Önceki gün yazım yoktu, okurum dedi ki:
“Bugünkü yazınız yine çok güzeldi.”
Ona “Bugün yazım yok ki” diyemedim.
Çünkü bir önceki okurum “yazımı yine çok beğendiğini” söyleyip de “yazım yok” dediğimde sanki kızdı:
“Var...”
“......!”
Sonra uzun uzun yazılmamış yazı üzerinde konuştuk, giderken “iyi bağlamışsınız” dedi...
*
Gerçi ben de Cumhuriyet’i açıp ikinci sayfaya baktım:
Ne yazmamışım?..
*
Sorun: “Vınn” almıştım yanıma, seyahatlerde kullanılan, bilgisayarın yanına takılan, tohumluk baklaya benzeyen modem. Uzağa gidince takıp yazımı yazarım diye... Cunda’ya gelince çalışmadı...
İki gün bilgisayar başında geçti, Cumhuriyet’in teknik kadrosu, yöneticileri, Hikmet Çetinkaya, Ankara temsilcimiz Utku Çakırözer, Haber Müdürümüz Hakan Kara, yazı ortağım Bilal Uçar, herkes yardıma koştu...
Muhterem karım arkadaşlarına haber vermiş...
Birçok fikir de geldi:
“Ucunu taktın mı?” gibi...
Komşular da börek yapıp yardıma geldiler...
*
Sonradan benim “Vınn”ımın, yer değiştirince belki de “denetim” açısından engellendiği anlaşıldı...
Halbuki adı: Vınn...
Vınlamak için yani...
Bu sabit...
Tam iki gün uğraştık, sabah sekiz, gece üç, dört... Yardıma gelenlere her zaman “Vınn”ımı gösterip “işte şu gördüğünüz” dedim, onlar da fikirlerini açıkladılar...
Neyse ki sorun giderildi...
*
Şu yazılar...
Yaşamlarımızı küçük küçük paketlere koyup gönderir gibi...
O küçük paketler yapılırken, içinde ne çok çaba, ne çok özen, ne çok kuşku, ne çok sancı, ne çok korku vardır bilemezsiniz...
Kimi zaman telaştan yanlış bağlanır paket... Kimi zaman adres yanlıştır, kimi zaman alıcısı bulunmaz... Kimi zaman gözyaşları damlamıştır paketlenirken kâğıdına, siz fark edemezsiniz...
Ama paket gitmeli...
Sonuçta...
Sonuçta bir vınnlıktır hepsi...
Paramparça yazarın bir parçasıdır aslında paketteki...
Geçip gider:
Vınnnnnn...
|