Sevgili okurlarım, babamı kaybedeli yıllar oldu ama evimizdeki varlığı hiç eksilmedi. Babamın duvardaki fotoğrafına bakarak, geçmişe dönük anıları yaşıyorum her zaman. Babasını kaybeden her insanın da bunu yaşadığına inanıyorum.
Hiçbir insan, babanın özlemini anlatacak kadar güçlü değil. Hiçbir yürek baba acısını kaldıracak kadar da dayanma gücüne sahip değildir.
Babasını kaybedenler için bazı günler ve geceler çok dayanmaz oluyor. Geçmişe olan özlem ve baba sevgi kokusunu üzerinizden atamıyorsunuz.
Yakın bir tarihte YOYAV Genel Başkanı Dr. İbrahim Ateş’i kaybettik. Ailesi, yakınları ve sevenleri büyük üzüntü duydu.
“Ateş düştüğü yeri yakar” derler. Aile içerisinde anne ve baba sevgisiyle büyümüş olan kızları Sümeyye ve Kübra’nın acıları daha başkaydı.
Kızı Kübra, babasının ardından yazmış olduğu şiirle acısını bakın nasıl dile getirmiş;
Hayatını vakfa vakfetmiş, yetime kol kanat germiş
Ömrünü Allaha adamış gününü gecesine katmış
İnandığım tek doğruydun be babam.
Mikrofonun sahibi hitabetin resmiydin
İlim ve bilginle gönlümüzü dererdin
Kuranı yüzünle Arapça özünle
Gönlümü ilacı dermanımdın be babam.
İlim ehli, bilgi deryası, şair edebiyatçı
Kitap hakimi, kalem adamı varlığımın anlamı
Dili kuran, kelamı kuram, fikri iman ile dolu olan
Ne çok şey öğrendik senden be babam.
Vakıftı senin ömrün hayatın,
Yoksula yardım, eğitime katkın
Burs ile kurs ile ders ile geçti tüm zamanın
Eğitim neferim, derya dostum
Sensiz öksüz kaldık be babam.
Nice kurbanlar kestin tam da burada
Sana yoldaş olsun artık sıratta
Dağıttığın erzaklarla, güldürdüğün evlatlarla
Sen hayatın kendisi idin be babam.
Şekerli çikolatalı sünnet düğünleri
Dualı yemekli her faaliyeti
Kermesi, gezisi ve daha niceleri
Sen hayatın ta kendisi idin be babam.
En güzel zevkin de yemek yedirmek
Yoksulu görmek, fakiri sevindirmek
El verdin, gönül verdin ilmek ilmek
Garibi başsız, bizi taçsız bıraktın be babam.
Elinde büyütecin, kalemin defterin
Yazardın Arapçayı, söylerdi dilin
Güzel mi, güzeldi her nağmelerin
Sen bizim en kıymetli sanatkarımızdın be babam.
Dört torunun dedesi, ömrümüzün neşesi
Masamızın tacı, gönlümüzün ilecı
Sensiz neyleriz hanı hancıyı
Sen bizim her şeyimizdin be babam.
Halka hakça verip hakka erenlerdendi sözün
Halkı doyurmak, hakkı duyurmaktı özün
Seninle göçüp gitti tüm sözüm
Fakiri aç, muhtacı öksüz bıraktın be babam.
Sığmayan ömre, ne çok sığdırdın hayrı hasenatı
Ahrette göresin her mükafatı,
Biz razıyız senden razı
Kelimelere sığmazsın be babam.
İyi ki senin kızların olduk
Gururum, onurum, şerefim babam.
|