Ülkemizde; 2002 yılında çıkarılan bir yasayla 19 Eylül Gaziler günü 18 Mart da Şehitler günü olarak kabul edilmiştir. Şehitlik manevi rütbelerin en yücesidir. Şehit, kutsal değerleri, vatanı, milleti ve bayrağı için ölmektir. Gazilik ise kutsal değerleri, vatanı, milleti ve bayrağı uğruna şehit olmayı arzu ettiği halde sağ kalan kimseye verilen addır. Muharip Gazi, harbe katılıp da, harpten sağ olarak dönen savaşmış kahramanlardır. Gazide şehitler derecesindedir
Devletimizin bekası için geçmişte olduğu gibi gelecekte de şehit ve gazilerimiz olacaktır. Kanuni Sultan Süleyman “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” devleti ne kadar önemsediğini, devletin halk tarafından ne kadar önemsendiğini ve cihanda bundan daha muteber bir nesnenin olmadığını çok veciz bir sözle ifade etmiştir… Şehitlik ve gazilik olmadan vatan olmaz.
Eğer bir ülkenin, o ülke için canını verecek kişileri yoksa veya canını vermeye hazır olduğu halde, gazi olmaya namzet insanları yoksa o ülkenin ayakta durması mümkün değildir. Hiç bir ülke, hiç bir devlet, hiç bir millet kendiliğinden ayakta duramaz. O’nu ayakta tutan o ülkenin, o ülkeye sadakatle bağlı, en aziz varlığı olan canını verebilecek kişilerin varlığındır
Bulunduğumuz coğrafya tarihin en kanlı savaşlarına, siyasi oyunlarına sahne olmuştur. Hala da bu olumsuzluklar devam etmektedir. Ülkemizin toprakları, bulunduğu bölge ve stratejik konumu nedeniyle, tarih boyunca daima düşmanların hedefi haline gelmiştir. Yüce milletimiz canından aziz bildiği vatan topraklarını hedef alan, her türlü saldırıya karşı binlerce şehit verme ve gazi olma pahasına vatanını korumasını bilmiştir. Şanlı milletimizi cepheden cepheye koşturan, kahramanlık destanları yazdıran şey, şehitlik ve gazilik ruhudur. Türk milleti bu ruh sayesinde üç kıtada at koşturmuş, haçlı ordularını yerle bir etmiştir. 1071 Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun yolunu açmış ve 1453 de de İstanbul’u Bizans’ın elinden almıştır.
Şanlı milletimiz tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamıştır. Esarete alışık olmayan asil ve büyük bir millettir. Bu uğurda da tarih boyunca birçok savaş yapmıştır. 1. Dünya savaşından sonra bu cennet vatanımızın topraklarını işgal eden işgal güçlerine karşı “Hürriyet ve İstiklal Benim Karakterimdir” diyen Mustafa Kemal’in önderliğinde şerefli bir kurtuluş mücadelesi vermiş ve bunu başarmıştır. Ülkemizi işgal eden işgal güçleri, daha dün Çanakkale’de, Sakarya’da, Eskişehir’de, Kütahya’da, İzmir’de ve Dumlupınar da gereken dersi almadılar mı? Çanakkale’yi geçemeyen İngilizler dünyada itibar kaybetmediler mi? Tabii ki kaybettiler. Yine İngilizler bu savaşı “devler ülkesinde devler savaşı” olarak kayda geçmediler mi? Kimler sayesinde. Ülkesi için canını vermekten çekinmeyen aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde. Cephede hiçbir şekilde yenilmeyeceğimizi bütün düşmanlarımız bilmektedirler. Kurtuluş savaşı da bu mantıkla kazanıldı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu anlayışın ürünüdür dememiz yerinde söylenmiş bir söz olsa gerek. Bu topraklar, nice savaşlar, nice kahramanlıklar ve kahramanlar gördü. Bu topraklar için nice türküler, nice destanlar yazıldı, söylendi…
Bugün ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak için fırsat arayan dış güçlerin desteklediği terör örgütlerine karşı mücadelemiz devam etmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde pek çok polisimiz askerimiz, emperyalist devletlerin beslediği hain teröristlerin zalim tuzaklarına düşerek şehit ve gazi olmuşlardır. Gencecik ömürlerinin baharında elini, ayağını veya bir başka organını vatanı için feda eden bu kahramanlarımızın hakkını ödeyemeyiz. Vatan bu kahramanlara minnettardır. Her kes bilmelidir ki; Her ne şekilde olursa olsun, vatanımızın bütünlüğünü hedef alan güçler, kahraman güvenlik güçlerimiz ve vatansever milletimizin azmi ve kararlılığı karşısında yok olmaya mahkûmdur. Dış güçlerin maşası olan hainler bir gün Yüce Türk adaleti önünde hesap vereceklerdir. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de uğrunda binlerce şehit ve gazi rütbesini alacak olan kişiler sayesinde, bu şanlı ve onurlu Türkiye Cumhuriyeti Devleti hedeflerinde ilerleyerek dünyanın en güçlü ülkesi olarak sonsuza kadar yaşayacaktır.
Şehitlik ve gazilik olmadan vatan olmaz. Vatan; Uğrunda şehitlerimizin ve gazilerimizin kanlarını akıttıkları toprak parçasıdır.” Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Sözünün bunu çok güzel dile getirdiğini görmekteyiz. Bu cennet vatan, her karış yerinin kahraman ecdatlarımız kanlarıyla sulayarak bizlere emanet ettiği topraklardır. Biz de şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anarak ve bu vatanı koruyarak, bizden sonraki nesillere devretmek başlıca görevimiz olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak görevi ile harpte veya devletin bekasını hedef alan terör örgütlerine karşı yurt içinde ve dışında yapmış olduğu mücadelede hayatını kaybederek şehitlik mertebesine erişmiş olan aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, bütün gazilerimizi de minnetle selamlıyoruz. Şehitlerimizin ruhlarını huzurlu kılmamız için, savaş arkadaşları gazilerimize hak ettikleri değeri vererek, onları her yerde onurlandırmalıyız…
|