Sevgili okurlarım, bugün sizlere ülkemizde daha çok güneydoğu Anadolu bölgesinde bilinen ve oynanan yöresel bir oyun olan Peçiç’ten söz edeceğim.
Anavatanı Hindistan olan Peçiç oyununun tarihi, MÖ 400’e kadar uzanıyor.
Hindistan’dan çıkmış, dünyaya yayılmış en eski ve en zevkli oyunlardan birisi olarak tanınan Peçiç oyunu, kimi kaynaklarda Hint Tavlası olarak yer alıyor.
Peçiç oyununun anavatanı Hindistan’dır.
Kızma Birader'e benzeyen bir oyundur.
Tıpkı satranç, tavla ve domino gibi bazı strateji oyunlarında olduğu gibi Peçiç de krallar için yaratılmış oyunlardandır.
Asya’da doğan bu oyun değişik yüzyıllarda tüm dünyaya ulaşmış ve yaygınlaşmıştır.
Mahalli bir oyun olarak düşünülen ve yüzlerce yıllık geçmişe sahip oyunlarından birisi olan Peçiç, tarihi ve menşei tam olarak bilinmeksizin, uzun yıllardır Kilis, Gaziantep ve Kahraman Maraş’ta sevilerek oynanır ve nesilden nesle aktarılır.
Kökleri çok eskilere dayanan Hindistan kökenli, evrensel bir strateji oyunu olan Peçiç’e sahip çıkıldığı sürece Peçiç yöresel bir Kilis oyunudur.
Kilis’te Peçiç, tarihi ve menşei bilinmemekle birlikte uzun yıllardır oynanmakta ve kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır.
Yaygın oynanan bir strateji ve şans oyunudur
Çocukluğumu hatırlıyorum. Türkiye’de televizyon yoktu. Uzun kış gecelerinin tek eğlencesi olarak evlerde peçiç oyunu oynanırdı.
Kilis halkının yaşlısı genci severek Peçiç oyununu oynardı.
Peçiç, yazın sıcak akşamlarında balkonlarda, damlarda, piknik alanlarında, gerektiğinde gruplaşarak oynanan zevkli bir oyundur.
Bu oyunun insanların zekâ gelişimine yardımcı olma özelliği vardır.
Bizim evde, babaannem, annem, teyzelerim ve arkadaşlarının oynadığı bir oyundu, onlardan öğrendim Peçiç oyununu.
Çocukluğum peçiç oynayarak geçti. Oynarken heyecanlanır ve zevk alırdım.
Osmanlı döneminden kalma, evimizin bahçesinde etrafı portakal ağaçları, güller ve çiçeklerle süslü bir havuz vardı. Yuvarlak fıskiyeli, içinde çeşitli balıklar oynaşan güzel bir havuz. Bir de Venüs isimli sevimli bir köpeğimiz vardı.
Havuzun karşısındaki livanda serilmiş kilimlerde yer sofraları ve minderler olurdu.
Yaz günleri yemeklerimizi livandaki yer soframızda yerdik. Yemek faslı bittikten sonra sıra Peçiç oyununa gelirdi.
Peçiç Bohçası getirilir. Tahtadan taşlar ve at boncukları yere dökülür, boncuklar avuçlarda sallanarak atılırdı yere, büyük atan başlardı oyuna. On iki, yirmi beşle dikilirdi taşlar.
Bizim kuşak çok iyi bilir Peçiç oyununun zevkini…
Ama Kilis’ten ayrıldıktan sonra, yıllar içinde günümüzde oynayacak kimse kalmadı.
Bu yöresel oyunumuzu üniversite gençliğine ve yeni kuşaklara tanıtmak ve aktarmak amacıyla, iki yıldan beri gelenek hale getirerek Kilis’te “Peçiç Turnuvası” düzenleyen, 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Güvenç’i, turnuvanın düzenlenmesinde emeği geçenleri ve turnuvaya katılan öğrencileri kutluyorum.
|