Son günlerde; adeta bir şiddet toplumu olup çıktık. Herkes birbirini kandırmaya, yanlış yöne kanaize etmeye, kızınca da tekme tokat girişmeye, tek kelimeyle, sanki kovboyculuğa özendik
Eskiden; ikve ortaokul çağlarımızdaTeksas, Tommikis gibi çizgi resimli kitaplar vardı. Acaba diyorum ki bunları mı örnek alıyor bugünkü çocuklar, gençler!
Arazi, mal, mülk,servet gibi konularda ve tamaen dünyalık işlerden; adeta birbirine madde düşmanığı, mal, mülk, servet düşmanlığı gibi olaylar arttı günümüzde. Aile içi ve dışı kavgalar, varlık sahibi olmak fikri, maddî hırslar, bu gibi olumsuz hareketleri körüklemektedir.
İnsanlar; sadece sanki bu dünyaya aitmiş gibi; çekişmeler, kavgalar, miras, toprak kavgaları, şiddet uygulamalar, yaralama ve ölümlere sebebiyet vermek gibi birçok olayın içersinde aktif rol oynamaktadır.
Üç beş kuruşluk maddî çıkar, menfaat için adam ödürmeler, kan ve yer davları gibi birçok konuda hâlen olaylar arzu edilemez boyutlara ulaşmış durumda. Kadına şiddet, yaralama, öldürme, yolda, mahallede, trafikte, otobüste velhâsıl her bir yerde, çeşitli olaylar meydana geliyor.
Maalesef tüm bu olaylara; ânında yetişebilmek de bazen mümkün olmuyor. İtfaiye ve ambulansın, âcil olarak olay mahalline gidemediği zamanlar olabiliyor trafikteki yoğunuktan.
Korona nedeniyle çok zor ve sıkıntılı bir süreç yaşadk ve hâlen de yaşamaya devam ediyoruz. Kısıtlamalar, yasaklar sona erdi diye; yine korona vakaları, hastlalıklar ve oldukça ürkütücü ölümler de bir anda zirve yaptı.
Maalesef çok sayıda vatandaşımız hâlen sanki tüm ülkemizde ve dünyada korona bitmiş gibi maskeler atıldı. Denizler, sahiller hınca hınç insanlarla dolup taşıyor. Haliyle de vakalar da ölümler de her geçen gün azalacağına artış gösteriyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse; işimiz çok zor. Eylül ayında yüz yüze eğitim, okular başlayacak ama daha şimdiden aileler, veliler ve öğretmenler düşünceli ve bir korku hâkim insanlarda. Eğer bu şekilde; bu vurdum- duymazlık, bu aymazlık ve umursamazlık, aynı hızla devam ederse, bizleri daha da zor günler beklyor demektir.
Ülke olarak; vatandaşlar olarak önce şu aşı olayını tamamlamamız gerekir ama maalesef, 18 milyon kişinin aşı olmadığı bir ortamda; korona daha çok başımızı ağrıtır. Aşı yapılmadan önce insanlara bazı tesbit edici ön aşılar ve araştırmalar yapılmalı. Zirâ bazı insanlara aşı dokunabiliyor ve dokunuyor da ama maalesef bunu iddia ederek aşılarımızı da ihmal etmemeliyiz.
Yüce Allah; bizlere sağlık, birlik, dirlik, huzur ve güven dolu bir ömür geçirmemize vesile olsun inşallah.
Saygılarımla.
Oktay ZERRİN
|