EGEMENLERİN en kolay çaldıkları şeydir; doğa...
Ne koruluk direnebilir, ne de kumsalın dili vardır...
Ormanın sesi çıkmaz...
Gövdesine balta vurulur da, fıstık çamı “Ah...” diyemez...
*
“Bodrumhabermerkezi.com”da bir yorum okudum, yazan; Can Pulak...
Benim büyük gazetelere adım atmamı sağlayan, Ankara sayfasında bana ilk köşeyi açan, hâlâ genç gazetecilere örnek gösterdiğimiz alnı ak gazeteci...
Çevre-doğa için meslek hayatı boyunca didindi...
Yazısında anlatıyor:
Başka birçok yerde gereksinim olmasına rağmen, iktidara yakın bir şirkete Göcek'in kirlenmeye başlamış içdenizinde iki marinalık alan tahsis edildi. Acarkent'i durduran o zamanki Çevre Bakanı Osman Pepe, bu iki marinayı da durdurdu...
Pepe'yi gönderip Eroğlu'nu getirdiler...
Hem Acarkent yoluna devam etti, hem o bakanlığın sakıncalı gördüğü iki marinaya hemen onay çekti...
Sonra...
AKP yandaşı şirket o iki marinayı devretti; İsraillilere...
*
Yazısında “Her yer satılıyor, tahsis ediliyor, sessiz sedasız bir talandır sürüyor” diyor Can Pulak...
Bir duyarlı insan dizine vuruyor orada...
Çünkü ormanın, koyun, kumsalın, doğanın dili yok.
Fıstık çamlarının “ah”ı çıkmaz...
Onlara, vicdanı olan insanlar... Duyguları olan, izanı olan, yüreğinde merhamet olan, gelecek kuşaklara karşı sorumluluk duyan, çocuklara borçlu olduğunu düşünen iyi insanlar sahip çıkabilirler...
*
En kolay çalınacak şeydir; doğa...
Siyasetçiler, bürokratlar ve avantacı zenginler bir kez el ele verdiklerinde ve yağmaya başladıklarında, onları durdurabilecek tek şey vardır:
Siz...
El ele vererek, örgütlenerek, yollara düşerek, gidip hukukun kapısına oturarak... Gerektiğinde doğa adına çığlık atarak ancak siz sahip çıkabilirsiniz...
Doğanın tek sesisiniz siz...
Artık yeter, sesiniz çıksın...
Sesiniz...
|