NE zaman “mayın tarlaları kaldırılıyor” şeklinde bir haber okusam,oyuncağının aynısını başkasının elinde gören çocuklar gibi “O benim...” derim.
O benim haberimdi çünkü...
Gazeteciliğe başladığım ilk gün yazdığım ilk haber... İlk kitabımın ilk öyküsü... Daha sonraları da her haber bulamadığımda oturup yazdığım şey:
“Mayın tarlaları kaldırılıyor...”
Ama hiçbir zaman kaldırılmadı mayıntarlaları... Kaldırılmadığı için de ben durmadan “Mayın tarlaları kaldırılıyor” haberleri yazdım... Yıllar boyu editörler benim böyle bir haberim olduğunu bilirlerdi, haber boşluğu varsa, her zaman bana gelirlerdi:
“Senin bir haberin vardı hani...” Sevinip fırlardım: “Evetttt...” Oturup yazardım: “Mayın tarlaları kaldırılıyor...”
Mayın tarlaları hiçbir zaman kaldırılmadı.
Bugünlerde yine o haber dolanıyor ortalıkta. Televizyonlarda duyup, gazetelerde okudukça eski bir dostu görmüş gibiyim, sorasım geliyor:
“Ne haber, haber?..”
Aslında çocukluğunun ilk günleri “mayın tarlaları” kenarındaki müdürlük lojmanında geçmiş, topu mayın tarlasına kaçmış, o topa bakıp bakıp ama asla onu oradan alamamış birisi olarak, mayınları kim bilir kaç boyutta içselleştirmiştim...
İçimizde mayın tarlaları vardır:
Adım atmaya korkarız çoğu zaman... İstediğini yapamayan, boynunu bükmüş, yapması gerekenden korkan birisini gördüğünüzde, o içindeki kendi mayın tarlasının ta ortasındadır...
Doğrusunu isterseniz yaşam da bir mayın tarlasıdır...
Her gün gazetelerde, farkında olmadan mayına basıp havaya uçan insanların hazin öykülerini okuruz...
Kimi zaman bir masum niyettir mayın, kimi zaman bir iş-bir uğraş... Kimi zaman bir kooperatife girmektir, kimi zaman oy kullanmak... Kimi zaman sadece bir-iki laftır... Kimi zaman bir dostluktur...
Kimi zaman bir sevgi...
Masum bir adım atarsınız ve...
“Mayın tarlaları kaldırılıyor...”
O benim haberimdi, bilirim ben: Mayın tarlaları kaldırılsa da, kendi mayın tarlalarımız hep kalacak...
|