Gün geçmiyorki bir şiddet, bir üzücü olaY duymayalım ! Maalesef öyle bir hale geldi ki ülkemiz ve dünya; acaba 5 dakika sonra hangi acı ve üzücü bir haberi alacağız düşüncesine adeta odaklanır olduk !
Önce arkadaşlık, komşuluk ve en önemlisi de insanlık görev ve sorululuklarımızı unuttuk. Hatta bırakın unutmayı; bunu, yani bu eksi davranışları kasıtlı bir hale getirdik.
Artık sokaklarda, duraklarda, caddelerde hatta trafiğin en harketli ve tehlikeli yerinde, saç- saça, baş başa öldüresiye kavgalar, yumruklaşmalar ve yaralamalar bu sıraları hır gidiyor.
Bu saldırıya uğrayanların çoğu da ne yazık ki savunmasız bayanlar, kadınlar, hatta yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımız !
Nedir bu toplumdaki şiddet; nedir bu kısır döngü? Neyi ispatlamaya çalışıyoruz ? Şimdi şu yaya sürücü ve yol verme durumuna bir bakalım:
Yayalar, elini - kolunu sallaya sallaya ve yavaş adımlarla karşıdan karşıya geçiyor. Nasılsa araçların freni var basar frene durur; ben de geçerim düşüncesi artık çok normal olmuş. İyi de arkadaş, trafik " Öncelik Yayada " diyorsa; BU 30 km. hızla giden bir aracın önünden; elini- kolunu sallayarak geç demiyor ki sana !
Demek ki bizim toplumda; bizlere kanunların verdiği özgürlükleri ve hakları yerli yerinde değil; zevk ve kişisel arzularımıza göre kulanmaya çalışıyoruz. Fakat olur ya; karşıdan karşıya geçmemizigerektirecek önemli bir işimizolabilir. O zaman; sürücü arkadaş yavaş geliyorsa onadikkat et, ben karşıya geçiyorum anlamında bir el işareti yaparak geçersek; bu geçiş bence daha sağlıklı olur.
Bence bu toplumda en eksik olan şey; sevgi ve saygıdır. Eğer sevgi ve saygımızı, insanlık yolunda ve aldığımız aile terbiyesi ile de pekiştirebilir ve uygulayabilirsek; biz bu konuların üstesinden gelebiliriz.
Yok; bu sevgi ve saygı unsurlarını; sadece kişisel menfaatlarmızı, egolarımızı tatmin etmek, şahsî itibar sağlam içinkullanıyorsak, işimiz zor demektir. Birkaç kişinin bu kuralları yaşatması durumu kurtarmaya yetmez ama belki günü kurtarmaya yetebilir ki bu da çare olmaz.
Demek ki neymiş; şiddet toplumundan sevgi toplumuna geçmemiz kaçınlmazdır. Bu durumdan kendimize vazife çıkartmak, bu vazifeleri de en uygun bir biçimde yerine getirmek gerekli ve de şarttır.
Aksi takdirde; hayatımızın bir teneke parçasından farkı olmayacak ve boş umutlar şehri ve ülkesinde, ne eş, dost tanıyacağız ne kendimizi tanıyacağız.Böyle yapmaya ve yaşamaya da devam edersek; çaresizce ve bir hiç uğruna tükenip gideceğiz.
Kalın sağlıcakla, sevgiyle ve saygıyla.
|