Bir varmış bir yokmuş.Bir zamanlar yeni zamanlar çok güzel bir diyarda ama güzelliklerin farkında olmayan halklar yaşarmış. Onlar hep kavga eder tartışır birbirini kırar üzer hatta yaralarmış.
Böyle olması ve bu güzel diyardaki halkların mutlu huzurlu olmaması için dışardan bu kaosa destek verenler kışkırtanlar varmış. Güzel diyarın halkları içinden güzel insanlar çıkıp 'yapmayın etmeyin iyi geçinin güzel ülkemiz kalkınsın düşmanların ekmeğine yağ sürmeyin' dese de diğerleri dinlemez kavgaya devam ederlermiş..
Ne yazık ki ortalık iyice karışmış güzel diyarın idarecileri yaptıkları yanlış işler sonucu pasif kalmaya başlamışlar.Pasifleştikçede karmaşayı yaratan küstah ve art niyetli insanlar iyice meydana çıkıp ateşi körüklüyorlarmış...
Derken ülkesini seven bir kaç kişi bir çare bulalım diyerek aralarında toplanmışlar. Liderleri çağırıp oturup konuşalım uzlaşalım ülkemiz için orta yolu bulup anlaşalım demişler. Neyse efendim toplanmışlar liderler ve taraftarları isteklerini saymaya başlamış. Hepsi söz ve karar hakkı bizim olacak kayıtsız şartsız hükümran olacağız biz en doğrusunu biliriz diye böbürlenerek ahkâm satıyorlarmış.
Hiç biri ülkemiz için her fedakârlığa hazırız diyemiyor, kibirle büyükleniyor,yaşanan olaylardan bir birbirini suçluyormuş. Halklar düşünmeye başlamış ne yapsak da bir tanede olsa ülkesini seven bir adam bulsak mucize gibi çıksa bunların aklı başına gelse diye çırpınıyorlarmış. Ortalığın bu kadar karışmasına sebep olan hatalı idareciler ise yaptıkları yanlışların özrünü kabul etmek şöyle dursun hala aksilik ediyorlarmış.
Bencil liderler ve taraftarları durumdan faydalanmak ve tek başına hükmetmek istesede sayısal olarak buna imkânları olmadığı için o idarecilerin oyuncağı olmuşlar.Ve hepsi bir sabah uyandıklarında halkların artık onlara güvenmediğini bencilliklerinden bıktıklarını görmüşler. Hatta uzun zamandır güneş bile tutulmuş sanki o ülkeye doğmak istemiyormuş. Duyduğuma göre şimdi hala bu durumda binlerce insan güneşin yeniden doğacağı günü bekliyormuş.
Küçük çocuklar güneşe yalvarmış. Ey güneş yarınlarım kararmasın doğ artık lütfen demişler. Bu yakarışı duyan melekler küçük çocuklara söz vermiş. Çok yakında ilahi yaratan bu ülkede yaşayan ve günahsız tüm çocukların bebelerin hatırı için mucizesini gösterecek.
Güzel ülkeniz güzel yürekli iyi niyetli ve vatan sevgisi olan liderlere kavuşacak, yaşadıklarınız yapılan hatalar sonucu bir imtihandı. .
Şimdi sizin büyükleriniz, ana babalarınız, idarecileriniz, liderleriniz oturup düşünürlerse doğruyu bulacaklar ve güneşiniz yeniden aydınlık yarınlara doğacak demişler. Masalcı bir müjde gibi çok eski olmayan bu zamanların öyküsünü yazmış. Ve daldan 'üç kızıl elma düşmüş. Üçüde çocukların gençlerin hakkı olup gelecekle birlikte onlara ikram edilmek için altın bir tabakta bekliyormuş.
|