Sevgili okurlarım, kusursuz insan yoktur. İnsanın kusuru mutlaka görülür. Bazı kimseler, sırf canımız sıkılmasın diye, doğruyu söylemeye çekinirler. Ama yakın dostlar, düzeltmemiz için onu söylemeyi borç bilirler. Yinede doğru söz bize acı gelir.
Çünkü dost acı söyler!
“Dost ağlatıp söyler, düşman güldürüp söyler” demiş atalarımız.
Dost acı söyler çünkü dostumuz bizim için kötü şeyler istemez. Dost, sadece iyi olması için acı söyler.
Eskiden şöyle bir atasözü varmış ‘Söyleme sırını dostuna, o da söyler dostunun dostuna’ dostunun dostu da vardır.
Seçimlere gün sayıyoruz. Siyasilerimize sesleniyorum: Siyaset, güven ve vefa işidir. Dostlarınızı satmayın. Sizi bugünlere getirenleri sakın ha satmayın. Onları yok saymayın. Siyaset güven, vefa işidir.
Peki, “Gerçek dostum var mı?” diye, hiç düşündünüz mü?
İnşallah vardır. Eğer yoksa olmasını düşünseniz de bilhassa siyasette gerçek dostu kolayca bulamazsınız.
Yürekleri sevgi dolu, sempati ilgisi ile birbirlerine bağlı kimseler vardır. Bu kişileri arkadaşça ötekine bağlayan, yakınlık sağlayan sevgi duygusudur. Bu güven dolu sevgi duygusu ise, dostluğu meydana getirir.
Kadın ya da erkek olsun, hiç fark etmez. Sırlarınızı paylaştığınız, özlediğinizi açık yüreklilikle söylediğiniz, telefonda bile saatlerce konuştuğunuz, O’nu göremediğiniz zaman yüreğinizin daraldığını hissettiğiniz ve onu çok sevdiğiniz bir dostunuz var mı?
Onu özlediğinizi açık yüreklilikle söylediğiniz, sohbetlerinizi paylaştığınız, yalnızlığınızı anlattığınız, sevincinizi hisseden biri var mı?
İnsanın böyle gerçekten mükemmel bir dostu olsa ne güzel olur değil mi?
Böyle bir dostunuz olsa, onunla hataları, günahları, sevapları, sevgileri kısaca her şeyi konuşabilir ve paylaşabilirsiniz.
Bazen düşünüyorum da; hayatımızda o kadar çok yanlışımız var ki, bu yanlışlıklar sonucu çok arkadaşlıklar kaybetmişiz. İnsan bunu çok geç anlıyor. Sonra da dostluk ve arkadaşlılar kolay kazanılmıyor.
Dost kolay kazanılmaz. İlgi ister, sevgi ister ve zaman ister.
Fakat bazı insanlar birbirleriyle hemen kaynaşabilirler, sevebilirler ve çabuk dost edinirler. Bunlar dost canlısı insanlardır.
Oysa dostluğun sağlam temellere dayanması için, kişinin çevresindekileri iyi tanıması gerekir. Çevresindekileri iyi tanımadan edinilen menfaat dostlukları sonunda hüsranla biter. Dost vurulunca değil unutulunca kahrından ölürmüş. Onun için, insan hiçbir zaman gerçek dostunu unutmaz yüreğinde saklar ve dostlarını satmaz.
Nerede o eski dostlar?
Gültekin Çeki’nin Rast makamında bir şarkısını hatırladım:
“Unutulmuş birer birer
Eski dostlar, eski dostlar
Ne bir selam, ne bir haber
Eski dostlar, eski dostlar.”
Şöyle bir düşünün bakalım, gerçek dostunuz var mı?
|