ASLINDA bu benim açımdan tehlikeli bir yazıdır.
Çünkü ilk yazdığımda Hacıbayram'dan çıkan cemaat camları kırmış ve camların parasını benden almışlardı.
Yine de zaman zaman sormuştum:
“Namus neremizdedir?..”
*
Bacakların arasında mı?..
Yoksa kafada mı?..
Neremizde?..
Diyelim ki sevdiği erkeğin elini tutan, parkta gezen, küçük eteğinin altından bacakları, eteğin üstünden göbeği gözüken mahallenin genç kızı mı namussuz?...
Yoksa ticaret, alışveriş ya da iş adı altında insanları kandıran, alın teri yerine cingözlükle para kazanan mümin kardeşimiz mi?..
Elbette birincisi değil...
Namussuz olan ikincisidir...
*
Yabancı devlet adamlarının “aşkları” medyaya döküldükçe bunu düşündüm.
En son Clinton, Arjantin'de “küresel girişim” toplantısından sonra gittiği gece kulübünde, striptizci kızın poposunu görünce aklına “küresel girişim” geldi...
Ki dansçı kız Rincon, “Başkanın küresel girişimi çok güzeldi” dedi...
(......)
İtalyan Başbakan Berlusconi keza...
Evindeki aşk partisinin üryan fotoğrafları yayınlanınca ve İtalyan medyası fotoğraftakinin başbakanlarının kıçı olup-olmadığının içinden çıkamayınca, konuğu Çek meslektaşı Topolanek çekinmeden atılıverdi ortaya:
“O benim şeyimdir...”
(.......)
Ya da Fransız Cumhurbaşkanı'nın erotik aşkı...
*
Ama tüm bu ülkelerde devlet kademelerindeki hırsızlık-yolsuzluk-soygun, bizim badem bıyıklı kadrolarımıza göre kat kat az...
Ve o toplumlardaki beleşçilik-avantacılık-düzenbazlık da bizim “yüzde 99'u Müslüman” toplumumuzla asla kıyaslanamaz...
Çünkü namus bacak arasında değil...
Ki bu yüzden cami yaptırma dernekleri, tarikat dergahları, şeyhler-hocalar, badem bıyıklar, umre turları, din-iman söylemleri, tesettürler, türbanlar, dini bütün devlet kadroları arasında, kafanızı uzatıp soruyorsunuz:
“Bizi kim soyuyor?..”