Sevgili okurlarım, Hatay da ki deprem felaketinin ardından Urfa da meydana gelen seller, birçok büyük zarara yol açtı, mal ve can kaybına sebep oldu. Yazık değil mi?
Dere yatağına ev yapan vatandaşlarımız kızacaklar amma, neden dere yatağına ev yapıyoruz?
Yağmur yağınca, dere yatağı taşar. Bu, iki kere iki dört eder. Yüzme bilmeden atladığınız su, insanı boğar. Neden yüzme bilmeden suya giriyorsunuz?
Mazgalları tıkarsanız, yağmur su baskınına yol açar. Dere yatağına yaptığınız evleri, su basar. Bir daha basmaz diyerek yeniden ev yapıp oturursanız, yine basar, yine basar, yine basar…
Çünkü dere, aman insanlar boğulmasın diye yatak değiştirmez. Her yağmurda geri gelir ve taşar. Bunu aklımıza koyalım; dere yatağına yapılan binalar sonunda mutlaka yıkılır.
Hazine arazisi olan dere yatağına yaptığı kaçak evi su basan kişilere mikrofon uzatıp;
“Nerde bu devlet, bana yardım etsin” demesini sağlayan medya,
Peki, ama senin evin kaçak değil mi arkadaş?
Neden buraya kaçak ev yaptınız?
Devlet kaçak olmayan yapılardan aldığı vergi ile mi, sizin kaçak evinizin sorununa çözüm bulsun” diye sormuyor.
Eğimsiz yollar, her yağmurda göle dönüşüyor. Her yağmurda dönüşecektir. Bu kaçınılmaz. Dere yatağına yaptığımız binalar, yıkılır. Yeniden aynı yere ve aynı çürüklükte yaparsanız, yine yıkılır.
Vaktiyle bir müftümüz, “Dere yatağına ev yapmak dinen doğru değildir” deyince, bütün medyada yer aldı ve insanlar belki de ilk kez suyun önüne ev yapınca, suyun eve gireceğini anladılar. Yağmur ne duayla yağar, ne de duayla durur…
Yağmur Doğa, rasyonel olmayanı yere vurur. Çünkü doğa yasaları, insan yasaları gibi delinmez! İşimize geldiği zaman insan yasalarını deliyoruz!
Dere yatağına evinizi yaparsanız, bir gün dere de sizden malını geri alacaktır…
Dere yatağına ev yapanlar, bunu akıllarından çıkarmasınlar. Türkiye’de dere yataklarının imara açıldığı, planlanan alanlar heyelana dikkat edilmeden yerel yönetimler tarafından imara konu edildiği sürece, ülkemizde sel felaketlerinin kaçınılmaz olduğu bir gerçektir. Bu, akılsızlığın faturasıdır... Bu, iş bilmezliğin ve insanın kendisine saygısızlığının faturasıdır...
Televizyonlarda bazı haberlerde görüyoruz. İnsanların hiç ama hiç umurlarında değil. Dere yatağına evinizi yaparsanız, bir gün dere de sizden malını geri alacaktır. Daha önce gasp ettiğiniz yeri belediye alamıyor, devlet de alamıyor ama dere alıyor. Olay bu, fotoğraf bu…
Sevgili okurlarım, dere yatağına ruhsatsız kaçak ev yapan vatandaşlarımız bunun sonucunu can ve mallarıyla ödüyorlar.
Peki, Buraya ev yaptıranlar, dere yatağına ruhsat verenler, birtakım yerleri imara açanlar, sırf rant için yasaları bile değiştirenler, utanmıyor mu? Vicdanları sızlamıyor mu?
Yolları kazıp bariyer koymazsanız, içine insanlar düşer, hayvanlar, hatta arabalar da.
Dere yatağına yaptığınız binalar, yıkılır…
Yüzme bilmeden göle atlarsanız ölürsünüz…
Şunu unutmayalım; ateş yakar, gaz patlar, elektrik çarpar, su boğar ve dere yatağı taşar. Sonunda bu akılsızlığın faturasını da vatandaş öder.
|