BEN anladım aslında:
Türkler ne olduğunu bilmedikleri şeyleri konuşmayı seviyorlar.
“N’aber?” sorusu karşısında zor durumda kalan yabancı akrabam, kulağıma eğilip “Neyimi sordu?” demişti.
Ona “Aslında hiçbir şeyi... Şimdi sen de ona ‘iyilik’ diyeceksin” demiştim.
O da dönüp öyle yapmıştı:
“İyilik...”
Böylece neyi sorduğu belli olmayanla, neyin iyi olduğunu bilmeyen uzlaşmışlardı.
Zaten ben de neyi çözdüğümü bilmiyordum.
*
Sezen Aksu da Başbakan’ı aradı...
“Destekliyorum” dedi diyorlar...
Ama “Neyi desteklediniz?” diye sorsanız, bence kendisi de bilmiyordur...
Çünkü açılımın kapalı hali sürüyor, biliyorsunuz... Türkiye’de kimse ne olduğunu henüz bilmiyor bu açılımın.
Sezen Aksu da öbür işgüzarlar gibi açtı telefonu, ne olduğunu bilmediği konuda Başbakan’a “destekliyorum” deyiverdi.
Başbakan, içini açıkladığı ve ne olduğu bilinen konularda dahi bu denli aydın-sanatçı desteği almamıştı.
Bu açılımın ne olduğu belli değil, Sezen Aksu telefona koşuyor:
“Tayyip Bey orda mı?..”
“...!”
“Destekliyorum...”
Neyi?..
Belli değil...
*
Neler oluyor bunlara?..
“İyi bir şey” olduğunu mu hissetti sanatçı duyarlılığı?..
O zaman “kötü bir şey” olduğunu neden hissetmedi duyarlılık:
Türkiye AB’den uzaklaşırken, toplumumuz inanan-laik diye parçalanırken, “şüpheli” birisi cumhurbaşkanı olurken, Deniz Feneri’nden oğulların-dünürlerin inanılmaz yükselişine kadar vurgun yapılırken, iktidar partisi irticanın merkezi olurken, insanların yatak odalarına girip telefonları dinlenirken ve gizli faşizm korku salarken, eline ömründe silah almamış gerçek aydınlar hapishanelerde kendi canlarına kıyarken ya da canları alınırken...
Nerdeydin a duyarlılık?..
Neler oluyor size?..
|