ANLADIĞIM kadarıyla “Kürt açılımını” iktidardakilerin dili açmaya varmayınca demokrat fikir sahibi köşe yazarlarını çağırdılar.
Demokrat fikir sahibi köşe yazarları koştular...
Televizyonda gördüm; önde Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Oral Çalışlar, Fehmi Koru... Arkalarında Zaman’dan, Yeni Şafak’dan, Star’dan, Sabah’tan, Taraf’tan diğerleri...
Sordum bizimkilere:
“Nereye koşuyorlar?...”
“Açılımı açmaya...”
*
Biliyorsunuz; Cumhurbaşkanı utanıp ortaya attığı “Kürt açılımını” açmayı Başbakan’dan beklemişti... Başbakan da utanıp açılımı açmayı İçişleri Bakanı’na bırakmıştı... İçişleri Bakanı da utanıp açılımı açmayınca...
İşte “açılımı” açmayı demokrat fikir sahibi köşe yazarlarına bıraktı...
Çünkü bu düşünür köşe yazarlarının ortak özelliği; ya onlar AKP gibi düşünürler, ya AKP onların düşündüğünü yapmıştır...
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın utanıp Başbakan’a bıraktığı... Başbakan’ın utanıp İçişleri Bakanı’na attığı... İçişleri Bakanı’nın utanıp söyleyemediği “açılımı” onlar adına en iyi kim açabilirdi...
Demokrat fikir sahibi köşe yazarları...
*
İçerde neler oldu, açılımı nasıl açtılar, kim ne dedi, fazla bilmiyoruz...
Bakan içerden çıktığında makam arabası yerine koruma polisinin sırtına binmediyse bile, saçları dikine dağınık ve gözlerinden birisi hafif küçülmüştü...
Anladım ki bizim çocuklar ona “açılım” konusundaki değerli fikirlerini söylediler...
Ve Bakan kapısı açılamayan asansör sendromuna girdi, çıkamıyor...
*
Peki “açılım” ne oldu?..
Yine de açılamadı.
Türk halkı hâlâ; Cumhurbaşkanı’nın “Bu tarihi fırsatı kaçırmayalım” dediği... Başbakan’ın “Güzel bir nokta” diye tanımladığı... İçişleri Bakanı’nın aşama olarak “kısa, orta, uzun” diye üçe ayırdığı “açılımın” ne olduğunu bilmiyor...
Çünkü söyleyemiyorlar...
İçinde ne var?...
Neler öngörüyor?..
Ne yapılacak?..
Bir tek orası belli değil...
|