Vatan toprakları devredilemez
Sevgili okurlarım, 03 Şubat 2006 ve 20.02.2008 tarihli “Ölüm tarlaları” başlıklı yazılarımda; Türkiye-Suriye sınırındaki dramın, bundan 87 yıl önce, Osmanlı Devleti’nin mağlup olarak terk ettiği toprakların tel örgülerle ayrılmasıyla başladığını yazmıştım.
20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşmasının hükümlerine göre, masa başında çizilen sınırla tarihi, kültürü, dili, dini ortak insanların arasına dikenli teller girdiğini, bu yetmiyormuş gibi, 1956 yılında Türkiye’nin güvenliği ve kaçakçılığın önlenmesi için, verimli alanlara mayın döşendiğini yazmıştım.
04 Şubat 2006 tarihli yazımda da; “Gazze şeridi mi yaratılmak isteniyor?” diye sordum.
26 Şubat 2006 tarihinde ise; “Mayınları kim temizleyecek?” başlıklı yazımda; Türkiye, Birleşmiş Milletlerin 2003 yılında aldığı “Kara mayınlarının Temizlenmesi” kararına imza attığını ve bu anlaşmaya göre; Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki illere ait 506 bin dönüm arazide bulunan, yaklaşık 638 bin kara mayınını, 10 yıl içinde temizlemesi gerektiğini hatırlattım.
Bakanlar Kurulunun 27 Haziran 2005’te mayınlı arazilerin temizlenmesi kararı aldığını, bunun için bir ihale şartnamesi hazırladığını, iddialara göre, ihale şartnamesinin Resmi Gazetede yayımlanmadığını hatırlatarak; “Mayınları kim temizleyecek?” diye sormuştum.
Nihayet, Türkiye’nin güney sınırındaki arazide yapılacak mayın temizleme ihalesiyle başlayan tartışma, TBMM gündemine taşındı. CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e bölgedeki mayınlı arazilerin durumunu; “Mayınlı araziler temizlendikten sonra köylülere ve çiftçilere dağıtılması yerine, temizleme işini yapacak yabancı firmalara kiralanacağı yolunda iddialar var, doğru mu?” diye sordu. Demek ki doğruymuş!
27 Şubat 2006 tarihinde “Mayın ihalesi mecliste” başlıklı yazımda bunu kamuoyuna duyurdum.
Türkiye’nin güney sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenerek tarıma açılması konusu, gündemde ki yerini korurken, Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, konuyu, Meclise taşıdı. Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı TBMM Başkanlığına bir soru önergesi vererek, önergenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını istedi.
1 Mart 2006 günü Meclisin 66. birleşiminde, CHP gurubu adına bir konuşma yapan İstanbul Milletvekili Onur Öymen’de mayınlı arazilerin temizlenmesi konusunu dile getirdi.
06 Mart 2006 tarihinde, “Vatan toprakları devredilemez” başlıklı köşe yazımda da, Onur Öymen’in görüşlerine katıldığımı belirterek, Türk kamuoyunu aydınlatmıştım. Aradan üç yıl geçti. Mayınlı araziler konusu, meclis ve kamuoyunun yeniden gündeminde.
Mayınlı arazileri kimin temizleyeceği merak ediliyor.
Bu mayınlar temizlenerek, elli dokuz yıl önce, vatanın güvenliği gerekçesiyle, toprakları istimlâk edilerek ellerinden alınan; gerçek sahipleri; Gazianteplilere, Kilislilere, Şanlıurfalılara, Mardinlilere ve Hataylılara verilmelidir.
Organik Tarım projesinin uygulanması için, mayınların bir an önce temizlenmesi gerekiyor. Mayınlar bir an önce temizlensin ki, bu ölüm tarlaları artık can almasın, insanlar sakat kalmasın.
Bu ölüm tarlalarındaki mayınlar bir an önce temizlensin ki, tarıma elverişli bu araziler, bölge insanına umut kapısı olsun, iş kapısı olsun.
Bu ölüm tarlalarındaki mayınlar bir an önce temizlensin ki, insanlar acı çektikleri araziye yeniden sahip olsun ve üretim yapsınlar.
Bölge milletvekilleri, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Araziler temizlendikten sonra, organik tarım için bölge sakinlerine verilecek mi? Yoksa temizleme işini yapacak yabancı firmalara mı kiralanacak?
Vatan toprakları devredilemez.
|