cana olmadan ateş sönmez … Bunun farkına varalım.
Bilelim ki “Farkındalık yoksa seçim de yok ”Çözüm seçimlerimiz .. Seçmek için vazgeçebilmek gerek.
Vazgeçebilmek için insanın değerleri.. Değerler doğal olarak hayatta olmazsa olmazları.
Kişisel anayasa…
Hayatınız değerlerinizle örtüşmez; değeriniz özgürlüklerinizi kısıtlar, önümüze gelen teklif hayatınızda özgürlüğünüzün kısıtlandığını hissettiriyorsa o zaman ya değerinizi veya teklifi bir kez daha gözden geçirmemiz gerekli ..
Türk Kadını geleceğine en doğru karar ile sahip çıkacak ,doğru kararının onur ve gururunu yaşayacağına inancımla 8 Mart Kadınlar günü kutlu olsun ..
Sevgi ve coşku ile kalın ..
Kaynak: Martı Dergisi
|