Kara bulutlar kol geziyor ülkem insanlarının başında. Gökyüzü kan ağlıyor dökülen kanlardan. Sabır noktası iflas etmiş; gözler umutsuz vadilerin yamaçlarında, uçurum kenarlarında ölen insanlığa ağlıyor.
Geleni vuruyorlar, gideni vuruyorlar. Vampir gibi kan emiyor kana doymazlar,aymazlar sürüsü."Benim sadık yarim kara topraktır"demişse aşık Veysel üstadımız; böyle pisi pisine ölümler için dememiş elbette. Onurluca,insanca ölümlere, ölümlülere demiş bu sözleri elbette ama ne fayda; dinleyen mi var? Mermiler,füzeler, silahlar,bombalar patlıyor ayak uçlarımızda, göğsümüzde, yanıbaşımızda.
Ağlıyor anneler şehitlerine hüngür hüngür; takan yok. Ölüm savaşcıları tetiğe,namluya basmak için sinsi tuzaklarda bekliyor. Ateşle birlikte, bombayla birlikte, füzeler ve uzun namlulu silahlarla yok oluyor umutlar her geçen gün biraz daha. Yok olan insanlığın kırıntılarına bile tahammül edemeyen iç ve dış terör odakları; kanla beslenmeye devam ediyor.
Ülke bir kaosa doğru gidiyor. Çareler çaresiz, yetersiz kalıyor. Birilerinin aklı fikri ise sadece seçim derdinde. Hangi parti ne kadar oy alacak; hangi aday lider olacak sandıklardan kim çıkacak? Seçimde hangi marş ya da şarkı çalınacak derdine düşmüşler. Millet derseniz; bir şeyler yapmaktan aciz.. Köşe başları, sokaklar, ıssız bölgeler kaderine terkedilmiş sanki.
Gidiyor canlar, cananlar duyan yok. Duysalar da köklü çözümler yetersiz kalıyor. Silahların gölgesinde; acıların ve çaresizliklerin sinesinde daha ne kadar dayanacak bu halk? Bitmişleri oynyoruz yine. Senaryolar yazılmış ümitsizlik ve çaresizlik üstüne.
Halk, çocuklarını doğuda okula göndermekten korkuyor, herkes panik ve bir telaş içinde. Sağa sola koşuturmacalar, dağ başında eli silahlı insanların korkusu ve acabasıyla her gün yeni bir umutsuzluk sahnesi yaşanıyor.
Artık bir şeyler yapılmalı, bir çözüm bulunmalı; aksi takdirde topyekün ağıt türküleri söyleyeceğiz gibi görünüyor. Uçaklar, terör mevzilerini bombalarla imha ediyor ama ne terör bitiyor ne de teröristler.
Çocuklar bırakın oyun oynamayı, çocukluklarını yaşamayı; okula bile giderken acaba bizi de vururlar mı, ölür müyüz korkusu taşıyorlar o minicik yüreklerinde. Anneler, babalar, eşler şehitleri için her gün başka bir yerinde yurdumun gözyaşları döküyor, ağıtlar diziyor.
Bizim ise yapabildiğimiz şey ise terörü kınayan yürüyüşler, şehitler, gaziler için mevlit okumalar, dua etmelerle sınırlı kalıyor acılarımız.
Lütfen artık daha kalıcı ve ses getirici, caydırıcı bir şeyler yapılsın. Yoksa ne acılar sona erecek ne de terör kanla beslenmekten vazgeçecektir.
Hüzünlüyüz, acılıyız. Gelsin artık bu karanlık gecelerin sabahı. Gelsin artık özlenen o sevgi,barış, insanlık özlemiyle dolu yarınlar... |