“Hükümet iyice anlamalıdır ki gaye ve ülküsü birbirine zıt bu iki unsur (Türkler ve Rumlar) arasında kendisinin bir arabulucu vazifesini görmesi, memleketin istikbal ve refahı, görüş açısından elzemdir ve günün bir meselesi halini almıştır. Bunun başka tarafı kalmadığı gibi çıkar bir yeri de yoktur. Onun içindir ki Rum vatandaşlarımızın ‘ilhak’ ve ‘muhtariyet’ taleplerine başkaldıran ve onun kuvveden fiile geçmesine pek haklı olarak bütün mevcudiyeti ile karşı çıkan Türk halkına yersiz ve haksız muamelenin yapılmasına artık tahammülümüz kalmış değildir.” 1949
Dr. Fazıl KÜÇÜK
***
Yunanistan’da 25 Ocak günü yapılan seçimlerin sonuçlarını dipten gelen bir deprem olarak tanımlamak olasıdır. Merkez partilerin tasfiye edilmesinin birincil nedeni, yaşanmakta olan ekonomik açmazdır. Bu konuda genel bir uzlaşı söz konusudur. Bu güne değin sağın ve solun merkezinde yer alan partilerin ya birlikte ya da ayrı ayrı ülkeyi yönettikleri biliniyor. Benzer durumun diğer AB ülkelerinde de olduğunu söylemek gerekiyor. Bu siyasal yapıyı oluşturanlar, ayak topu söyleminde olduğu gibi karşılıklı paslaşmalarla yetiniyorlardı. Kesin sonuç almak gibi bir niyetlerinin olmaması Yunanistan örneğinde olduğu gibi zemini de kendiliğinden hazırladı.
Yunanistan da radikal sol Syriza’nın seçimlerden bir – inci olarak çıkmasının temelinde bu olgunun yattığı bu nedenle kabul ediliyor. 2008 yılında yaşanan ekonomik açmaz, Yunanistan’da refah düzeyinin düşmeye başladığı yıl olarak kabul ediliyor. Bu güne değin dayatılan ekonomik paketler genelde bütün ülkelerde pek hoş karşılanmaz. Syriza belki tek başına iktidar olamadı. Buna karşın sözünü verdiği bütün vaatlerini gerçekleştiremeyebilir. O zaman da koalisyon hükümetiyiz diyerek suçu ortağına yıkabilir.
Seçim sonuçlarının kesinleşmesi sonrasında ekonomik çözümler konusunda ortak noktaları bulunan partiler, bir saatlik görüşme sonrasında uzlaştıklarını duyurdular. Anayasa gereği olsa bile bu kadar kısa sürede uzlaşmalarını takdirle karşılıyoruz. Bağımsız Yunanlılar Partisinin Genel Başkanı Bay Panos Kammenos, seçim öncesi tanıtımlarında, “Aleksiz Çipras isimli bir oğlanın oyuncak treninin raydan çıkmamasında yardımcı oluyor” deniliyordu.
Bağımsız Yunanlılar Partisi – ANEL – ile anlaşarak kurulan yeni ortaklık hükümeti görevine hızlı başladı. Seçim meydanlarda verilen sözleri teker teker ele alarak gereğini yapıyorlar. Bay Aleksis Çipras seçim meydanlarında AB’nin ortak para birimi Euro’dan çıkılabileceğinin türküsünü çığırıyordu. O günlerde Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, Euro bölgesi ülkelerinin ekonomik politikalarını daha fazla uyumlu hale getirerek para birliğini tamamlamaları gerektiğini söylüyordu. Reformların eksik kalmasının Euro’dan çıkış riski ortaya çıkardığını ve bu durumun bütün üye ülkelere zarar vereceğini belirtiyordu.
Ekonomik konulara ilişkin olarak AB – Avrupa Merkez Bankası ve IMF ile pazarlıklar yapılırken karşılıklı restleşmelerin yaşanacağını söylemek fazladan abartı olmasa gerek. Önümüzdeki dönemde uygulayacakları dış politika konusunda da geniş bir uzlaşı içinde olacaklarını söylemek durumundayız. Türkiye ile Kıbrıs uyuşmazlığı, Ege ve Türk Yunan ilişkileri konusunda bu güne değin yaşananlardan farklı bir gelişmenin yaşanacağını söylemek veya beklentiye girmek doğanın eşyasına aykırıdır. Hükümet ortağı Bağımsız Yunanlılar Partisinin – ANEL - Genel Başkanı Bay Panos Kammenos, “muhafazakar – anti semitik – İslam ve Türk düşmanı” olan kimliği ile biliniyor.
Bu partinin Genel Başkanı şimdinin Savunma Bakanı Bay Kammenos, ilk iş olarak Kardak olaylarının 19. yıl dönümünde, Yunan donanmasına ait bir helikopterin düşmesi sonrasında ölen üç pilotun anısına düzenlenen ayine katıldı. Ayin sonrasında helikopterle gelerek Kardak sularına siyah çelenk bıraktı. Daha sonra yaşanan it dalaşını artık doğal bir olay olarak görüyoruz. Yapılan bu hareketten sonra Türk Yunan ilişkilerinin bu kafa yapısında olan kişilerce çözülemeyeceği bir kez daha ortalık yerlere çıkmıştır.
İlk yurt dışı gezisini gelenek olduğu üzere mendil büyüklüğündeki ülkeye yapan Bay Aleksis Çipras, “Kıbrıs’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini” istiyor. Doğu Akdeniz’de sismik araştırma yapmakta olan Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin de geri çekilmesine vurgu yaptıktan sonra Kıbrıs’ta Akel ile işbirliği içinde olacaklarını duyuruyor. Akel’in adanın Yunanistan’a bağlanması konusunda iki kez partinin genel kurulunda alınmış kararı olduğunu söylemekle yetiniyoruz. Bay Çipras’ın Adada yaptığı görüşmelerini önümüzdeki hafta değerlendireceğiz.
Anadolu’nun bazı yerlerinde duyduğumuz, buna karşın Kıbrıs Türkleri arasında sıklıkla dillendirilen “Patatesin yahnisi, gitti geldi aynisi” söylemi bir kez daha Çipras’ın ziyareti ile doğrulanmış oluyor.
Yunanistan seçimlerini magazin haberleri ile duyurarak ilişkilerin düzeltilebileceğini düşünenler için bir kez daha hep bir ağızdan yukarıdaki sözleri yinelememiz gerekiyor mu ne...
SEVGİ ile kalınız...
06 Şubat 2015 - Ankara -
|