Bu bayram danalar kaçmadı...
Daha doğrusu televizyonlar o ünlü “dana kovalama” sahnelerini yayımlamadılar...
Çünkü kurban kesmeye, dine, imana muhalefet gibi algılandığı için, imamdan korkup yayımlamamışlardır...
Biz buna “yalakalığın kılcal yayılışı” diyoruz...
*
Danaların kaçtığını ekranlarda görmeyince canım sıkıldı...
Kaçmaları gerekiyor çünkü...
Ki birkaç kişiyi çevirip sordum:
“Bu sene kaçmadılar mı?..”
“Kim?..”
“Danalar...”
“......!”
*
Televizyon haberlerinde ya da gazetelerde danaların kaçtığı haberini arıyorum; bu memlekette en azından birileri ipleri koparsın hani...
Ama gözükmüyor...
Mesela; iktidar özerkliğini elinden alınca, TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) çöktü, 50 bilim adamı istifa etti... Dünyanın neresinde olsa kıyamet kopar... Ama bu haber Cumhuriyet dışında gazetelerde, televizyonlarda ya tek sütuna eteklerde yer aldı ya da hiç görülmedi...
Belki danalar da kaçmaktan vazgeçtiler...
*
Neyse...
Kutlu olsun...
Bugün bayram...
Ben “kurban” kelimesini sevmiyorum...
Sadece bayram...
Büyük babamın, babamın, amcamın, dayımın, annemin, halamın, nenemin, bu ülkenin özgürlüğünü kazanıp bize bırakanların bayramı...
*
Sarılın...
Bir eli tutmanın, bir yanağı öpmenin, bir sevgiyi söylemenin ne denli güzel ve önemli olduğunu düşünün...
Sevdiğinizi ve sevildiğinizi hissedin...
Annenizin, babanızın boynuna sarılın, koklayarak öpün, benim yerime...
Hangi yaşta olurlarsa olsunlar, çocukların avuçlarını alıp yanağınıza bastırın, bebeklik kokularını duyacaksınız...
*
Güzel günler dileyin...
Umut edin...
Bayram günleri, dört gün boyunca düşünün... Yurdumuz, insanlarımız, çocuklarımız için mutlu günler isteyin...
Başımızın dik, insan gibi, onurlu olmamız için dua edin...
Bırakın...
Danalar kaçsın...
|