Bu korona virüs nedeniyle, genelde evlere kapandık. Biz de aiece evdeyiz ancak; 11 Araık Cuma günü, öğleden sonra; kızımız beni ve eşimi, arabasıyla kısa bir hava almak için Samsun Atakum sahiline götürdü.
Genelde, o gün sahil çok kalabalık değildi ama kalabalık olduğu günleri de gördük. İşte o sözünü ettiğim sahilde; kaldırım kenarındaki taş zemine oturdum. O esnâda; sarı bir kedi de yanıma oturdu.
Sanki kırk yıllık bir arkadaşız gibi, benden ters ve sert bir tepki görmeyince, yanıma yaklaştı ve başıyla koluma dokunmaya başladı. Belliydi ki karnı da açtı, sevgiye, ilgiye de ihtiyacı vardı.
Belki karnını doyuramadık; zirâ yanımızda herhangi bir yiyecek ve içecek de yoktu ama hareketleriyle anladığım sevgi ihtiyacını göstermeye çalıştım. Kedi; bir süre bana dokunmaya, koluma hafif sevgi darbeleri yapmaya devametti ama ayrılık saati de gelmişti.
Ayrılık öncesi ise; kızım cepten, bu güzel ve anlamlı birlikteiğimizi kaydetti ve tatlı bir Atakum deniz sahili hatırası olarak kaldı.
Kimbilir; " bu bir hayvan, mikrop bulaşabiir, tehlikeli olabilir " diye kedi olsun, köpek olsun yanından kovalayan, hatta onlara sert davrananlar da olabilir!
Bence hayvana sevgi ve ilgi göstermeyen, sevgide kusur edenlerin, insanları ve insanlığı da sevmelerini beklemek biraz hayal olur !
Halbuki; hayvan da olsalar, onların da bazı beklentileri var. İnsanlar olarak bizler; bu hayvanların barınma, beslenme, kış şartlarında korunması gibi konularda daha da hassa olmalıyız.
Ne mutlu hayvanarın dilinden anlayabilen gönüllere. Ne mutlu; onların da hayatımızın birer parçası olduğunu bilip bu yönde varlıklarını topluma ve ülkeye yansıtabilenlere !
Saygılarımla.
|