Sevgili okurlarım, Türkiye, çağdaş duruşun temsilcisi büyük bir Cumhuriyet kadınını kaybetti. Yüreği insan, toplum ve yurt sevgisiyle dolu olan bir Tük kadınını yitirdik.
Türkiye’den bir yıldız kaydı…
Sağlık ve eğitim konusundaki öncü çalışmalarıyla tanınan, ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, çağdaş ve örnek yaşamıyla gençlerin yolunu aydınlatıyordu.
Cüzam hastalığının kökünü kurutmak için, cüzama savaş açmıştı.
Türkiye’de eğitimsizliğe karşı büyük bir mücadele başlatmıştı.
Çağdaş eğitime, çağdaş yaşama, sahip çıkarak kız çocuklarının okuması ve Atatürk ilkeleri ışığında yetişmesi için, yurtlar yaptırdı, onlara burs imkânı sağladı.
Bütün ömrünü insanlara yardım için harcadı. O çağdaş bir Cumhuriyet kadınıydı…
Ve 74 yaşında kansere yenildi…
Hayatını Türkiye’nin çağdaşlaşmasına adayan, genç kızlarımızın eğitimli yetişmesi için mücadele veren Türkan Saylan, yaptığı hizmetlerle her zaman saygın bir insan olarak anılacaktır.
O, gücünü sevgiden alıyordu. Yüreği; insan sevgisi, toplum sevgisi ve vatan sevgisiyle dolu bir insandı…
Peki, ne yaptı da, Ergenekon soruşturmasına adı karıştırılarak suçlandı ve evi arandı…
Kız çocuklarının gençlerin çağdaş eğitime kavuşturulması için çalışmak mıydı, suçu?
Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, demokrasi ve insan haklarını savunması mıydı, suçu?
Hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını savunanlardandı, bu muydu suçu?
ÇYDD Genel Başkanı olarak, düzenlediği insan hakları, laiklik ve demokrasi konulu, ulusal ve uluslar arası toplantılara konuşmacı ve dinleyici olarak katılmıştı, bu muydu suçu?
Darbeye ve şeriata karşıydı, bu muydu suçu?
Ergenekon soruşturması kapsamında, evinin aranması onu son derece üzmüştü.
Onu suçlayanları tarih ve halkımız affetmeyecektir.
Cumhuriyetin çağdaşlık yolunda ancak hukukla ilerleyebileceğine inanan bir kişiydi, bu inancını hukukun üstünlüğü yolundaki çalışmalarıyla her zaman dile getirirdi.
Türkan Saylan’ın gençliğe armağan ettiği umut güneşi, insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet yolunda, ilerlemesini sürdürecektir…
Türkan Saylan’ın yaklaşımları bütün siyasilere örnek olmalıdır.
Türkan Hoca’ya yapılan bu haksızlıktan ötürü, devletin de özür dilenmesi gerekiyor. Türk halkı bu vefa örneği özür’ü görmek ister sanırım…
Türkiye’nin çağdaş bir ülke olmasını kimse engelleyemeyecektir. Çünkü ışık karanlığı her zaman yener...
Genç kuşaklar, onun çağdaş düşüncesini yaşatacaktır. Onun gibi yürekli insanlar Türkiye’de az değildir.
Türkan Saylan, çocukları ’kardelenlerin’ getirdiği kucak dolusu papatya, gözyaşları, alkışlar ve sevgi seli ile 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında, son yolculuğuna uğurlandı.
Cenaze törenine, devlet erkânından kimsenin katılmayışı da üzücü ve düşündürücüdür.
Birinci Ordu Komutanlığı tarafından gönderilen kırmızı-beyaz karanfillerle yapılan ve üzerinde "Türk Silahlı Kuvvetleri" yazan çelenk camiye getirildiğinde alkış koptu, "Hepimiz Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganı atıldı. Halkımızın yanında olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizle gurur duyuyoruz.
Türkiye’den bir yıldız kaydı…
Huzur içinde yat, Türkiye’nin yüz akı, çağdaş Cumhuriyet kadını Türkan hoca!
Mekânın Cennet olsun.
|