BİRÇOK rezilliği “demokrasi” adına yapıyorlar.
Ülkenin ordusunu hırpalıyorlar, dışlıyorlar, eziyorlar... Ama 40 bin can almış terörü onurlandırıyorlar “demokrasi” adına...
Gericiliğin merkezi olduğu en yüksek mahkeme tarafından karara bağlanmış siyasi parti Türkiye’yi hâlâ yönetiyor “demokrasi” adına...
Atatürkçüleri hapislere tıkıyorlar, karanlıktan ürken ve sesi çıkan ne kadar onurlu-namuslu aydın varsa hapislere dolduruluyor “demokrasi” adına...
Telefonlar dinleniyor...
Özel hayatlar sergileniyor...
İnsanların yatak odasına giriyorlar...
Kim tepki duyup sesini yükseltirse yok ediliyor, faşizmdir bu “demokrasi” adına...
*
Gerçekten bu demokrasi midir?..
Böyle mi olur demokrasi?..
Yani “sahtecilik”, “evrakta sahtekârlık”, “hile”, “yalan beyan”, “dolandırıcılık” iddiası altında olanların sorgulanmaması... Üstelik en önemli koltuklarda oturup ülkeyi yönetmeleri... Ama bu suçları işleyenleri belirleyen savcıların-yargıçların üzerine müfettiş salınıp linç edilmelerine mi demokrasi denilir?..
Demokrasi hukuksuz mu olur?..
Ya da:
Demokraside devleti yönetenlerin ve önemli koltuklara oturanların kadınlarının başında illa türban olması şart mıdır?..
Demokraside; iktidardakilerin çocukları askerlik yapmazlar mı?..
Demokraside; tüm ülke ekonomik cenderenin dişlileri arasında ezilirken, üniversiteli çocuklar sefil dolanırken... Cumhurbaşkanlarının, başbakanların, bakanların çocukları zenginleşirler mi?..
*
Böyle midir demokrasi?..
Haksız...
Hukuksuz...
Keyfi...
Fırsatçı...
Akıldışı...
Hile...
Yalan-dolan...
Entrika...
Buna mı “demokrasi” diyorsunuz?..
|